ANTALYA DAĞ PROJELERİ

Proje Hakkında

 

Degerli kayaksever arkadaslar, bu asagıdaki ve heyecen verici konuya, sayet ciddi bir katkı koyabilecek bazı manevi imkanlara da sahipseniz, o zaman size bir teklif vede bir ricam olacak;

Konu : Genel anlamda, tum Antalya’nın yuksek turizm sezonunun; artık toplam 210 gun yerine, bundan sonra ise dag ve kıs sporlarını da katarak, toplam 330 gune cıkartılması ve hatta uzun yıllar sonrasında da, Akdeniz de bir kıs olimpiyatı tertiplenebilmesi hk:

Teklif detayı : Kalkan ile Alanya arasında ve tum Antalya geneli icin; Alp’in kriter ve boyutlarına sahip ve toplam 3 adet kıs sporları ve kayak merkezi yatırımının baslatılabilmesine destek vermek hakkındadır. Aslında esas hedefimiz; 15 veya 20 yıl icinde Antalya’da uluslar arası bir kıs olimpiyatı tertiplemek ve boylece Antalya’yı uluslar arası turizm piyasasında zirvelere cıkartabilmektir. Ama bunun icin, oncu olabilecek ve cok ciddi bir yatırımcıya ihtiyac vardır. Acaba bu yatırımcıyı, sizler sayesinde bulabilmek imkanı olabilir mi ?

Ustelik, ilgili daglarda sadece gunu birlik sosyal ve mekanik tesisler yer alacak, yani daglarda yatak imalatı olmayacak ve geceleme simdiki otellerde yapılmaya devam edecek. Kısaca sistem surekli gunu birlik isleyecek, otelden cıktıktan en cok 60 ile, 80 dk sonra kayak yapmaya baslanılmıs olacak ve aksam da, yine aynı sure ve sekilde tekrar otele donulecektir. Gunumuzde ve Antalya’da; Turizm Bakanlıgından resmi isletme belgesi almıs toplam yatak sayısı 400.000’i gecmistir ve bu rakam da, giderek 500.000’e dogru yukselmektedir.

Neticede; toplam 41 yıllık meteorolojik analiz, 14 yıllık gozlem, kalabalık ciddi bir teknik kadro ve 4 yıllık surekli bir calısma sonucunda biten ve en buyugu de olan, Antalya’ya ait bu ilk Lord Mountains projesi, uluslar arası teknik bir onaya da sahiptir. Bu yatırımın, sadece yatırımcıya maliyeti 120.000.000 € civarında olacak ve pahalı yatak imalatını da kapsamadıgı icin, kisisel maliyetler ( 3600 € / kisi )cok dusuk ve bu sebeple de, yatırılan toplam bedel, tesis acıldıktan sonra en cok 3,6 yıl icinde geri alınabilecektir. Tek basına, Alp’lerdeki ilk 15’in icinde yer alabilecek bir buyukluge sahip bu muazzam projenin fizibilitesi, Avusturya’lı unlu uzmanlar tarafından da onaylanmıstır ve bu yatırımların tumu icin, asla buyuk bedeller odenmeyecek ve getirisi de fazla olacaktır. Keza Devlet de; bu projede kendine dusen ve benzer miktardaki alt yapı bedelini odeyecek, ama o da ve bu yatırdıgı bedeli, tesis faaliyete gectikten sonra ve sadece 4,5 yıl icinde geri alabilecektir. Antalya icin dusundugumuz diger 2 projenin yerleri bellidir ve yeni yapılacaktır ve bunlardan biri, yine Antalya il sınırları icinde ve digeri de Antalya’ya cok yakın, ama Isparta il sınırları icinde yer almaktadır. Keza bu yatırımların tumu icin de, yine asla buyuk bedeller odenmeyecek ve getirileri de fazla olacaktır. Dahası; bu merkezlerin projelendirilmesi de, 4 mevsim boyunca faaliyet gostermesi esasına gore planlanmıs vede planlanacaktır.

Proje uretim mutfagında; basta ben Oner Govsa ve dunyaca unlu bay Erich Moscher ve bay Karl Haas adlarında 2 Avusturyalı uzman da bizlerle birlikte calısmıstır. ( Boyle bir teknik ekibe sahip olmak buyuk bir sanstır ve bu uzmanları; internet google Avusturya uzerinden siz de arastırabilirsiniz )

Dikkat: Ancak bizler ve ozellikle de burada proje pazarlamıyor ve satmıyoruz; bizler bu konunun, proje ve imalatı bazında genel teknik onculugunu talep ediyoruz. Teknik olarak; bastan sona her sey bizim onculugumuzde planlanacak ve bitirilecektir, hatta biz isletmede de ve belli olcude yer alacagız. Ozellikle ve sadece bu konuyla ilgili olarak; yaklasık 8 yıl once Altın Zirve A. S. Sirketini kurduk ve Antalya genelinde bu tur isler icin 41 yıllık meteorolojik analiz ve 14 yıllık gozlem ve proje calısmalarına da sahibiz. Antalya icin hazırlamıs oldugumuz ve 2004 yılında da bitmis olan bu ilk proje, sayet hayata gecerse, ardından diger 2 proje de devreye girebilecektir. Oner Govsa olarak ben ve teknik ekibim; 24 yıldır bu tip projeler uretmektedir ve İzmir www.bozdagkayak.com merkezinin proje ve fikri de bana aittir.

Sonuc: Örnegin; Finike, Kemer, Antalya merkez, Belek, Side ve Alanya gibi, kısaca bu sahil bandının tumunde de yer alan otellerden cıktıktan sonra, 40 ile 80 dakika aralıgındaki sureler icinde kayaga baslanılmıs olabilecektir. Ayrıca ve bu merkezlerde; Alp’in kriter ve boyutlarında ve en az 120 gun boyunca kayak yapmak da mumkun olacaktır. Dahası; bu merkezlerin projelendirilmesi de, 4 mevsim boyunca faaliyet gostermesi esasına gore planlanmıstır. Tabi sayet sizler de ve oncelikle bunu istiyorsanız ve ayrıca bu konu icin, herhangi bir manevi katkı yada yardımınız da olabilirse, bu is muhtemelen gerceklesebilir. Ayrıca bu konu; sayet ciddi bir yatırımcının ilgisini cekerse, onlarla bir araya gelmeyi ve bu projelerle ilgili olarak, en ince detaya da girmeyi istiyoruz. Dilerseniz; sizlere ve bu projeyle ilgili bazı tanıtıcı brosur ve resimler de gonderebilir ve zaman icinde, bu siteye de ekleyebiliriz. Sayet bu projelerin yatırımcısı bulunabilirse; hem yatırımcı ve hem de tum Antalya turizmi icin, ciddi bir ilave kazanc ve cok buyuk bir sans da dogabilecektir. Hatta; Antalya ve yoresine ait bu 3 dag projesi, sayet ve tam olarak faaliyete gecerse, ulkemizin turizm sektorune de, yılda ve en az 1.500.000.000 $’lık bir ilave doviz girdisiyle de birlikte, binlerce kisiye de istihdam saglanabilecektir. Kısaca; sizlerden manevi katkı ve yardım vede mujdeli haberler beklemekteyiz.

 

Öner Bey projenizden dolayı sizlere başarılar dileyerek başlamak istedim. Yazınızı okudum. SAnırım en büyük ihtiyacınız yatırımcılar. Merak ettiğim bi soru olacak. Neden bu proje için Antalya'yı seçiyorsunuz? Bide bölgede bulunan turizm işletmecileri bu iş için mükemmel yatırımcı olabilirler mi ?

 

Selam degerli kardesim; Antalya'yı secmekte, bir kac cok onemli neden var, bunlar sırasıyla ve soyle ki;

1- Burası zaten kendini kanıtlamıs bir turizm markası olmus ve buranın isleyen vede artık iyice oturmus turistik bir sektorel sistemi var.
2- Uluslar arası bir ulasım kolaylıgına sahip ve ustelik hem cok yuksek kapasitede ve hem de her mevsimde.
3- Suan icin sektorde faal toplam 400.000 yatagı var ve bunlar da, neredeyse ulkenin en iyi ve en konforlu olanları.
4- Suan icn Antalya turizmin en onemli tek eksik ayagı, daglarının devreye girmemis olmasıdır ve sayet bu olursa, Antalya'nın yuksek sezonu 210 toplam gunden, 330 toplam gune cıkabilecektir. Zaten calısan bir sistem var ve onun unutulmus bu onemli eksik ayagını monte etmek ve calıstırabilmek de, elbette ki cok daha kolay olabilir. Ornegin yep yeni bir yer kurasınız ama, onun calısabileceginden cok da fazla emin olamazsınız , oysa burada zaten calısan bir sistem var ve bundan yaralanmak da akılcıdır.
5- Aslında dag turizminin ve ozellikle de otelcilik kısmı yeterince rant degildir, cunku ve genelde sezonu kısadır ve o sebeple de genelde en karlı oteller buyuk sehirlerdeki sehir otelleridir, cunku bunların zaten sezonu olabildigince uzundur, o nedenle de yatırımcı, yatırdıgını cok daha erken geri alabilir.
6- Bu tur turistik yatırımların; genelde en yuksek maliyetlisi yatak, yani oteller olmakta ve sayet bir yatırıma cok para gomduyseniz, onu cok daha gec geri alabilrsiniz. O sebeple ve buyuk sehir otelleri dısındaki otel yatırımları da, aslında cok da cazip degildir.
7- Ayrıca ve sayet yeterli bir yatak sayısıyla desteklenemeyen bir kayak merkezi de, pek rant da sayılmaz ve bu haliye boylesi bir yere yatırılan para da, ancak ve cok da gec geriye alınabilir.
8- Oysa Antalya'da, bu dagları ve gunu biirlik bir sistemle besleyebilecek yuzbinlerce kaliteli, isleyen ve kendini de kanıtlamıs yatak var, ustelik bunlar, kısın cogu kez ve cok dusuk kapasiteyele de calısmakta ve musteriye de cok fazla ihtiyac duymakta.
9- İste artık bu gercekci detay ve saptamalardan sonra da, bu kez de dagların ve iklimin durumuna bakmak ve bu mevcut dagların veya en azından hangilerinin, bir kayak merkezine yarayıp yada yaramayacagı konusuna bakmak gerekiyor. Peki acaba bu daglar, bu amaca uygun mu ve ise yarayacak mı sorusu, hayati derecede bir onem kazanıyor.
10_ Bu teknik yonden ve cok iyi incelendiginde; ozellikle de iklimsel ozellikler acısından Antalya'daki bu 2 ciddi dag ve kar riski de munimum olarak, bu ise ve fazlasıyla da yarayabiliyor.
11- Ayrıca ve yine bu 2 dag, topografik ozellikler olarak da uygun kayak alanlarına sahip ve ustelik de Alp'in kriter ve boyutları kapasitesinde hizmet verebilecek gorunuyor.
12- Bu tespitlerden sonraki en onemli hayati detay ise, bu dagların mevcut yataklarla yakınlıgı ve bir gunubirlik sistemin calısabilme ihtimalinin arastırılması oluyor. Bu hayati oneme haiz olasılık, Antalya sınırları icinde yer alan bu 2 dag icin, yeterince uygun ama, yine ve agırlıklı olarak Antalya'ya hizmet vermesi dusunulen ve Isparta il sınırları icinde yer alan sadece diger 1 dag da, yalnızca biraz da zorlanarak, ama ve yine de bu sisteme uyum saglayıp hizmet verebiliyor.
13- Ustelik bu daglara ve gunubirlik bir sistemle ve her daim de kolayca ulasım, Antalya'nın ılıman iklimi ve secilen uygun karayolu guzergahı ve uygun karayolu projesi sayesinde mumkun olabiliyor.
14- İste artık bu noktadan sonra, yapılması tasarlanan gunubirlik sistemin, bir istatiksel Alp'in sportif gunluk programa ve saat bazında uygun olup yada olmadıgına bakılıyor ve secilen bu dagların bu istatiksel verilere uygun oldugu ve calısabilecegi de ortaya cıkıyor, soyle ki, Alp'in ortalama istatiksel verilerine gore, iyi bir kayakcı, gunde ve en cok 4 saat ayakta durur ve kayak yapar ve bu ayakta olma haline, skiliftlerde gecen zaman da dahildir, 2 saat de oturur, kahve icer, yemek yer, dinlenir, tuvalete gider ve hatta oturaklı mekanik tesislerinde de oturur. Bu saatlerin toplamı 6 saat oluyor ve geriye de genelde 8 saatlik bir calısma gunu suresinden 2 saat kalıyor, iste bunlar da gidis ve donus zamanını kapsayacak ve belki, sadece bazı yerler icin ve en cok toplam bir yarım saat kadar asabilecek Fakat sistem calısabilecek, zaten Alp'lerde de ve genelde otelden cıktıktan ancak 30 yada 40 dakika sonra ayagınıza kayak takıp, kayabilmek sansına sahipsiniz, yani ve bazı ozel durumlar haric, Alp'lerdeki genel durum boyle, buradaysa bu sure cok az daha asılmıs olacak, hepsi bu ve genel de bu durum, gunluk sportif programa da uygun.
15- Dag yatırımcısının; artık dagda ve en pahallısı da olan turistik yatak ve otel yapmasına hic gerek kalmıyor ve dag yatırımcısı, dagda sadece mekanik tesisler ve gunu birlik sosyal tesisler yapacak ve yalnızca da onları isletecek. Hal boyle olunca da, yatırımın kisisel maliyetleri cok dusuyor ( Sayet bu yatırıma yatak ve oteller de dahil olsa, bu yatırım ve muhtemelen de, en az 5 kat daha artacak, hatta belki de daha fazla ) ve o nedenle de, yatırım cok daha cazip bir hale geliyor, dolayısıyla da buraya yatan toplam bedel, cok daha kısa zamanda geriye alınabiliyor. Ancak en uygun ve en dogru bir dag projesi sayesinde de, elbette ki isletme maliyetleri de en uygun seviyelere dusebiliyor ve bu da, yatırımı daha da fızıbıl bir duruma getirebiliyor. Yani dag projesinin dogrulugu da, burada ve ilave bir onem daha kazanıyor.
16- Peki acaba Antalya daglarının yagıs durumu nasıl, genelde ve zaten yurdumuzu esas besleyen ana sistem olan orta Akdeniz girisleri sayesinde ve ornegin Antalya'nın yıllık ortalama yagıs toplamı 1046 mm'dir, bu rakam Bursa icin 694 mm ve İzmir icinse 682 mm'dir. Oysa Antalya'nın, aralık, ocak ve subat'tan olusan ve sadece 3 aylık kıs donemindeki ve uzun yıllara gore ortalama yagıs toplamı 666 mm'dir. E, olan ve secilen daglar da, cok yuksek olunca, orografik yapı geregi, yeterli yukseklikler de, kıs mevsiminde asırı kar alabiliyor. Benim burada kullanmayı dusundugum dagların yuksekliikleri de ve sırasıyla, 3070 m ( projesi bitmis olan da bu ), yaklasık 3000 m ve 2720 m olmakta ve bunlarda kullanmayı planladıgım ve tasarladıgım dusey kot farkı toplamı da ve yine sırasıyla; 1200 m'ler, 1200 m'ler ve 800 m'ler civarında olacaktır. Turkiye'nin ve suan icin bu konudaki lideri Palandoken'se, 1025 m'lik bir dusey kot farkı toplamı kullanabiliyor, o da ve sayet kar cok ise.

Degerli kardesim; size cok detay verdim ve sanıyorum artık nicin Antalya'yı secmis oldugum da, cok net bir sekilde ve cok da detaylı olarak anlasılıyor, zaten o sebeple de bu detaylara girdim.

Not: Bence, bolgedeki otel yatırımcıları, sanırım bu dag isinde yatırımcı olmazlar, ama bu yatırımı ve isletmeyi de, en basından vede canı yurekten destekleyeceklerdir, cunku kendilerine de cok fazla yarayacak, dahası ucaklar da zaten kısın daha ucuz, velhasıl bu is herkes icin cazip ve cekici olacak, sonucta hem onlar ve hem de dag isletmesi kazanacak, ama en sonunda da, Antalya ve Turkiye turizmi kazanacak.

Saygı, sevgi ve en icten dileklerimle.
Oner Govsa

 

Neler yapabiliriz. Bizlerde cok isteriz bu projenin gerceklesmesini.

 

Yerliler ilgilenmedi, yabacılarsa mulkiyet sorununu coz ( yani on tahsisi al, ayıca ve sadece prensip olarak da, bir niyet mektubu da vermiyorlar ) biz oyle geliriz dediler, ( ayrıca ve araya da; pek cok ve yıllar suren ekonomik sorunlar da girince, bu is cok sekteye ugradı ) oysa guclu bir yatırımcı olmadan, bu on tahsisi alabilmek asla mumkun olamıyor ve bizde de, bu ekenomik guc yok, zaten aslan payını asla istemedik ( hatta esasta bizim icin olması onemliyi ve cok az bir pay istemistik ) ama ve yine de olmadı, bir esige takılıp kaldık ve o esigi halen de asamadık, hatta belki de hic asmayacagız gibi gorunuyor. Bu esigi asabilmenin tek sartı, buraya esaslı ve guclu bir yatrımcı bulup, onu koluna takıp ve ancak oyle ortaya cıkıp, on tahsis basvurusu da oyle yapmak gerekiyor, Ayrıca ve tabiki de baska sartlar da ortaya cıkacak ve olacak ama, sayet buldugunuz yatırımcı, yeterince buyuk, guclu ve etkiliyse, mesele yok, zorlukları aslıır ve bu on tahsis de kolayca alınır, ama bunu bulamadık, sorun bu ve dahası, genel olarak Alp'lerdeki kayak yatırımcı ve isletmecileri cogunlukla o yorenin kooperatifleri olmakta ve kendi bolgeleri dısıyla da hic ilgilenmemekteler. Sadece kuzey İtalyan ve Fransız Alp'lerinde; cok cok az sayıda ozel kayak merkezi yatırımcısı ve isletmecisi var ve biz bunlara tam olarak ulasamadık. Velhasıl; buradaki esas sorun, en uygun ve guclu yatırımcıyı bulabilmekte.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Merhaba öner bey, bundan 12 yıl önce saklı kentte yarışmıştım. Yolu çok kötüydü ve hatta küçük bir kaza geçirmiştik. Benim gittiğim sezon şubat dönemiydi , kar fena değildi ama sezonun kısa sürdüğünü söylemişlerdi bana. Bu sunni kar makinaları (sıcaklık eksilerde olduğu sürece) ile uzatılabilir ama 'rantabl' olur mu emin değilim.

Şuan benlki biliyorsunuz Erciyes böyle bir projeye başladı. İlk etabı bu sezon tamamlanıyor. Bu proje belediye ve devlet desteği olmadan biraz zor gerçekleşirdi. Yani böyle bir projede topluca bir kurumu ve devleti arkanıza almanız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü ne olursa olsun 'kıs sporları' 'kış turizmi' bizim çok uzman olduğumuz bir konu değil. İLKİM DEĞİŞİMİ nedeniyle de riskli yatırımlar. Hava durumu, kar kalınlığı tahmin edilemiyor. Erciyes'te gecen yıl 100yi zor gördü kar kalınlığı , bu yıl 2m yi geçti. Antalya'a düşünülen bölgelerde bir araştırma yapılabilir. Benim bildiğim kadarıyla o bölgede Fethiye Eren dağı bu iş için ideal. Ama ilginçtir oraya da kayak merkezini dağın en iyi kar alan, en iyi pistlerin olduğu yere yapmadılar. Ulaşımı da çok zor bu dağların. Merkeze ulaşılabilirlik çok önemli. Havaalanından taksi ile kaç dk. ne kadar sürüyor?

Bu dönemde her kar alan dağa kayak merkezi yapma furyasını tehlikeli buluyorum. Pek çoğu bir kaç yıl sonra atıl kalacak.Böyle riskli bir yatırımda devlet desteği şart. Antalya daki otel işletmecileri deneyimlerini şuan yurdun genelindeki mevcut tesislere aktarsa bence daha iyi olur, hem kendileri açısından , hem Türkiye açısından. Yine de Antalya'ya kayak merkezi yapmakta kararlıysanız devlet desteği şart diye düşünüyorum.

Bizden nasıl destek alırsınız? Bizi kayak merkezi yapmak istediğiniz bölgeye götürün . Açık (ağaçsız) alanlar varsa snowkite'çılarla gelelim.Kayalım ve görüşlerimizi, fotoğrafları internet ortamında yayarak kamuoyu oluşturalım. Sizin yatırımcınız devlet, F1 e falan yatırdıklarının yanında önemli paralar değil. Eğer rantabl bulunursa proje KOSGEB desteği bile alnıyor, teşvik alınıyor. Türkiye'ye hiçbir yatırımcı kendisini garantiye almadan girmez.

 

Bu 3 dagın en guneyde yer alan sadece 1'i ise; zaten Beydag zirvesinin yer aldıgı Akdag ( ama burası Fethiye'den gorunen o Akdag degil ) platosu oluyor, denize en yakın 2'nci ama, en yuksek ilk yukseltisi ve Tekeli yarımadasının da en yuksegi oluyor. Orta akdeniz girislerinden cok cok iyi kar kapıyor, biz 2000'li yılların baslarında projeyi yaparken, 41 yılın en kurak donemine denk geldik ve bu bizim icin buyuk sans oldu ve projeyi de bu olmsuzluga gore gelistirdik. Bakırlıdag Saklıkent'te kar tamammen bittikten, ancak 1.5 yada 2 ay sonra bu platoda kar bitiyor. Bir defasında Avusturya'lı 2 uzmanla 27 mayıs gunu ve projenin ( 2550 m yukseklikteki ) santral restoran adını verdigimiz bolgesine cıktık ve o gun har taraf bembeyazdı, yaklasık 80 cm civarı kalınlıkta bir kar oldugunu Avustuya'lılar soylediler ve kayaksız geldiklerine de cok uzulduler, cunku kayak yapmak istediler ( tumuyle bitmis olan on proje ve fizibilite buraya ait ). Yani burası ne Fethiye Erendag ( Kaldıki aslında Fethiye'de en cok kar 3024 m'lik zirveye sahip Akdag tarafından alınıyor, ama bazen bu denize cok yakın dag bol yagmur da alabiliyor, Eren dag ise cok daha az kar alıyor ve aldıgı bu kar'ı da oyle cok uzun sure de saklıyamıyor ) ve nede Bakırlıdag Saklıkent ( Beydag silsilesinin en kuzey ucunda bulunuyor ve cok fazla kar almıyor ve aldıgını da, cok uzun sure saklıyamıyor ), burası Uludag'dan daha iyi kar alıyor ve aldıgı karı da, yukseklerde cok iyi vede uzun sure saklıyor.

Sizler icin, ama ancak zaman icinde; bu bolge, dag ve projeyle ilgili resimleri buraya koyacagım, cunku bu resimler dijital degil analog, onları scan ettirip koymam gerekiyor, ama en kısa surede bunu yapmaya calısacagım, o tarihleri de belli resimleri gordugunuz de, heyecanınız muhtemelen doruk yapacak.

Gelelim diger 2 dag'a, bunların Antalya Belek'e yakın ama Isparta sınırı icinde yer alanı super kar alıyor ve aldıgı karı da cok cok uzun sure saklayabiliyor, ayrıca ve kuzey yamacı topografik olarak kayaga en uygun ve en guzel olanı da bu dag ( bu proje kafamın icinde ve neredeyse de plan olarak bitmis gibi ), diger dag ise malum Alanya Akdag, orada turzim bakalıgının gelistirdigi bir proje var, ama o proje beni hic ilgilendirmiyor ve amaca da zaten hic uymuyor, ben orası icin amaca uygun cok farklı bir proje dusunuyorum ( bunun icin ise kafa yormakta ve calısmaktayım, bazı secenekler gelisti, ama en uygununu arıyorum, sadece 1 bolgesine ait topografyası fena degil, ama cok iyi kar alıyor ve iyi de saklıyor ).

Not: Buraların gunu birlik ulasımı icin; Devlet karayoluna ciddi para harcayacak ( harcamak zorunda, zaten yatırdıgını kısa surede geriye alabilecek, sayet kolumuzda ciddi bir yatırımcı varsa, zaten devleti ikna etmek de zor degil, cunku bu yatırım zaten de cok fizibıl ) ve bu yollar cift seritli ve bolunmus bir yol olacak, ornegin 2 dag'ın da suan kotu birer orman yolu var ve mesela bunlar ciddi olarak revize edilecek ( zaten Lord Mountains'ın karayolu projesini biz yaptırdık, yani biri hazır ), Alanya Akdag ulasımı ise, bence en kotu durumda olanı, ama burası da zaten cok kısa. Ayrıca ve gercekten de ulke iklimi biraz degisti, artık eskisine oranla kıs ulkemize daha az ugrar oldu ve sanki artık kıs yerini soguk bahar'a bıraktı gibi, yani ulkedeki bu tur tum yatırımların riski suan artmıs gorunuyor. Hatta biz 2000 yılı basında bu projeye baslarken ve keza bitirdigimizde de, yapay kar destegine asla gerek duymadık ve ongermedik de, yani projede yapay kar destegi ve onun yatırım maliyeti yok, ama simdi isin bu kısmının mutlaka revize edilmesi ve ilavesi gerekiyor, hatta bu durum, sadece burası icin gecerli de degil, tum diger daglar da, artık bu yone kaymak zorundalar. Bu gun Alp'lerdeki yapay kar destegi kullanım oranı, % 80'leri gecmis durumdadır ve hatta buzullarda bile, artık yapay kar destegi var ve uygulanmaktadır.

Saygı ve sevgilerimle.
Oner Govsa

 

Ben yatırımcı bulmak icin neler yaptım ve acaba bu konuda sizler de birseyler yapabilirmisiniz ? Bence ve nacizane; iste bu esas konuya yogunlasmak gerekiyor.

Neler yapabiliriz. Bizlerde cok isteriz bu projenin gerceklesmesini.

 

2006 yılının kasım ayından baslayarak, 2007 yılının ocak ayı sonuna kadar, Lord Mountains projesine yatırımcı olmakla ilgili teklif; Sırasıyla

Sn: Şevket Sabancı’ya, Sn: Ali Sabancı’ya, Sn: Ömer Sabancı’ya, Sn: Semahat Arsel’e, Sn: Ahmet Nazif Zorlu’ya, Sn: Güler Sabancı’ya, Sn: Ferit Şahenk’e, Sn: Hüsnü Özyeğin’e, Sn: Cem Boyner’e, Sn: Demir Sabancı’ya ve Sn: Mehmet Nazif Günal’a, kısa bir mektup ve resimli kucuk bir tanıtım kitapcıgı gitti. Bu gidenlerden ve sadece Sn: Sevket Sabancı ve Sn: Cem boyner olmak uzere yalnızca 2 tane cevap geldi, ama maalesef bunlar da olumsuzdu.

Anladıgım kadarıyla bizim zengin is adamlarımız ve holdingler; genelde, yatırılan paranın, cok kısa zamanda ve hemen vede misliyle geri gelebilecegi İnsaat sektorune yatırım yapmayı, cok daha cazip bulmakta ve ornegin tekstilci ve elektronikci Sn: Ahmet Nazif Zorlu bile, İnsaat sektorune muthis bir para ayırmıs gorunuyor. Keza ve digerleri de; elbette ki ve bence haklı da olarak, genelde finans, enerji ve ham madde sektorlerine daha cok goz dikmisler ve giderek bunlarda daha cok yogunlasmaktalar. Turizm sektorunde bulunanlarsa, Buyuk sehirlerdeki sehir otellerine ve son yıllarda da buyuk AVM’lere yonelmekte, geriye kalanlarda zaten muhtemelen kimya, beyaz esya, elektrik, elektronik ve otomotiv vs gibi, belki de aslen kendi sektorlerine kilitlenmisler gibi gorunuyorlar. Dag yatırımlarına yonelmis olanlar da, zaten ve daha cok bir gonul sebebiyle bu sektorde yer almıs kisiler ve bunların da sayıları zaten son derece az vede belli kisiler, hatta ve belki de suan bulundukları yer, bu kisileri tatmin etmeye de yetmekte, yani ve bu yonde muhtemelen de yeterince doygun durumdalar.

Fakat bunların icinde ve bence en acık fikirli olabilme ihtimalindeki kisi, Sn: Ali Agaoglu olabilir, bu proje ve fikir, ona gitmedi, belki gitse, onun ilgisini cekebilir. lakin ve bana gore; bu projenin ve Sn: Ali Agaoglu ve vs gibi muhtemel yatırımcılara, ancak onları cok iyi tanıyan ve onlara da cok yakın olanlar tarafından goturulmesi cok daha faydalı ve cok daha sonuc alabilir. Ancak ben de ve bir İzmir’li olarak zaten bu tip adamlarla maalesef hic bir tanısıklıgım yok, ayrıca onları tanıyanları da arayacak da degilim maalesef. Velhasıl; bu tipleri cok iyi tanıyan birkac kisi veya birkac arkadas, keske bu konuyu onlara goturebilse seklindeki bir dusunceye de sahibim. Kısaca; bizim, su gunlerdeki durum bu.

Not: Alp'lerdeki kayak bolge yatırımcıları da, sayıca son derece az, cunku ve genelde Alp'lerdeki kayak bolgelerini, zaten o kendi bolgesindeki kooperatifler kurmus ve isletmekte, onlar da zaten kendi bolgelerinin dısıyla hic ilgilenmiyor bile. Alp'lerdeki son derece az sayıdaki ozel kayak alanı yatırımcısı, daha ziyade kuzey İtalya sud Tirol bolgesinde ve Fransız Alp'lerinde bulunmakta ve onlar da, sadece birkac kisi ve en cok 2 sirket olarak varlar. Ama Fransız Alp'lerinde bir yada 2 buyuk kayak alanı veya merkezi yatırımcı sirketi bulunuyor, ama onlar da burasıyla ilgilenmedi, yada biz onlara yeterli etkinlikte ulasamadık. Herneyse ama, esas durum bu ve biz de, artık bu isi koyverdik yani. Hatta ve su an elimde; 1 / 10.000 olcekli muhtesem bir Beydag ( Lord mountains ) maketi var ve ben, acaba bunu da cope atayım mı diye de dusunmekteyim acıkcası, henuz kıyamadım ama, herhalde ve bir sure sonra bunu da zaten yapacagım..

Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle.
Oner Govsa İns. Muh.

 

öner bey böyle bir proje gerçekleşirse tarihe geçerseniz....inanın çok heyecan verici bir proje..bir antalyalı olarak gözüm kapalı okudum yazdıklarınızı... ancak belirtmek isterim ki ne kadar özel teşebbüs desteği olursa olsun,devlet desteği hepsinden önemli...özel teşebbüsün desteği 10 ise devlet desteği 100 olmalı ki bu iş gerçekleşsin...devlet çok kısa yollarla,medya desteği ve mali gücü sayesinde kamuyu etkileme gücüne sahip olduğundan,çok geniş kitlelere bu işin anonsunu yapabilir... sizi yürekten tebrik ediyorum...

 

Tabiki de ve ardında Devlet destegi olmazsa, asla sonuc alınamaz, ama Devlet uzerinde de etkili ve cok da ciddi bir yatırımcı ve mesela Sabancı gibi diyelim, iste boyle birini sayet koluna takıp ve bir on tahsis basvurusu da yaptım mı, bu is olur. Zaten bu konuyu; aslında tum Antalya turizmi de ve cok da yuksek bir heyecanla destekleyecek, yani isin bu kısmı da tamam, yani Antalya da bu konuya muhalif olabilecek yok gibi, cunku sezon uzuyor ve onlar da daha cok para kazanacaklar, istihdam da artacak ve artık Antalya turizminde ve buyuk oranda, bir olu sezon da olmayacak. Ama ve acıkcası; bu iste baska turlu ve ciddi bir yatırımcı bulmadan ortaya cıkmanın bence hicbir faydası yok, bu sekilde hem sonuc alamazsın ve hem de, olsa olsa proje ve fikrini de caldırırsın, hepsi bu ve hatta sana kuru bir tesekkur bile etmezler. Ayrıca; tum detaylarıyla da birlikte, bu projeden ve daha en bastan beri de, beni cok seven ve benim de kendilerine saygı ve gonul bagıyla da, kendimi baglı hissettigim onceki Valilerden Sn: Kutlu Aktas'ın ve Saklıkent'in de ( hatta ve esasında Sapanca Kartepe'nin de ilk proje babası olan ) kurucusu Sn. Huseyin Ogutcen'in de haberleri var. Sy: Vali Huseyin Ogutcen, dun beni aradı ve yaklasık 20 dakika benimle konustu, kendisi yakında Antalya'ya gidecekmis ve simdiki yeni Antalya Valisi de onu beklemekteymis, sanırım bu konuyu ona acacak, ama bence ve tek basına bu durum asla bir ise yaramaz, ama en azından ve sanırım Antalya Valisinin tepkisini olcmek istiyor galiba. Onemli olan gercek ve guclu esas yatırımcıyı bulup ve oylece ortaya cıkmaktır, aksi takdirde konu sadece spekulasyonlardan olusur ve bir sonuc da cıkmaz, meselenin esas zor kısmı da zaten bu.

Not: Ayrıca; bu isi gecen yıl Antalya Mardan Telman İsmailov'a da goturduk, ama o da fos cıktı.

Saygı ve sevgiyle Oner Govsa

 

Antalya Kemer Lord Mountains FOUR SEASON RESORT Dağ Sporları ve Eğlenceleri proje açıklamaları hakkında TIKLAYINIZ

 

 

 

Antalya için düşünülen toplam 3 dağ projesinden biten veya şu an için bitmiş olan Lord Mountains isimli projeyle ilgili resimler:

 

 

 

Hemen alttaki biri ingilizce diğeri türkçe olan Antalya Lord Mountions Ön Proje ve Fizibilitesi özet tanıtım kitapçığı 2004 yılında hazırlanmıştır. Dolayısıyla gerek ilk yatırım maaliyetleri ve gerek toplam ciroların da içinde bulunduğumuz yıla göre revize edilmesi gerekmektedir. Bu durumda yatırım maaliyetleri artarken, toplam cirolarda aynı oranda artacak, dolayısıyla yatırımın geri dönüş sürelerinde herhangi bir değişiklik de olmayacaktır. Bu tanıtım kitapçıklarının metnini de okumanızı tavsiye ederiz.

 

Antalya_Lord Mountions_Ozet_Tanitim_TR.doc

Antalya_Lord Mountions_Ozet_Tanitim_EN.doc 

 

DİKKAT : Yatırımın Geri Donus Sureleriyle İlgili, Onemli Bir Not: Antalya Lord Muontains Projesi yatırım maliyetleri 2004 yılına aittir ve bu maliyetler gunumuze gore henuz revize edilmemistir, ama bu maliyet rakamlarını sayet gunumuze uygun sekilde revize edersek, bu toplam rakamları muhtemelen ve yine Euro bazında % 25 roranında arttırmak gerekecek ve bu da zaten yeterli olacaktır. Ancak; aynı zamanda ve diger taraftan da, bu defa Lord Mountains proje fizibilitesindeki toplam ciro rakamlarını da, yine gunumuze uygun hale getirmek ve revize etmek de gerekecektir ve bu toplam ciro rakamlarını da, yine aynı oranda ve % 25 arttırmak zaten yetecek ve gerekecektir. Hal boyle oldugunda da, bu toplam yatırımın; toplam geri donus surelerinde hic bir degisiklik de yaratmayacak ve yasanmayacaktır. Netice olarak; bu toplam yatırımın, toplam geri donus sureleri de, zaten ve aynı kalmaya da yine devam edecektir. Acıkcası ve bu Lord Mountains projesi sayet ilginizi cekmisse ve tabi istenirse de, toplam 165 sayfalık bu ana proje metninin, hem Turkcesini ve hem de İngilizce olanını da size yollayabilirim.

Saygılarım ve basarı dileklerimle de.
Oner Govsa İns. Muh. İzmir

 

Antalya icin; Alp'in kriter ve boyutlarına sahip olan ilk ciddi dag projesi Lord Montains ilk etap yaırımın sonucunda ve ilk acıldıgı yılda, 46 km'lik toplam kayak pisti olacak ve 9 yıl da buyuyecek

 

Antalya icin dusunulen toplam 3 devasa dag projesinden yalnızca biri olan ve Alp'in kriter ve boyutlarına da sahip ilk ciddi dag projesi Lord Montains, sadece ilk etap yatırımın sonucunda ve ilk acıldıgı yılda, 46 km'lik toplam kayak pisti boyuna sahip ( yani ve ilk yılki haliyle bile, bugunku Palandoken'den de buyuk olacak ) olacak ve sonrasında da, daha 9 yıl boyunca da giderek buyuyecek ve toplam 6000 hk'lık bir alana yayılarak, sonucta en cok 120 km'lik bir kayak pisti boy toplamına ve gunluk 30.000 kisilik maksimum kayakcı kapasitesine de ulasmıs olacaktır. Ayrıca; bu kayak pisti toplam boyuna, imalat sırasında acılan servis yolları, elbette ki dahil degildir, yani bunları kayak pisti olarak sunmuyor ve sizleri de asla yanıltmıyoruz.

Burada en uzun kayak pisti: yesil zorluk derece renginde ve 8.5 km'lik kesintisiz bir boya da sahip olacaktır. FİS kriterlerinde ve toplam 1200 m'lik bir dusey kot farkı toplamını kullanan kırmızı renkli Downhill resmi musabaka kayak pistinin boyu ise, 4,4 km olacaktır. Ama en kısa kayak pisti boyu da, 700 m civarında olacaktır, onun dısında ve genel olarak, her kayak pistinin kesintisiz boyları da, 1500 ile 3000 m'ler arasında degisecektir. Yukarıda ve gunubirlik kullanıma yonelik mekanik tesisler ve sosyal tesisler yer alacaktır, ayrıca kayak ve dag isletmesine de ait ve sadece isletmenin kullanımına acık, her turlu tesis ve makineler ve kapalı garajları vs de mevcut olacaktır ve bunların tumunun de, kucuk olcekli mimari planları, neufert normlarına gore ( alt istasyon, devasa otopark ve yolcu peronları vs de dahil ) cizilmis vede bitmistir. Proje final hedefine vardıgında ve tesis de 9 yıllık buyume periyodu sonuna geldiginde, alt istasyondaki 2 mekanik tesis ve cok suratli bir sekilde, saatte ve yaklasık 15.000 kisiyi yukarı tasıyabilecektir.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Son olarak ve Antalya kıs turizmi ile ilgili final beklentimizden de bahsetmek sanırım iyi olacak, soyle ki;

Antalya icin toplam 3 dag projesinin de; tumuyle realize olup buyume periyodlarını da tamamlaması ve en son final hedefine de ulasması sonucunda;

1- Sadece ve projesi de bitmis durumudaki Lord Mountains sayesinde ve ulke bazında; yılda ve en az 600.000 toplam turist sayısı ve 500.000.000 euro'luk toplam ve ilave bir turistik girdi beklenmekte.

2- Antalya icin hazırlanması dusunulen ( aslında bu proje aklımda ve buyuk olcude de teknik olarak bitmis gibi ) ama, Isparta il sırıları icinde yer alan ( Anamas Dedehöl Dağı ) Platin Toros sayesinde ve yine ulke bazında; yılda ve en az 700.000 toplam turist sayısı ve 600.000.000 euro'luk toplam ve ilave bir turistik girdi beklenmekte.

3- Alanya Akdag ( aslında bu proje, yıllar once Turizm Bakanlıgınca ve gelenek degerler dogrultusunda hazırlanmıstı, ama bu proje bizim esas amacımıza asla uymuyor ve o sebeple de, tumuyle ve yeniden planlanmalı ve su sıra da, zaten bunun uzerinde kafa yormaktayım ) Altın Toros sayesinde ve yine ulke bazında; yılda ve en az 500.000 toplam turist sayısı ve 400.000.000 euro'luk toplam ve ilave bir turistik girdi beklenmekte.

Dolayısıyla da, bu toplam 3 dag projesi sayesinde ve final hedefte ve yine ulke bazında, yılda ve en az 1.800.000 genel toplam turist sayısı ve 1.500.000.000 euro'luk genel toplam ve ilave bir turistik girdi beklenmekte ve hedeflenmektedir. Hatta belki de bu rakamlar biraz daha da asılabilecektir. Ornegin gunumuzde sadece İsrail'de 300.000 kisi kayak yapmaktadır ve Telaviv'le Antalya arası da, ucakla ve yalnızca yaklasık 50 dakika surmektedir, ayrıca yakındaki ve hatta biraz daha uzaktaki baska ulkelerden de, daha pek cok sayıda kayak turisti de beklenmektedır. Turizm icin, keza kıs turizmi icin de; 3 temel sual var, bunlar kim gelecek, neyle gelecek ve ne icin gelecek sorularına verilebilecek saglıklı ve gercekci cevaplardır ve iste o gun, Alp'lerde olandan fazlası bile, ulasımı da zaten cok kolay olan Antalya'da, artık bulunuyor olacaktır.

Ancak; Alp'in kriter ve boyutlarına gore planlanan bu devasa Lord Mountains projesini, acıkcası ve sayet realize edemezsek; diger iki fikir ve projeden de tamamiyle vaz gececegiz ve herseyi de tumuyle unutup, aklımızdan da silip cıkaracagız.

Saygı ve sevgiyle; konuyu ilgi, gorus ve katkılarınıza da sunuyoruz.
Oner Govsa

 

Antalya dag projeleri geneli icin ve ilgili bir kardes tarafından sorulmus onemli sorulara da, verilen cevaplar hk:

 

İLGİLİ BİR KARDESİMİZE AİT ONEMLİ SORULAR.

Kısaca anladıklarımı iletiyorum, Kalkan ve Alanya arasındaki bölgede 3 adet kayak merkezi (dağ sporları) projeniz var. Bunlardan biri Anamas Dedegöl Dağı'da diğeri Akdağ ve Geyik Dağları asıl büyük proje Lords Mountains (yerini tam olarak göremedim yazılarda.)

Buralarla ilgili yıllardır 2 yabancı uzman ve kendi ekibinizle incelemelerde bulundunuz ve Palandöken'in yaklaşık 4 katı büyüklüğünde, toplam uzunluğu 110 km'yi bulan kayak pistlerine sahip bir proje. Öncelikle bu 4 kat büyüklüğündeki alan 3 projenin toplamı mı? yoksa sadece Lord Mountains mi? ya da bu 3 yer birbirine çok yakın ya da birleşik durumundaki dağlar mı. Bu konu hakkında çok teknik detay olmadan tekrar bilgilendirme rica edeceğim. Eğer farklı bölgedeyseler, sadece Lords Mountains üzerinden ilerlememiz daha iyi olacaktır. Özellikle buranın tam yerini, merkeze olan uzaklığını belirtmenizi isteyeceğim. Ayrıca şu an oradaki Saklıkent'in bölge için yeterli olmayışı konusunda da bazı ufak tefek bilgilere ihtiyacım olacak.

Şunu da belirtmek isterim, kış sporlarına son birkaç yıldır önem gösteriyorum ancak kesinlikle bu sporun gönüllüsü oldum ve projenize elimden geldiği kadar destek olmaya çalışacağım. Ancak malesef Türk insanının genelinin ilgi göstermediği bir spor olduğu için bildiğiniz gibi Türk medyasında da pek yer bulmuyor. O yüzden hazırlayacağımız haberin gazetede yer alıp almaması konusunda ne yazık ki söz veremiyorum.

İyi çalışmalar.

 

BU İLGİLİ KARDESİMİZİN USTTEKİ SORULARINA VERİLEN CEVAPLAR -1- HK:

1- Lord Mountains kayak projesi ve bolgesi; Bey dagının 3070 m'lik zirvesinin yer aldıgı en yuksek guney platosudur ve burası, 40 km ile Finike ve Kumluca'ya, 60 km ile Kemer ve o sahil bandına en yakın olanıdır ve muhtemelen arka Alakır vadisi uzerinden de Antalya merkeze de 90 km'lik bir uzaklıkta yer almaktadır. Ama burası ve daha ziyade Finike, Kumluca, Kemer ve Beldibi sahil seridine daha da cok hizmet verecek.

2- Avanos ( Platin Toros ) ise, Antalya merkeze yaklasık 130 km'lik bir uzaklıkta olacak, ama Belek ve o sahil bandına ve hele de Manavgat'a 90 ile 100 km civarında olacaktır ve aslında bu karayolunun suan icin esas buyuk bolumu olan Antalya Konya karayolu ve cift seritli bolunmus bir sekiilde ihale edilmis ve helan de yapılmaktadır, sadece 35 veya 40 km'lik kısmı revize edilmesi gereken bir dag yolu seklindedir ve bu vardır, esasında Antalya'ya en uzak olan ve Isparta il sınırları icinde yer alan tek dag da budur, ama bu bile, gunubirlik bir sisteme ayak uydurabilecek bir uzaklıga yada yakınlıga sahip sayılabilir, yeter ki yol kalitesi yeterince uygun olabilsin. Burası; daha ziyade ve genelde Belek sahil bandı ve Managat yakın cevresine ve az da olsa Side ve Antalya Lara ve merkeze de hizmet verebilecektir.

3- Alanya Akdag ( Altın Toros ) ise, malum ve zaten en yakını oldugu icin, oncelikle de Alanya ve yakın cevresine hizmet verecektir. Belki bu hizmet yelpazesi de, biraz doguya ve biraz da batıya dogru vede en cok 30 km'lik bir uzaklıkla acılabilir, bu dag Alanya'ya yaklasık 45 ile 50 km'lik bir yakınlıkta bulunabilecektir.

Dolayısıyla da ve genelde 45 dakika ile ve bazı ender yerlerde de, en cok 80 yada 90 dakikalık bir ulasımla ( ama ve genel bir ortalama olarak 1 saat diyebiliriz ), kayak alanına da varılmıs olabilecektir. Ancak bu karayollarının tumu de, cift seritli, bolunmus ve yeterli proje suratine de uygun olarak planlanmıs ve kaliteli yollar olacaktır, bu durum, projenin calısmasına yonelik en hassas noktadır. Bu kriterlere uygun bir Lord Mountains karayolu projesi tarafımızdan yaptırılmıstır ve vardır, ayrıca bu hayati proje de, esasında bizim yaptıgımız tum proje gurubun da, ilki ve hatta en onemlilerinden biri de olmaktadır.

Sadece Lord Mountains kayak bolgesi ve merkezi, esas buyume, yani final hedefine ulastıgında; hem toplam kayak pisti boyu ve hem de toplam kayakcı kapasitesine oranla, acıkcası bu gunku Palandoken'in tam 4 katı buyuklugundeki bir boyutta olabilecektir. Zaten burası ve daha ilk acıldıgı yıl, suanki Palandoken'den de daha buyuk olacak ve ustelik de, 9 yıl boyunca buyumege de devam edecektir. Digerleri de ve ornegin Avanos, Lord Mountains boyutu gibi, ama Akdag belki biraz da ufak olabilecektir, ama bunarın hepsi de veya her biri de, suanki Palandoken'den ve yine benzer toplam kapasiteler acısından daha buyuk olacaktır.

Cok degerli kardesim; bu dagların yerlerini yeterince acıkladım, artık benden tam nokta atıs beklemeyin lutfen, zaten bu zamana kadar pekcok seyi sır olarak sakladık ve musade ederseniz ve hic degilse azcık bir sırırımız da kalsın. Ancak ve acıkcası; tamamen bitmis olan Lord Mountains projesinin bile, imalata basladıgı anda, ufak tefek revize edilecek yerleri vardır ve bunlar da zaten benim kafamın icindedir, keza Avanos'u da buyuk olcude ve teknik bazda cozdum, fakat fizibilitesine henuz baslamadım, lakin ne sekilde gidersem fizibıl olur sekindeki hayati detayları da cok iyi bilirim ve bu isi de ve teknik bazda zaten boyle cozmus gibiyim, ama ve elbette ki bu da, suan benim kafamın icinde yer alıyor. Diger Akdag'ı ise, su sıralar cozmekle mesgulum, fakat Lord Mountains sayet realize olmazsa, zaten hepsinden de ve bunları dusunmekten de tumuyle vaz gececip ve herseyi de unutup tumden bırakacagız ve arkamızı da donup gidecegiz.

Simdi de ve sizin istediginiz Saklıkent'le ilgili detaya gelelim ve bu konu icin de, size Lord Mountains projesi icinden bir bolumu buraya yada hemen alta aktararak cevap vereyim:

Antalya'nın şu an kullanılan turistik değerleri

Antalya, senede 300 güneşli gün sayısına sahip, muhteşem dağları, yaylaları, denizleri, plajları, ağaçları ve zengin bitki örtüleri, şelale ve antik değerleri, kanyon ve gölleri ve bir merkezi Kale içi ile de birlikte, eşsiz doğal manzara ve değerlere sahip bir yerdir. Antalya son yirmi yıl da kendini daha da geliştirmiş ve Türk turizm sektörünün bir lokomotifi olmuştur. Bu gün için Antalya, olağan üstü güzel bir yazlık tatil beldesi ağırlığındadır. Bu günlerde Antalya'nın doğası için, Akdeniz'in en güzeli ve değerlisi diyebilmek ve bir Akdeniz Riviyerası olabildiğini ifade etmek de mümkündür.

Bu günlerde, gezilip görülmesi gereken pek çok değere de sahip Antalya ili ve yakın çevresinde, Türkiye'nin en kalitelisi diyebileceğimiz, binlerce yataklık yüksek bir turistik potansiyel de bulunmaktadır. Bununla birlikte Antalya ili, 53’ü özel konaklama tesisine ve 7’si kamu kurumununa ait, toplam 140 toplantı salonu ile de, bu günlerde kongre ve festival turizmine de hizmet vermektedir. Ayrıca ve özellikle son zamanlarda Antalya'ya, bir golf turizmi de eklenmiştir.

Sonuç: Aslında Antalya, kayak sporları ve o tür kış turizmi yönünden de, çok yüksek bir potansiyele sahiptir. Ancak ve ne yazık ki Antalya, henüz kış turizmine yeterli bir hizmet sunamamaktadır. Her ne kadar bir Saklıkent kayak merkezi var ve orada Mart ve Nisan aylarında kayak yaptıktan hemen sonra denize girilebileceği ifade ediliyorsa da, bu söylem maalesef işin asıl gerçeğini yansıtmamaktadır. O sebeple bu proje hazırlanmıştır. Bu proje ile amacımız, Antalya'nın varlığı bilinen böylesi büyük imkanlarını, çağdaş bir anla-yışla değerlendirerek, bu bölgemizi şu an ki yaz turizm ile sınırlı konumundan çıkarmak ve oldukça iddialı bir şekilde, kış turizmine de açmaktır.

Antalya'nın, niçin henüz bir kayak arenası ve merkezi yok ?

Bu projede ve doğal olarak, şu an Antalya'nın bir kayak merkezi olduğu ifade edilen Saklıkent'ten de bahsetmek gerekmektedir. O nedenle ve kısaca Saklıkent için şunlar söylenebilir:

1 - Öncelikle; Sağlıklı bir kar örtüsü açısından Saklıkent ( Bakırlıdağ ) adresi, maalesef uygun bir seçim değildir. Beydağ sıradağlarının doğal kar yağış oluşumuna göre, Bakırlıdağ ve Saklıkent mevki, aslında daha az kar alınan, bir en son kuzey uç noktada bulunmaktadır. O nedenle, kayak sezonu kısadır ve her an bir takım kar problemleri yaşanabilir. Kısaca, yerli ve yabancı kayak merkezleriyle yapılan tüm mukayeseli analizlerin sonucuna göre, yalnızca klimatolojik açıdan bile olsa, Saklıkent'in sahip olduğu iklimsel özellikler, uluslar arası kriterlere yeterince uygun değildir ve iddialı bir kayak merkezine yetmemektedir.

2 - Ayrıca; O sıra dağ oluşumu içinde, oldukça alçak kabul edilebilecek bir yüksekliğe sahip, 2547 m zirveli bir Bakırlıdağ veya Saklıkent'in Kuzey platosu, kayak sporu için yeterince uygun bir alana da sahip değildir. O sebeple ve hepsinden de önemlisi, Saklıkent'in potansiyel kayak alan toplamı, çok aşırı derecede ufaktır ve asla büyüme imkanı yoktur.

3 - Yalnızca bu iki doğal gerçek yüzünden maalesef Saklıkent, asla yeterli bir düzeye ulaşamayacak ve kendini geliştiremeyecektir. Üstelik, Bakırlıdağ veya Saklıkentin kayak sezonundaki yöresel kesintisiz doğal kar sınırı, kuzey yamaçta ve yaklaşık 1900 m yükseklikler seviyesinde seyretmektedir. Oysa burada, 1750 m’lik bir taban kotu seçilmiştir. O nedenle Saklıkent, sadece kar bulunduğunda ve çok sınırlı kayak yapabilen, ufak bir mesire yeri olarak kalmak durumdadır. ( Saklıkentin kar sorunu yaşadığı veya yaşayacağı yıllar, özellikle La Nina dönemleri ile, sonraki ilk yıl içinde olmakta veya olacaktır. Bu konudaki iddialarımız, 14 yıllık gözlemlere ve 41 yıllık meteorolojik analizlere dayanmaktadır. )

4 – Ancak ve bu konuya; Her ne kadar ve ilk başlarda, öncelikle kayak ağırlıklı olarak bakılmış ve başlanmışsa da; Artık günümüzde ve bu türde planlanan tüm kayak alanları, sadece kayak mevsimi içinde ve yalnızca kayak olarak kullanılacak şekilde düşünülmemektedir. Kısaca ve artık günümüzdeki tüm kayak alanları, kayakçı dışındakiler tarafından da ve 12 ay boyunca kul-lanılacak şekilde planlanmakta ve çok değişik konseptler ilave edilmektedir. Fakat, böylesi bir geniş kullanım açısından bile olsa ve yine de maalesef Saklıkent alanı, yeterince uygun ve geniş değildir ve açıkçası, bu türdeki pek çok özellikleri de eksiktir. ( Saklıkent’le ilgili tüm görüş ve tespitlerimiz, Avusturya’lı uzman Erich Moscher tarafından da teyit edilmiştir. )

5 – Sonuç olarak ve her şeye rağmen, özellikle bir Akdeniz ili Antalya’da, sınırlı ve biraz sorunlu bile olsa ve yine de Saklıkent ile, aslında kış ve kayak olarak bu tür de bir ilki başlatanlara, candan teşekkürü bir borç biliyor ve önlerinde saygıyla eğiliyoruz. Açıkçası; Bu yöndeki ilk ateş ve ışık, onlar tarafından yakılmış, bize de yansımış, gelmiş, dikkatimizi çekmiş ve bu proje çalışmalarına vesile olmuştur. O nedenle ve öncelikle Saklıkenti başlatanlara, defalarca ve tekrar candan teşekkür ederiz.

Sonuç: 2547 m'lik Bakırlıdağ veya Saklıkent, muhtemelen ve belki de, Antalya il merkezine en yakın konumda bulunduğu için seçilmiş bir yer olabilir. Ama bu tür işlerde, öncelikle yoğun kar örtüsü bulunan kapasiteli adresleri doğru tespit edip, oralara gitmek tek tercih olmak zorundadır. Gerçek şu ki; Bu tür bir doğru tercih, kayakçı dışındakilere de yansıyacak ve tüm 12 aylık kullanımın, verimini bile etkileyecek ve yükseltecektir.

Projelendiğimiz, Lord Mountains ( Beydağ ) kayak ve dört mevsim dağ sporları ve her türlü eğlenceler arenasının farkı ve genel kısa özellikleri nelerdir?

Aslında projeye konu bu arenamız, 3070 m yükseklikli bir zirveye kadar uzanan ve kuzeybatıdaki bir yer hariç, genelde 2000 metrenin üstünde yer alan ve toplam 11.000 hektarlık bir kayak alanına sahip, muazzam bir yerdir. Fakat bu arenanın, yatırım ve işletme maliyetleri açısından, sadece 6000 ha’nın kullanılması düşünülmüş, uygun ve yeterli bulunmuştur. Bu arenada, kuzey batı yönünde toplam 1200 m’lik bir düşey kot farkı kullanılacak, FİS kriterlerinde ve uluslar arası yarışma pistleri bulunacak, 110 km’lik toplam pist boyuna ve günlük, 30.000 kişilik bir maksimum kapasiteye sahip olunacaktır. Ayrıca bu arenada ve sadece doğal kayak sezonu olarak, 135 ve hatta bazı yüksek pistlerde, neredeyse 150 toplam günü zorlayabilen, çok uzun bir sezon söz konusudur. Bu veri ve kriterlere göre ve kısaca, toplam 12 ay boyunca kullanılmak amacıyla ve o şekilde projelendirilen Lord Mountains, açıkçası ve her yönüyle bir dünya ölçüsüne sahip ve yeterince iddialı bir arena olacaktır. ( Bu konudaki düşüncelerimiz, çalışmaların tümüne katılan Avusturya’lı uzman Erich Moscher tarafından da paylaşılmaktadır. )

Sonuç: Bu proje ile gayemiz, henüz kullanılmayan bu gerçek potansiyeli devreye sokmak ve Antalya'nın yüksek turizm sezonunu, artık ve yaklaşık 11,5 aylık bir toplam süreye çıkartmaktadır. Ayrıca, kusursuz bir Lord Mountains arenası sayesinde Antalya'yı, turistik ürün çeşidinin bolluğu açısından, dünyanın eşşiz bir cenneti haline getirmektir. Antalya, aslında sahip olduğu türlü ve eşsiz değerler sayesinde, böyle bir cennet olmayı fazlasıyla hak etmektedir. Turistik açıdan ve en kısa zamanda gerçekleşmesini dilediğimiz şey, 4 altın mevsimi bir arada ve benzer yoğunlukta yaşayan, Akdeniz'in ve hatta belki de, dünyanın bir yıldızı durumuna gelebilmiş bir Antalya'yı görebilmektir.

Bu Lord Mountains kayak ve dört mevsim dağ sporları ve her türlü eğlence arenasında, niçin yatak düşünülmedi ?
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
KONU: Antalya Akdeniz Lord Mountains'a, ulke basınının ilgi gosterebilmesiyle alakalı, onemli ve ilave bir mektup daha:

AYNI İLGİLİ KARDESİMİZİN ONEMLİ BİR SORUSUNA DAHA VERİLEN CEVAP -2- HK:

Şunu da belirtmek isterim, kış sporlarına son birkaç yıldır önem gösteriyorum ancak kesinlikle bu sporun gönüllüsü oldum ve projenize elimden geldiği kadar destek olmaya çalışacağım. Ancak malesef Türk insanının genelinin ilgi göstermediği bir spor olduğu için bildiğiniz gibiTürk medyasında da pek yer bulmuyor. O yüzden hazırlayacağımız haberin gazetede yer alıp almaması konusunda ne yazık ki söz veremiyorum. (Hatırlarsanız; ustteki bu son bolum yada paragraf size aitti)

Degerli kardesim; size hersey icin candan tesekkur ederken, ama yine de ve ozellikle de sadece bu konu icin; benim cevabım hemen altta yer almaktadır, okuyabilmek fırsatını bulabilmeniz dilegi vede umuduyla, soyle ki;

Hatırlarsak; 1994 kış olimpiyatları Norveç'in Lillehammer kış sporları merkezinde 12 - 27 Şubat tarihleri arasında düzenlenmisti. Ben de ve bu olimpiyatlatan 2 hafta once Torino Piemonte Sestriere kayak bolgesindeydim ve hatta o sıra Nornec’teki bu olimpiyata hazırlanan İtalyan milli kayak takımı da burada calısmakta ve hazırlanmaktaydı. O sıra ve burada; Norvec’teki bu olimpiyata hazırlanan İtalyan milli kayak takımından, Tomba la bomba lakaplı meshur Alberto Tomba da, yine o milli kafilenin bir yarısmacısı olarak oradaydı ve o da, bu bolgede kayak yaparak olimpiyata hazırlanmaktaydı ve ben de, o aynı bolgede ( bu bolgede ve 1 hafta boyunca tum pistlerinde kayak yaptım ) ve yine o sıra orada kayak yaparken, zaman zaman, onu da ve herkesle de birlikte bol bol izlemek imkanını yada sansını da yakalamıstım, gercekten de Alberto Tomba’nın muhtesem bir teknigi vardı, onun o muhtesem teknigine hayranlıgım acıkcası halen de suruyor. Fakat ve bildigimiz gibi yıllar sonra ve bu kez de, 2006 kıs olimpiyatları Torino Piemonte Sestriere’ye verildi, acıkcası burası ve bana gore Alp’lerin ( Hatta İtalyan Alp’lerinin de ) 3’uncu yada 4 ‘uncu sınıf bir yeri ve cok mu cok kotu ve cok da kalitesiz bir kayak bolgesi, keza Torino sehri de bir sanayi kenti ve cok cirkin bir sehir, hatta belki de tum İtalya’nın en cirkin yada tek cirkin sehri bile olabilir.

Herneyse ama, simdi de esas konumuza gelelim; soyle ki, Acıkcası bana para verseler, ben sahsen bir daha Torino’ya ve onun Sestriere kayak bolgesine asla gitmem.Ustelik Torino kentiyle; kendi kayak bolgesi Sestriere arası, yaklasık ve en az 1.5 saat suruyor, yani pek yakın da degil acıkcası. Dahası ve yine ben bir olimpiyat komitesi baskanı olsam, sahsen bu bolgeye ve Torino’ya da asla kıs olimpiyatını vermezdim, ama neticede burası 2006 kıs olimpiyatını aldı vede yaptı.Acıkcası; o cok cirkin Torino ve Torino sehrinden de en az 1,5 saat uzakta yer alan o cirkin kayak alanı Piemonte Sestriere, bu olimpiyatı alır da, acaba Antalya Akdeniz alamaz mı yani ? Emin olun ki, bu muhtemel olusum asla ve asla hayal degil, olimpiyat komitesi, her tarafından tarihi ve dogal zenginlikler fıskıran Antalya Akdeniz’e, boyle bir kıs olimpiyatı vermeyecek de, acaba baska nereye verecek ?Bence bu olimpiyat komitesi; kosa kosa ve hatta can ata ata, Antalya Akdeniz’e boyle bir kıs olimpiyatını ve seve seve vede gule oynaya verecektir. Velhasıl; Alp’in kriter ve boyutlarına gore hazırlanmıs muhtesem daglar, her mevsimde muthis ve cok yuksek kapasitede uluslar arası bir ulasım kolaylıgı, yuzbinlerce de kaliteli yatak ve her taraftan fıskıran tum tarihi ve dogal guzellikler, daha ne olsun ki ?Yeter ki; once biz bu gercegi fark edelim, once biz bu gercege inanalım ve buna ciddi bir sekilde hazırlanalım ve tabiki de, hazır oldugumuz anda bu basvuruyu da hemen yapalım, ondan sonra da ve gorun bakalım, bu komite buraya bu olimpiyatı veriyor mu, yoksa vermiyor mu ? Fakat boylesi bir durum ve en erken; 15 yada 20 sene sonrasına ancak denk gelebilir, fakat ve sayet yeterince hızlı hareket edebilirsek, bu sureyi belki 3 yada 5 sene daha kısaltabilmek mumkun olabilir.

Dun bir haber acıklandı ve bu basında da yer aldı ve haber kısaca soyleydi, “Dunyada en cok turist yada ziyaretci alan kent sıralamasında, Antalya dunya 4’uncusu" durumuna yukselmis, hatta İstanbul da 9’uncu sırada yer almaktaymıs. Simdi ve diyoruz ki; ulke basınımız, aslında dag ve kıs turizmiyle hic alakalı degil ve bu konu onun ilgi alanına bile girmiyor. Bir an icin bunun kesin dogrulugunu kabul etsek bile; acaba ve yine bu aynı ilgisiz basın, Antalya Akdeniz’de bir kıs olimpiyatı tertiplenmesi fikrine ve bu cok yuksek olasılıga bile mi, hic ilgi gostermez ? Bence bu konuyu ve sayet bu sekilde sunarsak, herhalde bizim basın da, buna asla hayır diyemeyecek ve kayıtsız da kalamayacaktır.

Simdi de size; Antalya Lord Mountains projesinde yer alan bazı bolum baslıkları sayesinde ve yine bu aynı konuyla alakalı olarak, bazı mesajları da buraya ve hemen alta aktaralım, soyle ki;

AKDENİZ’İN TURİZM YILDIZI ANTALYA’NIN, MAVİ VE YEŞİLDEN SONRAKİ ÜÇÜNCÜ ÖNEMLİ RENGİ, BÜYÜK BEYAZ SİHİRİ

BU BOYUTUYLA VE TARİHİNDE İLK DEFA, BU GÖRKEMLİ KIŞ KAR KAYAĞI VE DÖRT MEVSİM DOĞA SPORLARI VE EĞLENCE ARENASI SAYESİNDE TÜRKİYE, KIŞ MEVSİMİNDE DE, İLAVE VE BÜYÜKÇE BİR DIŞ TURİZM GİRDİSİNİ SAĞLAYABİLECEKTİR.

BU ARENA SAYESİNDE ANTALYA, ARTIK SÜREKLİ BİR YÜKSEK TURİSTİK SEZON YAŞAYABİLECEK VE YENİ İLAVE İSTİHDAM İMKANLARI YARATILMIŞ OLACAKTIR

GÖRKEMLİ BİR KAYAK VE EĞLENCE ARENASI İLE, TÜRK TURİZMİNİN LİDERİ ANTALYA,ARTIK DÖRT MEVSİM BOYUNCA ZİRVEDE YER ALACAK.

ULUSLAR ARASI BOYUTA SAHİP, BİR KIŞ YAMAÇ KAYAĞI VE DÖRT MEVSİM DEĞİŞİK DAĞ SPORLARI VE EĞLENCE ARENASI TURİZMİ İÇİN ÜLKEMİZ, TARİHİNDE İLK KEZ ÇOK ŞIK BİR ADIM ATACAK.

LORD MOUNTAİNS, TÜM GELİŞMESİNİ TAMAMLADIĞI ZAMAN, ORTAYA ÇIKACAK BU GÖRKEMLİ BOYUTUYLA, ALP’LERDEKİ EN BÜYÜKLERDEN BİRİ OLACAKVE CİDDİ BİR CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELEBİLECEKTİR.

AMACIMIZ, LORD MOUNTAİNS İLE ANTALYA’YA, ULUSLAR ARASI BİR KIŞ KAYAK MÜSABAKASI YAŞATMAKTIR. LORD MOUNTAİNS VEYA BEYDAĞ, BU TİP DEĞERLERE FAZLASIYLA DA SAHİPTİR.

HEDEFİMİZ, DÜNYA TURİZM KLASMANI İÇİNDEKİ ANTALYA’YI, ŞAMPİYONLAR LİGİNİN EN ÜSTÜNE YÜKSELTMEKTİR. BU MERKEZE, YAKLAŞIK 45 DAKİKALIK BİR YAKINLIKLA HİZMET VEREBİLECEK, 53.000 YATAK HAZIRDIR VE SİSTEM GÜNÜ BİRLİK ÇALIŞACAKTIR.BU TÜR BİR SİSTEMİN,ALP’LERDE( 20, 25 ve 30 DAKİKALIK ) PEK ÇOK YAKIN VE BENZER ÖRNEKLERİ VARDIR. AYRICA BU KONU, GÜNLÜK SPORTİF PROGRAM SÜRESİ TOPLAMINA DA UYMAKTADIR.

ASLEN PAHALI OLAN OTEL İMALATINA HİÇ GEREK YOKTUR, O NEDENLE KİŞİSEL YATIRIM MALİYETLERİ DÜŞMEKTEDİR VE YATIRILACAK TÜM BEDELLER, ÇOK KISA SÜREDE GERİYE ALINABİLECEKTİR. YUKARIDA SADECE, GÜNÜ BİRLİK HİZMET VEREN SOSYAL TESİSLER BULUNACAKTIR. BU ARENA, HER KESİME BÜYÜK YARAR VE BİNLERCE KİŞİYE DE, YENİ VE İLAVEİSTİHDAM İMKANLARI SAĞLAYACAKTIR.

TÜRKİYE; BÖYLESİDEĞİŞİK, ÇOK AMAÇLI VE RAKİPSİZ BÜYÜK BİR TURİSTİK OLAYI, ANTALYA BEYDAĞ İLE, DÜNYA’DA İLK KEZ VE ÖZELLİKLE DE, AKDENİZ KIYILARINDA GERÇEKLEŞTİRECEK VE BÖYLECE, GÜNEY ANTALYA PROJESİNİN ŞU ANKİ EKSİK AYAĞIDA, ARTIK TAMAMLANMIŞ OLACAKTIR.

* Amaç; Antalya Lord Mountains’ı, (Beydağ’ı) dünyanın sayılı ve iddialı arenalarından biri yapmaktır ve bu mümkündür.
* Bir dünya kayak şampiyonası ve hatta belki de bir kış olimpiyatı, neden olmasın ?
* Gerçek şu ki; Bu tür çok yüksek bir potansiyel değer, hem Antalya’da ve hem de, 3070 m zirveli Lord Mountains platosu veya arenasında, kesin olarak vardır:
Saygı ve sevgiyle, en iyi dileklerimi sunar ve basta ilginiz olmak uzere, size her sey icin ve tekrar cok tesekkur ederim.
Oner Govsa İns. Muh.

 

Sn. Gövsa, elinize, emeğinize sağlık. Harika bir çalışma yapmışsınız. Gerekli ilgiyi görmemiş olması çok yazık ve bir o kadar da düşündürücü. Antalya Otelciler Birliği bu konuya ilgi gösterse, Alp'lerdeki kooperatifler benzeri...bu projeyi gerçekleştirse ki zaten bölgeye gelecek burada konu olan tesisleri kullanacak kişiler bu otellerde kalacaklar, ne kadar harika olur.Otellerden bölgeye ulaşım araç vs. zaten hertürlü altyapı, tecrübe mevcut halihazırda bölgede sizin de bahsettiğiniz gibi turizmle ilgili. Ama anlaşılan baharda golf ve kışın kamp için gelen futbol takımları yeterli oluyor onlar için.

 

İlginize cok tesekkur ediyorum, lakin ve yukarıda "ama anlaşılan baharda golf ve kışın kamp için gelen futbol takımları yeterli oluyor onlar için" seklindeki tespitinize katılmıyorum, acıkcası ve sayet oyle olsaydı, bu sektorde yer alan binlerce soslesmeli personele, kasım ayında cıkıs verilmezdi, keza ve ozellikle de sahil ve kumsalda yer alan binlerce yataklı bazı oteller de kısın kapanmazdı. Ama o belirttiginiz kooperatif olayı Antalya icin olabilir ve bu cok da iyi bir fikiir bence, lakin yine de bunun arkasında mutlaka devlet destegi olmalı, cunku bu olay Alp'lerde de ancak boyle gerceklesebildi.
Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle.
Oner Govsa

 

sayın oner bey bu proje gerçekten antalya nın ve çevresini dünya daki konumunu değiştirecek bir proje,antalya da yaşan ve antalaya nın dünyanın en güzel yeri olduğunu idaa eden insanlar arasındayım.yeni mezun bir inşaat mühendisi olarak bu proje okurken gerçekten çok heycanlandım.böyle projenin gerçekten ilgi görmemesi çok üzücü bir durum tabi bizim ülkemizde faydalı işler ne yazık ki çok engeli aşması gerekiyor...böyle bir proje acaba çalışmak nasıl olurdu duygusu bile çok başka...keşke bu proje gereken desteği görüp bizim gibi genç mühendisler içinde yer alabilsek...

 

Her ikinize de cok tesekkurler canım kardeslerim; gercekten bu proeje ve onu takiben gelecek diger 2 projeyle de birlikte, Antalya ve Antalya turizmi ve dunyadaki konumu tamamen de degisecek ve bu benim icin de cok heyecen verici, aslında bu olay bir baslarsa, belki de 15 yıl surecek bir seruven yada surec baslayacak, buna gucum veya omrum yeter mi bilemem ama ? Sahsen ben bu yol sırasında da olmek isterim, hic degilse yasadıgımıza degsin ve bu ulkeye ve keza Antalya turzmine de ve pek cok insana da bir faydamız dokunmus olsun. Fakat artık, o eski ve doruklara cıkmıs heyecanımızı da ve cok buyuk oranda maalesef kaybetmis durumdayız. Keske ve soyle bir kıvılcım caksa da, bu heyecan ve tabiki gerisi de gelmeye baslasa, fakat ve gorunuse gore galiba bu olusum sanırım cok zor, hatta belki de ham bir hayal olarak kalmaya sanki mahkum gibi gorunuyor. Acıkcası ve bizim bu is icin kurdugumuz anonim sirketin diger tum ortakları da, suan icin tumuyle heyecanlarını kaybetmis ve umitlerini de tamamen yitirmis durumdalar. Neyse, ne yapalım.
Saygı ve sevgiler.
Oner Govsa

 

Sn. Gövsa,
Daha önce "Antalya Otelciler Birliği" diye yazmıştım düzeltiyorum doğrusu "Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği " olacak. Gerçi siz bunu zaten biliyorsunuzdur ve birlikle temasa geçmişsinizdir. Bu birlik üyeleri Antalya da otel işletmecileri ki zaten mevcut tesisilerini yaparken devlet yardımları, teşvikler kullanmışlardır ve bu işlerin işleyişi fizibilitesi, bölgenin imkanları gibi konulara tamamen vakıf durumdadırlar. İsteseler , ikna olsalar bu iş yürür ...
Sevgiler

 

İlgine cok tesekkurler arkadasım; Bu is icin kurdugumuz Altın Zirve AS sirketinin ortaklarından biri, yasca benden 8 yada 10 yas kadar buyuk, aslen Almanya mezunu bir Arkeoglog ve bir profesyonel Turizm'ci; Antalya Akdeniz universitesinde uzun yıllar arkeoloji ve turizm dersleri de veren bir ogretim uyesiydi, ama galiba simdi ogretim uyeligini bıraktı ve tamamen de turzimcilige dondu, Antalya turizminde calısan pek cok otelci, otel muduru vs, aslında bunun talabesi, zaten Selcuk Gur abimiz oz be oz de Antalya'lı, Antalya Elmalı'da dogmus ve surekli de Antalya'da yasamıs ve halen de orada yasamakta olan biri. Selcuk abi; bana bir ara Antalya Turizminin duayenlerinden olan ve yanılmıyorsam Avni Aker'e ( hani Trabzon'da futbol sahası adı olan yani ) projeden bahsettigini ve tanıtım kitapcıgını da ona verdigini soyledi, ki herhalde oyledir. Esasında Avni bey eliyle bu kitapcık, ilgili tek sayfalık bir mektup ve bazı teknik detay ve dokumanlar, o sıra Mardan yeni acılmıstı ve Telman Suleymanov'a verilecekti ve sanırım da verildi, lakin Telman'ın Antalya macerası sonradan ve kısa surede tersine dondu ve halen de iyi gitmiyor biliyorsunuz. Acıkcası ben veya biz diyelim isterseniz; bu projeyi tanıtmak icin Antalya'da hicbir gisiminde bulunmadık, ama Antalya turizminde cok tanıdıgı olan vede tanınan profesyonel turizmci Selcuk abimiz, Antalya'da ve herhalde gereken girisimleri yapmıstır, cunku kendisi ve en bastan beri de bu konu icin cok heyecanlıydı, bunun mutlaka olması gerektigine de cok inanıyordu ve cok da istekliydi. Aslında boyle bir proje fikrini; esasında ve bilhassa bizim degil de, bizlerden haberdar olan ve orada cok da etkili bir ismin veya bir kisinin, oradaki esas ilgili yere, adrese, kisiye ve kuruma goturup ve projeden ve bizlerden de bahisle acmasında ve bahsetmesinde fayda var, aksi halde bizleri eline cantasını almıs ve kapı kapı dolasıp mal pazarlayan bir isportacı da zannedebilirler, halbuki biz zaten proje satmıyor ve pazarlamıyoruz ve hatta bunu da surekli yazdık ve hep de dile getirdik vede adeta ilan ettik ama, yine de bu tarz bir goruntu ters ve is bastan kaybedilir.

Aslında etkili birileri veya birisi, o etkili kuruma yada kisiye bizleri ve projeyi haber vermeli, onlar da bizlerle temasa gecip bizleri bulmalı, belki bize gelmeli yada bizi davet etmeli, iste ancak o zaman bu giris dogru vede bir ise yarar olabilir, fakat bunu basaramadık, acıkcası bunun aksini de pek yararlı bulmuyoruz ve bu yastan sonra da elimizde projeleri alıp ve adeta bir isportacı gibi ve kapı kapı dolacak da degilz ve boyle bir seye hic niyetimiz de yok, zaten bunun hic faydası da olmaz seklinde dusunuyoruz.

Herneyse ama; bakalım ben ve yine de Selcuk abimle bir daha konusayım, sayet onun elinde bu tur etkili yer, kurum ve kisilerin mail adresleri varsa, onlarla temasa gecerim. Ayrıca Avusturya'lı uzman Erich Moscher bir ara bu projeyle ilgilenen bir yabancı yatırımcının oldugunu soylemisti bize, ama gerisi gelmedi, simdi ben bu sayfada yazılı olan detay ve resimleri germany google'dan ( keza england google'dan da ) antalya lord mountains project oner govsa yazarak istettim, gelen linklerin icinde bu simdiki acıklamaların, hatta cesitli soru ve cevapların da ve tabi resimlerin de almancası vardı ( digerinde de ingilizcesi tabi ), simdi bu linki ve kısa bir giris yazısıyla da birlikte Erich Moscher'e yollayacagım, giris yazısı suan tercumanda, Mocsher belki ilgilenene gonderir yada ilgilenenler belki olabilir, hani elinin altında yer almasında belki bir fayda olabilir dusuncesiyle. Zaten bu proje baslasaydı, esasında bu projede ve cok az bir pay bile olsa yatırımcı olarak Erich Moscher de yer alacaktı, keza ve hele de isletmesini, belki de tamamen Avustuya'lı teknik ekip ustlenecekti ve isletme icinde biz de ve keza Erich Moscher de zaten yer alacaktık, bu konuları zaten bastan boyle baglamıstık. Ama simdilik bu proje yattı gibi gorunuyor, belki de bu cabalar bizim veya bu projenin yada bu fikrin hani son bir cırpınısları gibi de gorunuıyor, ne yapalım, saglık olsun. Bu ekibin icindeki en kucuk yas zaten bana ait, Moscher 41 dogumlu ve 70 yasına geldi zaten, keza digerleri de yasını basını aldılar ve bazıları da bazı hastalıklar vsyle de zaman zaman ugrasıyorlar, artık ve giderek boyle isleri zaten gorecek pek zamanları da kalmayacak, ben de bu isi zaten tek basıma goturemem, ayrıca ve zaten ben bile 63'e girdim, bu isi cok istiyorum ama, cevrem de yas durumu vs gibi bazı nedenlerle gittikce bosalıyor ve bu zaten tek kisinin isi de degil, ciddi bir ekip isi, ustelik cok ciddi bir cevresel destek de gerekiyor, galiba ve sonunda bos ver gitsin deyiverip koyverecegim, acıkcası goruntu zaten bu yone dogru vede hızla kayıyor. Ne yapalım, saglık olsun.

Saygı, sevgi ve en icten selamlarımla ilgine sunarım.
Oner Govsa

Antalya il sınırlarındaki Alanya'nın hemen arkasındaki geyik daglarında, yani bir bakıma Alanya akdag'ın kuzey yamacındaki egrigol yaylası resmi, hemde bu 22 mayıs tarihine ve hatta bazılarıda 31 mayıs tarihine ait.

 

 

Alanya Akdag derken; aslında ben ve hep Akdag'ın hemen arkasında yer alan Geyik daglarıyla da birlikte degerlendirilmesini kastetmekteyim. Zaten burada esas muthis potansiyel Geyik daglarında var.

 

Alanya Akdag derken; aslında ben ve bu gune kadar da hep, Akdag'ın hemen arkasında yer alan Geyik daglarıyla da birlikte degerlendirilmesini kastetmekteyim. Zaten burada esas muthis potansiyel Geyik daglarında var ve ustelik de oraların pek cok sayıda yuksek tepeleriyle ve cok genis alanları ve golleriyle de ve cok yuksek bir platosuyla da birlikte, snowkite'ta bile buyuk imkan saglayan ve super guzellikte ve cok buyuk bir potansiyele sahip cok genis alanları zaten suan var olmakta ve esasta da zaten tum buraları kastedilmektedir. Acıkcası bu muhtesem dagların, alanların ve gollerin dunya turizmine kazandırılmamasını anlayabilmek asla mumkun degildir ve cok da yazıktır. Velhasıl buraları ve bu cok genis yuksek alanlar, yuksek platolar, cok sayıda yuksek tepeler ve bu yuksek daglar, golleri ve yaylalarıyla birlikte tam bir cennet. Fakat bu yorenin butunu olarak bu muhtemel proje, cok buyuk, birden cok sayıda ve entegre bir projedir, velhasıl buraya bu yonde ve cok genis perspektiften bakmak ve uzerinde de cok dikkatle ve cok da uzunca bir sure calısmak gerekiyor, hatta ve elbetteki sadece bu yorede yer alacak olan ve birden cok sayıya sahip ve belli uzaklıktaki bazı merkezler, belki ufak bir dag treniyle birbirlerine de baglanabilir, bu durum da bu yoreye cok ayrı ve cok farklı bir cazibe de kazandırabilir. Velhasıl sayısal olarak tepeler cok, yuksek alanlar cok genis, projeyi ona gore ve son derece dogru ve uygun bir genislikte vede 12 ay calısmasına ve pek cok aktivitenin de olabilmesine yonelik bir sekilde tasarlamak gerekiyor, aksi halde ufacık bir dag ve kayak merkezi projesiyle, bu yoredeki tum komsu devasa daglar fare dogurmus olacaktır ve uluslararası turizm piyasasında da muhtemelen istenilen sonucu asla vermeyecektir. Ama bu muazzam potansiyeli, bu muthis guzelligi ve bu muhtesem cenneti gormezden gelmek ve uluslar arası turizm piyasasına sunmamak, bence cok yazık, hatta belki de gunahtır. Acıkcası benim suan icin ve sadece bu yorenin butunune ait olmak kaydıyla vede yalnızca kayakcı kapasitesine yonelik olarak aklımdaki muhtemel gunluk toplam maksimum kapasite, 60.000 ile 70.000 kisi veya sporcu seklindedir ve bu yorenin butununde, teknik acıdan bu potansiyelin fazlası bile rahatlıkla var ve bulunmaktadır. Ayrıca, zaten dag turizminde ve Antalya'nın tumu icin genel toplamda 3 ana nokta secilmistir, biri zaten 3070 m'lik zirveli Antalya bey daglarında Lord Mountains kayak ve eglence bolgesi ve arenası, ki bunun projesi zaten hazır ve bitmis durumda, digeri de Alanya Akdag ve esas arka komsusu vede 2877 m'lik zirveli( Geyik & Akdag platinium mountains ) Geyik dagları kayak ve eglence bolgesi ve arenaları, aslında zor sayılabilecek bir turden ve cok da genis tutulması gereken bunun projesi ise, su sıralarda ve sadece arastırma asamasında, sonuncusu da; ki yalnızca burası Antalya il sınırı icinde yer almıyor, ama burası ozellikle de Belek ve Side civarına hizmet vermesi amaclanan ve Isparta İl sınırı icinde yer alan, ama Antalya'ya cok da uzak olmayan ( Beysehir golunun guney batısı dibindeki ) ve yaklasık 3000 m'lik zirveli( Dedegol golden mountain ) Dedegol dagı kayak ve eglence bolgesi ve arenasıdır, aslında cok da zor bir proje olmayan bunun projesi de aslında buyuk olcude fikirsel bazda ve neredeyse tamamen bitmis bile sayılabilir, yani esas olarak bu proje kafada bitti, is sadece kagıda aksettirmeye kaldı da denilebilir.

Neticede ve genel toplamda; bu 3 buyuk dag bolge projeleri, cok dogru ve eksiksiz bir sekilde realize oldugunda vede iyi isletildiginde, Antalya'nın tumunun ve yalnızca gunluk maksimum kayakcı kapasitesi ( sadece gunluk maksimum kayakcı kapasitesi ) genel toplamı olarak, yaklasık 100.000 kisi veya sporcu seklinde bir ilave kapsitesi daha var olabilecektir ve elbette ki Alp'in kriter ve boyutlarına ve 12 ay calısabilme kosuluna da uygun ve dogru projelendirilmis oldugunda, Antalya sadece dag turizmi olarak vede uluslar arası piyasadan, bu gunluk toplam maksimum kapasitelere orantılı olarak ve yıllık bazda ve genel toplamda cok ciddi bir ilave dıs turizm girdisiyle de ( belki ve yıllık bazda genel toplam 1.500.000 ile 2.000.000 ilave turist vede yıllık toplamda da, 1.5 milyar dolar veya belki de biraz daha fazla kadarlık bir toplam ilave doviz girdisi ile ) taclanmıs olabilecektir. Velhasıl Antalya'nın suanki muthis yatak kapasitesi, artık ve yalnızca 210 gunluk bir yuksek sezona mahkum olmaktan cıkacak ve muhtemelen de, artık 12 ay boyunca ve cok daha yuksek bir kapasiteyle de calısabiliyor olabilecektir.

Saygı ve sevgiyle; bu konudaki heyecanlı dusuncelerimi sizlere de sunmak ve sizlerle de tekrar paylasmak istedim. Uygun bulunmasını da umuyor ve diliyorum.
Oner Govsa

 

 

Evet bence de oyle; Antalya'da her deger var, Tarih var, doga var, deniz, gunes ve kum var, daglar var, yaylalar var, goller var, nehirler var, rafting var ve kayak da dahil neticede her deger var.

 

Evet bence de oyle; Antalya'da her deger var, Muhtesem bir Tarih var, muhtesem bir doga var, muhtesem bir deniz, gunes ve kum var, muthis devasa daglar var, muhtesem yaylalar var, guzel goller var, muthis nehirler ve selaleler var, rafting var, sukayparklar var, muthis dag yuruyusleri ve bisiklet parkurları da var, her turlu kıs sporları ve kayak vs de dahil neticede her deger var. Aslında tek hayati eksiklik; bu degerleri oncelikle fark ve idrak etmekle de birlikte, bu degerleri ulkeye kazandıracak ehil ellerdir. Acıkcası ben; dusunce ve proje bazında tumuyle hazırım, ama maalesef suan icin gerisini getiremiyorum, cunku bu is devlet desteksiz asla olamaz ve ayrıca bu isler, ekonomik boyut olarak zaten benim boyumu da cok asmakta. Ama bu isler oldugunda da, gercekten Antalya Akdeniz'in en muthis bir yıldızı haline de gelir, yani bu kesin. Neticede Antalya Akdeniz'in ve hatta belki de Dunya turizminin bile en kıskanılan bir yeri de olur. Ben bu konu icin; oncelikle dusunsel ve projeler bazında tumuyle de hazırım ve boyle yuce ve heyecen verici bir gorevi yuklenmeye de dunden razıyım ve hatta can da atmaktayım. Aslında tarihe gecmeye ve muhim bir adam olmaya hic de sevdalı degilim, ama orasını sayet istedigim gibi yapabilirsem, bundan boyle ve surekli oralarda yasamaya ve yine oralarda olmeye de sevdalıyım acıkcası. Yani mezarım bile yine oralarda olsun isterim.

Saygı, sevgi ve en iyi dilek vede selamlarımla.
Oner Govsa

 

Degerli Antalyalı Kar ve Turizm Gonullusu; Genc, Orta Yaslı ve Yaslı Kardeslerimin ilgisine, bilgisine vede katkılarına, saygı ve sevgiyle, neticede ve bu metni, hadi bu kısma da ilave edeyim dedim.

 

Dikkat; bu alttaki mail, sadece sayın Turizm Bakanımıza degil, sayın Basbakanımıza ve sayın Cumhurbaskanımıza da gitti ( ama sayın Ulastırma Bakanımıza maalesef gidemedi ), hatta Antalya'da sayın buyuksehir Belediye Baskanına, keza Antalya'daki tum is adamları resmi kuruluslarına ve elbette ki Antalya'da Turizmle birebir ilgili pek cok resmi adrese de gonderildi. Sadece Antalya Valiligine gonderebilmek, cok ugrasmama ragmen de, maalesef mumkun olamadı. Herneyse ama, dilerim bu en son girisim; bir ise yarasın, neticede Antalya'ya ve ulkemize de, cok da farklı ve tamamen de ilave ciddi bir fayda daha saglanabilsin. Ancak ve basta Antalya'lılar olarak, acıkcası bu konuda sizden naciz ricam, bu onemli konuyu; sizin de, en etkili kisilere ve yerlere ulastırmanız ve surekli de bir baskısal sıcaklık yaratmanız yonundedir, ama ve tabiki de, bu muhtesem olusumu sayet ve gercekten sizler de istiyorsanız. Sizlere simdiden ve hersey icin de cok tesekkur ediyor, saygı ve sevgilerimi de sunuyorum. Sansınız bol ve gonlunuz de hep ferah olsun. Oner Govsa İns. Muh.

T. C. Kultur ve Turizm Bakanım; Sayın Ertuğrul Günay'ın saygıyla ilgisine;

Antalya'yı; kıs turizminde de bir dunya yıldızı yapalım mı ? Antalya'ya; sadece kıs turizminde, yıllık ve toplam bazda, dahası ve agırlıklı olarak da dıs turizm piyasasından ve en az 2 ile 2.5 milyar dolarlık bir ilave girdi daha saglayalım mı ? Hatta, Akdeniz Antalya'da, 15 veya 20 yıl sonra uluslar arası bir kıs olimpiyatı tertipleyelim mi ? ACIKCASI; SAYET ve oncelikle de SİZ İSTERSENİZ, BU OLABİLİR. Ustelik ve zaten artık hepimiz de biliyoruz ki, aslında sahil yataklarına artık doymus olan Antalya'nın, artık daglarını devreye sokması gerekiyor, yani esasta artık sadece buna ihtiyacı var.

NE dersiniz ? Acıkcası cevabınız evet veya hatta hayır bile olsa; alttaki ekli linkte yer alan ve sadece toplam 3 sayfa tutan, bu cok detaylı sorulu vede cevaplı bolumu lutfen okuyun, proje resimleriyle de birlikte bizzat gorun ve dikkatlice de inceleyin, neticede bunun mumkun olduguna siz de cok rahat karar verecek ve hatta cok da emin olacaksınız. Ama bu olusumun; teknik bazda ve bastan sona mutlaka icinde yer almamız gerekiyor, velhasıl on sartımız bu. Neticede bundan asla pisman olmayacagınız gibi, bizler tum teknik bilgi, birikim ve tecrubelerimizle de birlikte, esasta buralara gonlumuzu de katacagız.

Acıkcası bu is icin; Antalya il merkezinin, biri guney batısında, digeri tam kuzeyinde ve sonuncusu da kuzey dogusunda olan vede birbirlerinden de yeterince uzakta yer alan, 3070, 2998 ve 2877 m zirvelere de sahip olan, temelde 3 yuksek devasa ana bolge ve 3 de buyuk ana proje var ve tum bunlar da, esasta Finike ile Alanya sahil bandı ile ve bunlar arasındaki tum yataklara da hizmet verecekler. Bu projelerden birisi ve ilki, ustunde yıllarca calısılarak ve en basta, mevcut yakın sahil yataklarıyla gunubirlik bir ulasımı saglayacak, KISA ve guzel bir karayolu projesi de dahil olmak kaydıyla, tum dag ve kayak bolgesi olarak, maksimum 1200 m'lik bir dusey kot farkı toplamını kullanacak ve toplam 120 km'lik kayak pisti uzunluguna da sahip olacak bu buyuk ve cok da ciddi bir on proje ve fizibilite sekliyle ve teknik bazda tamamen de bitti, ustelik bu projenin mutfagında dunyaca da cok unlu 2 Avusturya'lı uzman da yer aldı ve tabiki de, Lord Mountains adlı bu ilk buyuk on proje ve fizibilite uluslar arası teknik onaylı, digeriyse suan icin proje bazında ama, bu da esasında beyinde tamamen de sekillendi, yani tasarımı bitti, sonuncusu ve 3'uncusu ise, tasarım asmasında ve aslında bu pek cok parcadan olusan cok farklı ve buyuk bir entegre proje, ama bu da, belli olcude beyinde sekillendi sayılabilir. Ayrıca bu 3 devasa yuksek ana bolgenin hic birisinin, esasta kotu bir ornek olan Saklıkent KM ile zerre kadar bile ilgisi yoktur. Ustelik; buraların yalnızca kayak sezonu, Uludag'dan ve keza Kartalkaya'dan da once baslıyor ve Palandoken'den de sonra bitiyor, yani hayli uzun bir kayak sezonu soz konusudur ve normallerinde en az 4,5 ay kadar surmektedir, ustelik asırı kar alan ve cok da iyi kar saklayan bu bolgelerdeki mevcut kar kalitesi de yeterince iyidir ve dahası tum buraları, esasta kayak sezonu dısında da ve hatta yaz mevsiminde bile, yani 12 ay boyunca da calısacak ve kullanılacaktır. Onem ve ozellikle de; Avusturya ekolune gore, Alp'in kriter ve boyutları dikkate alınarak yapılan tum planlama da, zaten ve esas itibariyle de bu amaca yoneliktir.

Ayrıca yukarıda ve dagda sadece gunubirlik sosyal ve mekanik tesisler yer alacak ve tum sistem de, sahildeki mevcut binlerce yatakla entegre ve gunubirlik calısacaktır. Bu 3 ana projenin ilki, zaten yakın sahil mevcut yataklarıyla gunubirlik bir sisteme gore ve ilk once en uygun ve guzel bir karayolu projesiyle rahatca uyarlandı, diger iki bolge icin de ve yine aynı tip bir uyarlamanın saglanabilecegi dusunulmekte ve mumkun de gorulmektedir. Acıkcası, mumkun olabilen en kısa ve en kolay gunubirlik bir ulasımı saglayabilecek en uygun bir karayolu imkanı, esasta bu projelerin can damarını olusturmaktadır. Neticede ve yukarıda geceleme yapılmayacagı ve o sebeple de dagda ve aslen de pahalı olan yatak imal edilmeyecegi icin, bu yatırımların kisisel maliyetleri cok dusuk olacak ve yatırılan tum toplam bedeller de, tesisler faliyete gectigi andan itibaren en cok 5 yılda geriye donebilecektir. Bu temelde 3 buyuk ana bolgenin, gunluk maksimum kayakcı kapasiteleri, sırasıyla ve yaklasık olarak 30.000, 25.000 ve 45.000 kisi / gun seklinde ve genel toplamda da maksimum 100.000 kisi / gun seklinde olabilecektir ve bu 3 bolgeye, ozellikle yurt dısı agırlıklı ve tamamiyle de ilave olarak, toplamda ve yılda en az 2.500.000 ziyaretcinin daha gelebilecegi dusunulmus, hedeflenmis ve yeterince de gercekci bulunmustur. Zaten resmi turistik isletme belgeli su anki toplam mevcut Antalya yatagı da, 450.000'ni de gecmek uzeredir.

Bu konu icin; icinde proje, resimler, cesitli ve cok onemli bazı sualler ve keza cevapların da yer aldıgı bu hemen alttaki linki, lutfen dikkatlice inceleyin. ( Yalnız Dikkat: bu linkin yer aldıgı site ismi; size basta mustehcen ve ters gelmesin, aslında bu site, katılımcı sayısı da cok olan ve cok ciddi bir sporcu sitesidir, ustelik NTV spor kanalına bile cıkartılmıs ve tum Turkiye ye de ilan edilmis bir sitedir )

(Degerli kayakseverler; hadi bir el verin, Antalya’yı kıs turizminde de bir yıldız yapalımhttp://www.skiciyiz.biz/degerli-kayakseverler%3B-hadi-bir-el-verin-antalya-yi-kis-turizminde-de-bir-yildiz-yapalim-6511.html

İlave ve ciddi bir doviz girdisinin de yanısıra, onemli bir istihdam da saglayacak olan bu cok onemli konuyu, basta ilgi vede degerli goruslerinize, saygı ve sevgiyle arz ediyorum.

Oner Govsa İns. Muh.

Onemli bir dip not: Bizler proje pazarlayan ve is arayan kimseler degiliz, aslında ve oncelikle de bizler, bu muthis degerleri Antalya'ya ve ulkemize kazandırmak istiyoruz, velhasıl oncelikli istek ve esas amacımız bu. Dahası; dilerseniz ben Oner Govsa'yı, onceki degerli Valilerimizden sayın Kutlu Aktas'a ve sayın Huseyin Ogutcen'e de sorabilirsiniz ve kendileri zaten beni cok iyi tanımaktadırlar ve benim tum calısmalarımdan da haberdardırlar. Hatta ve yine bu aynı konu icin; dilerseniz ve bu kez de beni, dunya markası konumundaki Avusturya'lı 2 uzman bay Erich Moscher ve bay Karl Haas'a da sorabilirsiniz, bunlar hakkındaki iletisim ve mail de dahil tum bilgilere, Google Austria yoluyla da rahatca ulasabilirsiniz. Ayrıca ve esasta 1986 yılından beri bu tip dag projeleriyle de ugrasan Oner Govsa hakkındaki bazı baska bilgilere ise, Turkiye Google yoluyla da ulasabilirsiniz.

Mail: onergovsa@mynet.com
GSM: 0 532 325 57 26
Sabit Tel: 0 232 368 13 30 ve 0 232 712 84 39 dur.

 

Bu tipte, uzun soluklu bir sezona sahip kış kompleksini yapmak için Antalya dışında olan elverişli bir yer var mı?

Varsa, hiç destekleyemem bu projeyi.
Antalya mevcut geleni zaten karşılayamıyor altyapı olarak. Daha fazla aynı şehri şişirmenin anlamı ne?
Şehircilik olarak her bir şeyi İstanbul'a yapmaktan farklı değil bu.
Antalya dünya yıldızı olacağına, onun yerine 2-3 il Türkiye yıldızı olsun, daha iyi benim gözümde. ABD veya OrtaDoğu kafası yerine Avrupa kafası ile ilerlemekte fayda var.

 

Bir sehrin; var olan tum turistik potansiyelinin ve degerlerinin de tumunu devreye sokmasından ve sunmasından daha mantıklı ve daha da dogru olan baska bir sey olabilir mi sizce ? Bunun kime zararı olacak ki, ustelik bu durum Antalya'nın suan kullanmakta oldugu ve sadece 7 aylık bir yuksek sezon icinde, Antalya'da herhangi bir sislik ve bir alt yapı yetmezligi de asla yaratmayacak, bu durum sadece Antalya'nın yuksek sezonunu, sadece 7 ay olmaktan cıkartarak, yaklasık 10 veya 10,5 aya yukseltecek, yani ve bir baska degisle, zaten ölü durumda olan bir sezon canlanacak ve bu durum da zaten bir sislik ve bir alt yapı yetmezligi sonunu da yaratmaz. Tam tersine ve mumkun olan en uzun bir sezona yayılan bir canlılık, ilave ve ciddi bir turizm geliri ve ilave bir istihdam daha yaratır ki, bu da zaten ulkemizin de en acil bir ihtiyaclarından biri. Kaldı ki ve dikkat de ederseniz; ben mevcut sahil bandındaki yatakları kullanmayı amaclamaktayım, yani yuksekleri ve usteki yaylaları talan ve berbat etmeye hic mi hic niyetim yok ve tam tersine, hatta ve ozellikle de korumaya ozen gostermekteyim, yani isin bir de bu yonu var.

Not. Bu arada ve atladıgım bir sualinize daha cevap vereyim, "bu konuda, acaba Antalya dısında da boyle degerler var mı" diye de sormustunuz, evet bu tip yayla ve dag degerleri olan baska yerler de var, keske ve kısmet olsa da, onlara da yonelsek ve oralara da bir faydamız dokunabilse, bunu gercekten de isterim emin olun. Ornegin bir Agrı projesi yaptım, bunun pek cok altyapısı realize oldu, sonra vali degisti ve bu is de rafa kalktı. Mesela bu konu; google'a Dr mustafa tamer diye girin ve cagırın, bu Agrı projesi ve tabi benim ismim de orada ortaya cıkacak ve 12 ay kayak ve cesitli dag sporları vede eglenceleri arenası Agrı dagı projesini lutfen oradan okuyun, ama maalesef bu is suan kalmıs durumda.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Hacı kendini de düşün Antalyaya daha kolay gelirsin Ağrı ya göre.

 

Elbette ki bu tur tum yerler icin; ilk once, her mevsim ve kosulda, her yonden, ciddi ve mumkun olan en konforlu ve en guvenilir bir ulasım kolaylıgına sahip olabilmek ilk sırada yer alıyor, ikinci sırada yer alan ise; buranın esasta turizme uyumlu bir bolge olması tabiki de, acıkcası bunlar turizm yatırımları icin oncelikle aranan birer realitedir ve Antalya'da, acıkcası bu 2 ana turistik kritere tam olarak uyuyor. Ornegin ben Agrı dagı projesinin basına Igdır ili demistim ( yani o projenin esas ismi, Igdır Agrı dagı seklinde baslamaktaydı ), dahası ve esasta, zaten agırlıklı olarak dagın kuzey yamacı kullanılacaktı, ustelik de bu yamacın kuzey altında ve kuzey yonde cok az ileride Igdır ili yer alıyor ve bu daga da cok yakın bir konumda, ayrıca Igdır ili yaklasık 850 m'lik bir yukseklikte ve bu ilde de, sadece islah edilmesi gereken bir hava alanı da var ve bu hava alanı da, aslında yuksek dogu anadolu platosunun en ALCAK yerinde veya bolgesinde yer alan bir ve hatta belki de tek hava alanı konumunda, yani esasında bu konum, en cetin kıs sartlarında bile, bu hava alanı mumkun olan en konforlu ve en emniyetli bir ulasıma imkan verecek anlamına gelmekte ve bu durum da, elbette ki cok buyuk bir ulasım kolaylıgı avantajını yaratacak demektir. Neticede; bu Agrı dagı turistik ve sportif bolgesine ulasımı biz, esasında Agrı ilinden degil, Igdır ili uzerinden dusunmus, tasarlamıs ve bu sekilde projelendirmistik, hatta orayı da ve zaten Igdır'a cok da yakında bulundugu icin, yine gunubirlik bir ulasım sistemine oturtmustuk ve tum gecelemelerin de, sadece Igdır ilinde yapılmasını dusunmustuk, ( fakat donemin Valisi sayın Dr Mustafa Tamer bey, tum gecelemelerin Igdır ilinde yapılması konusunda, benimle aynı fikirde degildi ) boylece ıgdır il merkezi daha cok canlanacak ve daha cok kazanacaktı ve acıkcası bu dusuncede ben, bugun bile ve halen de israrcıyım. Her neyse ama; neticede ve bu projeden hemen sonra, en azından bu karayolu, o donemde yeterince realize olmus vede asfaltlanmıstı ve ayrıca, o donemde bazı baska alt yapılar da ve bir olcude bitirilmisti.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Antalya Lord Mountains projesiyle ilgili olarak; Avrupa’da ve Alp’lerdeki bazı uzmanlarca bize yöneltilmiş olan bazı önemli sorular ve cevapları hk: Neticede bunları sizlerle de paylaşmak istedim.

 

Anlaya dag projelerinden; 2002 yılında ilk haberdar olanlar, Avusturyalı bazı kayak ve dag işletmecileriyle birlikte Avrupalı ve dünyanın da en unlu birkaç önemli mekanik tesis firmalarıydı ve orada; bunlar tarafından, bu konuda bize onemli bazı sözler soylendi ve cok önemli bazı sualler de soruldu,

2002 yılında; unlu İtalyan mekanik tesis firması Letiner’nın davetlisi olarak gittiğimiz, kuzey İtalya Sud Tirol bölgesindeki 2002 Bolzano Alpitec fuarında, tum Alp’lerden ve belki de dünyanın pek cok yerinden gelmiş ve dünyaca da unlu olan Avusturya Doppelmayr, Cirak, Fransız Poma, İsvicre Garaventa vs gibi, neticede kıs ve dag sporları sektorunun neredeyse butun buyuk firmaları ve temsilcileri yer almaktaydı.

Basta bize fabrıkasını gezdiren Leitner genel muduru Dumeing Theirling , bizi cok iyi ağırladı, ama Letiner’in sahibi Martin Letiner ise, projemize inanmak istemedi, hatta ve genel anlamda tum Turk’lerin mühendislik bilgilerini bile hafife alarak sorgulamaya bile kalkıştı, tabiki biz de kendisine gereken cevapları verdik. Her neyse ama, aslında 3 gun suren bu önemli fuarda, diğer firma yetkilileriyle de pek cok temas ve görüşmelerimiz olmuştu, bunlardan bize gelen ortak soz, Antalya’nın yükselen turistik değerinin, tum Akdeniz ulkeleri tarafından cok ilgiyle takip edildiği ve dikkatle de izlendiği seklindeydi.

Fakat tanıtımımızı yaptığımız ilk Antalya Lord Mountains projesine; ilk ciddi eleştiri ve sualler, Doppalmay’ın genel muduru Rainer Spettel’den ( ama simdi bu bey maalesef hayatta değil ) gelmişti ve bu hayati soruları da, bastan sona Doppelmayr’ın sahibi Michael Doppelmay’da bizzat yanımızda ve can kulağıyla da dinlemekteydi, bu önemli sorular kısaca soyleydi,

Bildiginiz gibi Antalya Lord Mountains bölgesi, daha cok Finike ile, tum Kemer sahil bandında yer alan butun yataklara hizmet vermeyi amaçlıyor ve bu bölgede de o sıralarda, 3 ile 5 yıldız arasında toplam 50.000 den fazla bir yatak mevcuttu, bu ifade karsısında Rainer Spettel, bu kadar kıs turistini nereden bulabileceğimiz bize sordu ? Ben de kendisine Fransız Alp’lerin sadece bir yeri olan La Plagne’da o sıra toplam 47.000 yatak olduğunu hatırlattım, velhasıl La Plagne’daki bu toplam 47.000 yatak, bir kayak mevsiminde ortalama yüzde kac’lık bir dolulukla çalışıyorlarsa, iste bizim bu Kemer sahil bandı yatakları da böyle bir dolulugu herhalde yakalar dedim. Bu cevaba sasırmıstı ve La Plagne’deki toplam 47.000 yataga de asla ve inatla inanmak istememiş ve simdi Fransız ekip ve heyet burada, bu isin doğrusunu hemen onlara bir soralım bakalım deyip ve hemen de o tarafa doğru gitti, az sonra dondu ve benim söylediğimi Fransızlar da doğrulamıştı ve Rainer Spettel de bu ilk suali hemen kapatıp geçti.

Fakat bu konuda ayrı bir başka ornek daha vereyim; bu gun sadece İsrail’de yaklaşık 300.000 kisi kayak sporuyla ilgili ve bu sporu da amatörce yapmakta, üstelik İsrail zengin bir ulke ve İsrail’in sadece Lubnan sınırda ve yalnızca 2000 kusur m zirveli ve hermon adlı kucuk bir dag ve kayak alanı var, orada kar olduğunda kayak yapılıyor ve bu bölge, günlük maksimum toplam 10.000 kisilik bir kapasiteye de sahip, dag böyle günlerde ve tamamen dolduğu zaman, dağın girişi yolu ve demir kapısı kapatılarak, artık içeri ziyaretçi alınmıyor, dahası İsrail Telaviv’le, Antalya arası uçakla sadece 45 dakika yani. Kaldı ki, Lord Mountains projesinde yer alan hedef kitle zaten belirlenmiş vede belirtilmişti ve İsrail de sadece bunlardan biriydi.

Bay Rainer Spettel’den ve Arjantin'den bir ornekle de yola cıkarak gelen 2’nci sualse, günübirlik bir ulaşımı sağlayacak bu karayolunun bakımını kim yapacak ve bakım gideri finansmanını da kim sağlayacak seklindeydi, bu suale de ben, ilk olarak bizim seçtiğimiz karayolu güzergâhında, mesela en zor kıs sartlarının yaşanacabilecegi ve muhtemelen sadece o bir kac günde bile, neredeyse hic ciddi bir kar mücadelesine bile asla gerek kalmayacak, cunku Antalya’nın sahip olduğu ılıman iklimi goz onune alarak karayolu guzerganın geçeceğin maksimum yükseklikleri de ona gore ve cok dikkatlice seçip, planladık dedim ve devamla da, karayolu tamirat vs gibi bakımının da, herhalde devlet karayolları işletmesi tarafından saglanacagı, üstelik bu konuya Kemer sahil bandındaki yatakların da belki ve belli bir olcude mali bir destek de verebileceğini, dahası zaten o sıra projemizde yer alan ve yalnızca 25 avro seklindeki ongorumuze de uygun olarak hesaplara yansıttıgımız günlük kişi bası skipass ücretlerinde de, yüzde % 10 oranında bir artış sağlanarak, bu bakım giderlerinin belki de tamamının bile finanse edilmesinin mumkun olabileceğini ve yine de, bu 27,5 avro'lu günlük skipass ücretinin de, zaten Alp ve dünya ortalamasının hayli altında kaldığını söyledim, velhasıl bu suale aldığı cevap da, neticede onu tatmis etmiş oldu.

Fakat ve ozellikle de Avusturya batı Tirol bölgesini ornek göstererek sorduğu en son 3’uncu sual cok ilginçti ve söyledi; Rainer Spettel özetle; ozellikle de hafta sonlarında Almanya’dan Otztal bölgesine karayoluyla kayak için gelenlerin, karayolunda yarattığı sıkısklıktan ve problemlerden ornek vererek Lord Mountains’ın karayoluyla günübirlik ulaşım sistemine atıfta bulunarak, bu yonlu ciddi bir eleştiri de getirdi. Ben kendisine cok ilginc bir ornek seçtiğini ve kendisine cevabımı da, yine kendi orneginden yola çıkarak vereceğimi söyledim ve devamla da, verdiği ornege gore, aslında Batı Tirol’lere gelen butun Alman karayollarının Autobahn olduğunu ve bunların da, hemen Avusturya sınırında bitip kesildiğini söyledim, hal böyle olunca da, o Alman autobahn’lardan süratle akan binlerce aracın, Avusturya’ya girince bir anda karsılastıgı ve tek seritli dag yollarını, dar bir sise agzı gibi tıkadıgını ve problem de yarattığını, hatta benim de ve yine aynı bölge böyle sıkışıklıkları birkaç defa bizzat yasadıgımı söyledim. Ancak Lord Mountains gunu birlik ulaşım sistemini besleyecek karayalonunun, cift seritli ve bolunmus bir karayolu olarak planlandığını, hatta telegondol alt istasyonunda yer alacak devasa bir yolcu peronun ve keza otoparkının da, belki de dünyanın en buyuk havaalanlarında bile rastlanamayacak türden bir boyuta sahip olacağını ve buna gore planlandığını söyledim.

Aslında bu Lord Mountains karayolundaki tek eksigimiz, esasta onlarda hic olmayan ve tabi hic de bilinmeyen bir yol kaplaması turu de olan ve tabi ucuz da olan, sadece ülkemize has soğuk asfalt sathi kaplama turu olacağını, ama bu kaplamanın da, bir kac yıl ustuste tekrarıyla, mevcut yol kaplaması kalitesinin zaman içinde daha da yükseltilebileceği seklindeydi ve buradan tekrar devamla, fakat ve sayet devlet isterse ve bu isin en basında, bu bolunmus karayolunu sıcak asfalt kaplama da yapabilir, bu yaklaşık 80 milyon dolarlık bir ek maliyet getirir hepsi bu ve böylesi bir is için ve keza devlet için de, bu toplam 80 milyon dolarlık ek maliyet yuku, herhalde pek de bir sorun da yaratmaz. Neticede bu yol kaplaması turu, esasında ve zaten devletin tassarrrufunda ve kararında olan bir konudur, yani ağanın eli de tutulmaz herhalde ve keza, kaz gelecek yerden de, sanırım yumurta esirgenmez herhalde.

Aldıgı bu cevaplarla Rainer Spettel yeterince ikna oldu, ancak tum soru ve cevaplar sırasında sürekli bizim yanımızda olup ve bizleri de dinleyen Doppelmay’ın sahibi Michael Doppelmayr, en sonunda sozu bizzat eline aldı ve bize sunu da söyledi ve dedi ki, Dag planlaması cok önemlidir, bu planlama mutlaka bir Alp’in ekolüne dayanmalı yada uymalı, üstelik mutlaka Alp’in krtiter ve boyutlarına da sahip olmalı ve dahası bu planlama sırasında, ileride telafisi imkansız bir hata da asla yapılmamalı diyerekten ve sonunda da sunu patlattı ve dedi ki, aslında sizin Uludag’ınız cok güzel bir dag, lakin orayı planlama ve imalat olarak tümüyle de berbat ve yazık etmissiniz, Buna bizim cevabımız ise, cok da üzülerek evet ve maalesef cok haklısınız oldu tabiki de. Fakat artık simdilerde; Uludag’la ilgili bazı güzel calısmalar ve revizyonlar da var sanırım, herhalde gelecek de Uludag’da, simdikinden cok daha farklı ve cok daha güzel olacaktır, zaten ben de ve yine bu web sitesinde, Uludag Alacam bölgesiyle ilgili cok ciddi bir öneride de bulunmuştum, dahası ve sanırım bu konuda ve resmi olarak bazı calısmalar artık başlatılmış ve bu durum da, Bursa, Uludag ve keza ülkemiz adına da tabiki cok sevindiricidir. Acıkcası bu konuda herkese candan başarılar diliyorum.

Onemli bir Not: 2002 yılındaki ilk Antalya Lord Mountains projesi; toplam 11.000 hektara yayılan ve 100 den fazla mekanik tesise ve 237 km’lik kayak pisti toplam boyuna da sahipti, sonra aramıza Avusturya’lı dünyaca unlu 2 uzman bay Erich Moscher ve bay Karl Haas katıldı ve bu uzmanlarla, proje mutfağında beraberce ( sadece bu 2’nci ve son ortak calısma 1,5 yıl surdu ) tekrar basta sona calıstık, genel hatlarıyla ve bastaki esas prensiplere bağlı kalındı ama, maksimum 6.000 hektarlık bir alan ve maksimum 120 km kayak pisti boy toplamı ve günlük maksimum 30.000 kisiyle burası sınırlandırıldı ve proje, işletme acısından daha kontrol edilebilir ve daha da rantabl bir boyuta çekildi ve mekanik tesis sayısı bile azaltıldı, fakat ustte ve dağdaki kafeteryalar bile, yine aynı yerde kaldı, yalnızca tek bir ilave yapıldı ve böylece Antalya Lord Mountains 2’nci ve son on proje ve fizibilitesi de ortaya cıkmıs oldu.

En içten saygı ve sevgiyle; bu önemli detayları da, merak edenlerin ilgisine sunmaktayım.
Oner Govsa İns. Muh.



26 Ağustos 2011

Turizm Bakanlıgından Antalya icin bir cevap geldi; ben de simdi onlara cok detaylı ve cok da kapsamlı ve tabi ki proje metinleriyle de birlikte cok nitelikli ve cok da esaslı ( bayramdan hemen sonra ) bir cevap gonderecegim. Bakalım neler olacak ve insallah bir ise yarasın diyelim.

Bunu ilginize sunuyor ve sizlerle de paylasıyorum, bu arada tum musluman kardeslere de iyi bayramlar diliyorum. Saygı, sevgi ve en icten selamlarımla.
Oner Govsa

 

 

Evet degerli kadeslerim; ilgili Bakanlıgın bekledigi cevap; proje ve fizibiltenin tam metni ve ekleri resimler de simdi yollandı, dilerim onlara ulassın ve tabi bir ise de yarasın, esas onemlisi bu

 

Oncelikle geri donusunuz ve cevabınız icin de sizlere cok tesekkur ediyorum ve bu vesileyle, gecmis Ramazan bayramınızı da kutluyorum, nice senelere. Simdi isterseniz esas konumuza gecelim.

Mektupta sizin de belirttiginiz gibi; tum Antalya bolgesi icin 3 buyuk dag projesinden bahsettim. Ama once bunlar hakkında kısa bir on acıklama yaparak konuya girelim.

Oncelikle bu kayak bolgelerinde; asla geceleme (ilgili sosyal tesislerin lojmanlarında, sadece personel geceleme yapacak) yapılmayacak, tum gecelemeler su anki mevcut ve binlerce yatağa da sahip sahil otellerinde yapılacak ve sistem gunu birlik gidis ve donuse uyumlu olacak ve bu temele oturtulacaktır (bu 3 ana bölgede, bu tur bir ulasım seklinin sağlanması, teknik acıdan fazlasıyla mumkundur, nitekim ilk biten Lord Mountains projesindeki bu ulaşım sekli, yalnızca 45 dakikalık bir sureyle de zaten saglanmıstı, ancak ve sadece tek bölgede biraz zorlanacağımızı düşünmekteyim) ve bu sekil de, Avusturya ekolune uyumakta ve projeler de zaten bu ekole uygun cozumlenmekte ve tasarlanmaktadır. Kısaca, bu dagların tum yüksek kayak alanları ve bölgelerinde; sadece mekanik tesisler ve günübirlik sosyal tesisler yer alacak ve yine bu aynı sosyal tesislerin bünyesi ve eklentileri içinde de, bu kez yalnızca personel lojmanları bulunacaktır. Neticede; otellerle kayak alanı arasındaki; ornegin ve sadece tek yonlu bir ulasım, en cok 1 yada maksimum 1,5 saatti asla asmayacak ve mumkun olabilen en emniyetli ve en konforlu bir ulasım sekli saglanacak, ilgili karayolu, yogun kıs sartlarında bile ve neredeyse hic kar mucadelesine gerek duyulmaması adına, 1400 m’lik veya 1500 m’lik bir yuksekligi de asla asmayacak, mumkun olabildigince yuksek bir standarda sahip, cift seritli ve bolunmus bir yol olacak. Karayolu ulasımının bittigi yerden sonra ve bu kez de yukseklere uzanan, ust istasyona ve yukarı cıkan yolculuk ise, daha cok yüksek kapasiteli telegondollar ve bir kısmı da dag treniyle saglanacak. Boylece, yuksekteki kayak alanlarında ve daglarda aslen de cok pahalı olan yatak imal edilmeyecegi icin, bu projelerin kisisel yatırım maliyeti cok dusuk olacak ve o sebeple de buralara yatırılan toplam bedel, cok kısa surede geriye alınabilecek ve bu yatırım da olabildigince rant yaratacak ve cok da fizıbıl olabilecektir. Ustelik bu yuksek dag bolgeleri; mevcut binlerce sahil yatagıyla desteklenecegi icin, cok daha yuksek bir kazanca da sahip olabilecektir. Dahası ve keza; bu dağlarda turistik oteller de yapılmayacağından, buralardaki tum yüksek kayak alanları, yaylalar ve yüksek bölgeler, yoğun bir yapılaşmanın hışmından kurtulmuş ve dogallıgını da korumuş olacak. Ayrıca; bu dağlar ve bu yüksek kayak bölgeleri ve alanları; yalnızca kayak amaçlı ve sadece kayak sezonuna odaklı olarak kullanılmayacaktır, buraları; kayakçı dısı ve sezon dısı bir sekilde de, cesitli dag sporları ve eğlenceleriyle de birlikte, hatta yaz mevsiminde bile ve farklı yoğunluklarda kullanılacaktır ve tum planlama da, zaten bu esas amaca yönelik olmuştur vede olacaktır. Aslında bu alternatif dag projelerinin devreye girmesindeki esas amacımız, esasta mevcut ve binlerce sahil yataklarımızın yuksek sezonunu olabildigince uzatmak ve sahil merkezlerini de, cok daha uzun bir sure canlı tutabilmek, boylece turistik girdiyi ve kazancı da, istihdamla da birlikte olabildigince arttırabilmek ve sonuçta, Antalya turizmini bir ust sınıfa da yükseltebilmektir. (Daha once Bakanlıgınızın ilgili teknik birimlerince yapılmıs bulunan ve sadece kucuk bir bolgeye de sahip olan Alanya Akdag projesinde; sanırım boyle bir bakıs acısı yok ve ustelik mutlaka Alpin kriter ve boyutlarına sahip olabilmek de, nedense pek dikkate alınmamıs) Simdi de; 3 buyuk dag projesinin kısa acıklaması konusuna girelim.

1- İlk buyuk dag ve kayak bolgesi Lord Mountains projesi, aslında Antalya il sınırları icinde yer almaktadır ve Antalya ilinin de, daha ziyade batı ve guney batı sahil bolgesine hizmet verecektir ve 3070 m’lik bir zirveye de sahiptir. Bu buyuk proje; 41 yıllık bir meteorolojik analizden ve 14 yıllık bir gozlemden sonra, 2’si de dunya markası olan Erich Moscher ve Karl Haas adlarındaki Avusturyalı uzmanlarla da birlikte, toplam 18 kisilik bir uzman teknik kadroyla ve yine kesintisiz toplam 3,5 yıllık bir surekli calısma sonucunda tamamen de bitmistir. Yani ve yalnızca bu ilk devasa dag bolgesi Lord Mountains on proje ve fizibilitesi, suan icin kagıt uzerinde (2004 yılı sonuna dogru) tamamen de bitmis durumdadır ve hatta bu on proje, acıkcası ve neredeyse bir uygulama projesi iddiasındadır denilebilir ve mevcut binlerce sahil yatağıyla da desteklenecek olan bu dag ve proje bolgesindeki yatırım, cok da fizıbıl olacaktır. Neticede otelden cıktıktan en cok 1 saat sonra; kayakların yada snowboard’un ayaga takılıp kayaga baslanılacagı dusunulmus ve saglanmıs da olan ve ustelik Avusturya ekolune gore de planlanmıs bulunan ve günlük maksimum 30.000 kayakcı kapasitesiteli bu buyuk proje, onem ve oncelikle de Alp’in kriter ve boyutlarına da sahiptir. Fakat 2004 yılında ve o gunun rayiçlerine gore bitirilmiş olan bu Lord Mountains projesinin yatırım maliyetlerinin, gunumuze uygun olarak ve artı % 20 oranında revize edilmesi ve arttırılması da gerekmektedir, ancak yatırım maliyetlerindeki bu artışın; gunumuzun gelir kalemlerinde de, yine ve benzer oranlarda aynen yaşanması soz konusu olduğundan, bu yatırımın geri donuşum zamanlamasında, herhangi bir değişiklik de yaşanmayacaktır.

2- İkinci buyuk dag ve kayak bolgesi vede projesi ise, bu kez Antalya il sınırları dısında ve Isparta il sınırları icindedir ve Beysehir golunun guney batısı ucundadaki Isparta Yenisarbademli’nin hemen kuzey batı ustunde bulunan ve yaklasık 3000 m’lik bir zirveye de sahip olan Dedegol dagının kuzey yamacında yer alacaktır. Bu dag ve bu kayak bolgesi; Antalya ilinin daha ziyade orta sahil kısımları ve bolgesine hizmet verecektir. Fakat bu bolgenin de, gunu birlik hizmet verecegi o ilgili Antalya bolgesi otelleriyle, cok uygun bir ulasım kolaylıgına sahip olması gerekmektedir ve boyle bir ulasımın, mevcut ve simdi cift seritli Antalya Konya yeni karayolunun bir kısmını da kullanarak, diger ve aslen de var olan kısımların da ciddi bir sekilde revize edilmesi sonucunda, guzel bir karayolu baglantısının kurulabilecegini ve teknik acıdan da, bunun fazlasıyla mumkun olabilecegini dusunmekteyim ve o sebeple de, bu bolgede oncelikle bu amaca yonelik ciddi bir karayolu projesine ihtiyac vardır. Cunku boyle gunu birlik bir ulasım sistemine dayandırılan bu dag bolgesi icin de; karayolu ulasımının emniyeti, konforu ve mumkun de olabilen kısalıgı, hayati derecede onemlidir. Fakat 3 buyuk dag projesinden sadece bu bolgedeki ulasım surelerinde, sanırım biraz zorlanarak da olsa; otelden cıktıktan (sadece bir tek bu bölgede) en cok 1,5 saat sonra kayak alanlarına varabilmek, teknik acıdan mumkun olabilecek gibi gorunmektedir. Ancak bu bolgenin 1 / 25.000 olcekli haritaları, henuz benim elimde bulunmamaktadır, dolayısıyla da yaptıgım vede gunlerce suren on calısmalarımın tumunde de; sadece Google Earth sistemin 3 boyutlu ve yakın goruntulerinden yararlandım, ancak olcekli haritalar elime gectigi zaman, bu proje ve tum planlar kısa surede netlesecek ve tamemen de bitecektir, hemen sonrasında da, toplam kapasitelere (ancak ve sadece bu bölgede, günlük maksimum 25.000 kayakcı kapasitesine hizmet sunabilmenin varlığı da tahminlenmektedir) ve fizibiliteye de gecmek mumkun olabilecektir. Kısaca; suan icin bu ikinci Dedegol dagı projesi, henuz kagıt uzerinde bitmis degildir, sadece kayak alanları ve kayak pistleri olarak benim beynimde tamamen de bitmis sayılabilir. Ayrıca mevcut binlerce sahil yatagıyla da desteklenecek olan bu dag ve proje bolgesindeki yatırım da, cok fizıbıl olacaktır. Neticede ve sadece bir tek bu bölgede, biraz zorlanarak da olsa; otelden cıktıktan en cok 1,5 saat (en uzak tek yer burası) sonra; kayakların yada snowboard’un ayaga takılıp kayaga baslanılacagı dusunulmustur ve bu teknik bazda sağlanabilecek gibi de görünmektedir. Ayrıca ve bu bölge; günlük maksimum 25.000 kisilik bir kapasiteye de sahip olabilecek ve ustelik yine Avusturya ekolune gore de planlanacak ve ayrıca yine bu buyuk proje, onem ve oncelikle de Alp’in kriter ve boyutlarına da sahip olacaktır.

3- Ucuncu ve en son devasa daglar ve kayak bolgesi vede projesi ise, yine Antalya il sınırları icindedir ve Alanya’nın hemen kuzey ustunde yer almaktadır. Bu devasa bolgede; daha cok 2050 m’lik yukseklikte yer alan Egrigol yaylası ustundeki 2877 m’lik zirvesiyle Geyik dagları ve biraz da yaklasık 2720 m’lik zirvesiyle Akdag kullanılacaktır, yani bu bolgede toplamda 2 dag bölgesi kullanılacaktır, ama esas agırlık ve buyuk kapasite daha ziyade Geyik daglarında yer alacaktır. Velhasıl; bu bolgede birbirinden bazen biraz uzak da sayılabilecek, ama birbirleriyle de muhtemelen bir dag treniyle irtibatlandırılmıs olan (ama bu dag treni; cekme halatlı yada kremayer disli ve dik yerlere cıkan bir tren olmayacak, daha ziayde 2050 m’lik yukseklikteki Egrigol yaylası civarında yer alan bir kac kayak merkezi arasında, yataya da yakın ve az egimli bir yaylada ulasım saglayacak normal tren tipinde olacak) ve sayıca da birden fazla kayak merkezinin bir arada kullanılmasını dusunmekteyim, yani bu bolge daglarının ve kayak alanlarının, mumkun olabildigince ve neredeyse tumunu bile vede hep birlikte kullanmayı hedeflemekteyim. Teknik acıdan bunun mumkun olabilecegini dusunmekte ve gormekteyim diyebilirim. Bu daglar ve bu buyuk kayak bolgesi; Antalya ilinin daha ziyade dogu sahil kısımlarına, Alanya ve ona yakın sahil bolgesine hizmet verecektir. Fakat bu bolgenin de, gunu birlik hizmet verecegi o ilgili Antalya ve Alanya bolgesi otelleriyle, cok uygun bir ulasım kolaylıgına sahip olması gerekmektedir ve boyle bir ulasımın da, Alanya ile Akdag Oguz yaylası arasında ve ilk etapta var olan bu dag yolunun cok iyi bir sekilde revize edilmesiyle, kolayca oguz yaylasına ulasmanın mumkun olacagını ve ulasımdaki bu kısmın cozumlenebilecegini dusunmekteyim ve buradan ilk etapta doguya donulerek Akdag’ın bazı dar kuzey yamaclarından biraz faydalanılacak, ama ve hemen sonrasında da, yine bu oguz yaylasının en yuksek kuzey yerinden, kuzey ustte yer alan ve yaklasık 2050 m’lik yukseklikte bulunan Egrigol’e en uygun bir ulasım (bu belki uygun bir karayolu yada daha uygun ve 2 adet yüksek kapasiteli bir telegongol ulasımı da olabilir) saglandıgında da, bu kez de o yuksek bolgede trenle ustteki ve geyik dagında yer alan bazı esas kayak merkezlerine de (esas buyuk kapasite burada var) rahatlıkla ulasmak mumkun olabilecektir seklinde dusunmekteyim ve tum bunları da yine teknik acıdan fazlasıyla mumkun gormekteyim. Fakat ve ilk etapta; bu bolgede Alanya ile Oguz yaylasının en yuksek yerine kadar gidecek olan (ki suan icin burada cok dusuk standartta bir dag yolu var, ama bunu cok ciddi bir sekilde revize etmek gerekecek) ve aslında bu amaca da yonelik ciddi bir karayolu projesine ihtiyac vardır. Cunku boyle gunu birlik bir ulasım sistemine dayandırılan bu dag bolgesi icin de; karayolu ulasımının emniyeti, konforu ve mumkun de olabilen kısalıgı, hayati derecede önemlidir. Yalnızca bu bölgede, ortalama 1 saat 15 dakika sonra kayağa ulaşmak da mumkun olabilecek gibi gorunmektedir. Ayrıca bu Egrigol yaylası bolgesine; bir kısmı Antalya Konya karayolu vasıtasıyla da, kuzey batıdan ve arkadan da ulasmak mumkundur ama, sanırım bu ulasım sekli biraz uzak ve uzun sürecek, dahası yine bu Egrigol bolgesinden, aslında Konya ili de ve bu kez arkadan ulaşarak, buradan ve yine aynı amac icin yararlanabilecektir. Fakat bu bolgenin de, 1 / 25.000 olcekli haritaları, henuz benim elimde bulunmamaktadır, dolayısıyla da yaptıgım vede gunlerce suren on calısmalarımın tumunde de; sadece Google Earth sistemin 3 boyutlu ve yakın goruntulerinden yararlandım, ancak olcekli haritalar elime gectigi zaman, bu proje ve tum planlar da, ama biraz zaman alarak da ve ancak belli bir sure icinde netlesecek ve tamemen de bitecektir, hemen sonrasında da, toplam kapasitelere (ancak ve sadece bu bölgede, günlük maksimum 45.000 kayakcı kapasitesine hizmet sunabilmenin varlığı da tahminlenmektedir) ve fizibiliteye de geçmek mumkun olabilecektir. Kısaca; suan icin bu ucuncu ve en son Geyik ve Akdag projeleri, henuz kagıt uzerinde bitmis degildir, yalnızca kayak alanları ve kayak pistleri olarak; benim beynimde ve sadece bir olcude sekillenmis sayılabilir diyebilirim, zaten bu bolge entegre ve cok da buyuk bir proje bolgesi olacagı icin, elbette ki uzerinde biraz daha fazla bir calısma yapmak da gerekmektedir. Ayrıca mevcut binlerce sahil yatagıyla da desteklenecek olan bu proje ve bu devasa entegre dag bolgesindeki yatırım da, cok fizıbıl olacaktır. Dahası ve bu bölge; günlük maksimum 45.000 kisilik bir kapasiteye de sahip olabilecek ve ustelik Avusturya ekolune gore de planlanacak ve ayrıca, bu buyuk proje, onem ve oncelikle de yine Alp’in kriter ve boyutlarına da sahip olacaktır.

Sonucta; isaret ettigim bu 3 buyuk bolge ve bu ilgili dagları vede buraların yeterli yukseklikleri, genel yagıs koridorları acısından ve konum itibariyle Turkiye’nin neredeyse en cok kar alan ve aldıgı kar’ı da, genelde kuzey ağırlıklı yamaclarında cok da uzun sure saklayabilen yerleri ve daglarındandır, neticede bu 3 buyuk ve yuksek bolge, Antalya ilinin tumu icin, alternatif dag ve kıs turizmi adına cok ciddi bir nimettir. Bu bölgelere yönelik projelerde uyguladığımız vede uygulamakta olduğumuz genel teknik yöntemimizin temelinde ise; Alp’leri uzun yıllardır ve cok iyi incelemiş uzman bir plancı ve iyi bir kayakçı, ciddi bir is adamı ve uzman bir mühendis kimliğinin harmanlanmıs sekli ve Avusturya ekolüne de uyan bir bakış acısı egemendir. Neticede, otelden cıktıktan en cok 1 saat veya maksimum 1, 5 saat sonra; kayakların yada snowboard’un ayaga takılıp kayaga baslanılacagı dusunulmus ve saglanmıs vede sağlanacak da olan ve ustelik, Avusturya ekolune gore de planlanmıs vede planlanacak olan bu buyuk projeler de, onem ve oncelikle Alp’in kriter ve boyutlarına da sahip olacaklardır ve birer dunya markası haline de geleceklerdir. Boylece tum Antalya turizmi, dunya turizm piyasasında artık bir ust sınıfa yükselmis ve sampiyonlar ligine de ulasmıs olabilecektir.

Ancak, sizin mektubunuzda, ilgili resmi birimlerin bu konuda calısmalar yaptıklarından bahsedilmektedir, suphesiz ki zaten bu tur calısmaların yapılması gerekir ama, bizden istenenlerin elinize gecmesinden sonra, yine sadece size ait ilgili birimlerin onculugundeki bu tur calısmaların devamında, bizlere bu calısmalarda muhtemelen artık bir yer yada bir ihtiyac olmaması durumunu, elbette ki kabul etmemiz asla mumkun degildir. Zaten de size yolladıgımız elektronik mektupta, bu calısmaların ve mutlaka bizim teknik baskanlıgımızda yapılması gerektigini kesin bir on sart olarak yazmıstık hatırlarsanız, aksi halde bu konuda bizden bir bilgi talep etmenizin hicbir anlamı ve degeri de, herhalde ve zaten kalmayacaktı. Cunku bizim burada esas yapmak istedigimiz, suan ülkemizde zaten var olan ve maalesef ekolu de belli olmayan, dahası Alp’in kriter ve boyutları da kapsamayan geleneksel Turkiye tipi, bir yada birkac kucuk kayak merkezini var etmek degildir ve cok daha farklı bir seydir. Bizim burada esas yapmak istedigimiz; gunu birlik bir ulasım sistemine baglı ve mevcut binlerce yatakla da desteklenen, Avusturya ekolune gore planlanmıs, Alp’in kriter ve boyutlarına da sahip ve kayakçı dışında da ve hatta sezon dışında da kullanılabilen, birkac ciddi dunya markası yaratmaktır, yani bu konuya bakıs acımız cok farklıdır, o sebeple de bu isin; teknik olarak ve en basından sonuna dek vede profesyonel bazda, genel teknik başkanlığını üstlenmemiz gerekiyor. Velhasıl kesin on sartımız buydu ve bunu, uygun bulunmasını da umarak vede dileyerek sizlere bir kez daha hatırlatmıs olayım.

Nitekim; size gonderdigimiz o elektronik mektuba eklenmis olan ve bu konuyla da ilgili o link’i sayet acıp gormus ve dikkatlice de okumussanız, orada aynı sartlarımızın varlıgıyla da birlikte, bu konuya esas bakıs acımızın da, muhtemelen iyice farkına varılmış olması gerekiyor. Ayrıca yine o ekli linkte, cesitli ilginc sualler ve onlara verilen cevaplar ve keza projelerin kısa acıklamaları ve bitmiş olan bir projeyle de ilgili ve o projeyi yansıtan bazı ilginc resimler de vardı, sanırım onları da gormus ve herhalde incelemissinizdir. Ayrıca ve isteğiniz uzere ben; bu 1 nolu ilk elektronik mektuba, İngilizce ve Turkce olarak, hem 2 Lord Mountains proje ve fizibilitesi metnini ve hem de yine İngilizce vede turkce olarak, aynı projenin bu kez 2 kısa sunum metnini de Word dosyası halinde ekliyorum. Ustelik ve buna ilave olarak 3 ufak uzak çekim cevre resmi dosyası da ekliyorum. Boylece ve sonuc olarak; Bakanlıgımızdan ve bu konuyla da ilgili olarak, acıkcası cok esaslı bir gorev de bekliyorum ve neticede bu talebimi bir kez daha tekrar etmiş olayım, cunku ve aksi halde istediğim faydayı sağlayabilmem, maalesef mumkun olamaz.

Saygı ve basarı dileklerimle, cevabınızı bekliyorum.
Altın Zirve AS adına
baskan Oner Govsa İns. Muh.

Dikkat: Esas proje resimleriyle ilgili bir dip not: Lord Mountains projesine ait ve toplam 14 adet de olan esas proje resimlerini ise, bu 1 nolu ilk maili takiben ve mail 2/1 vede mail 2/2 seklinde ve ancak toplam 2 postada yollayabileceğim, cunku bu resimler tek mailde ve tek seferde gitmiyorlar. O sebeple bu mailden hemen sonra veya once gelecek mail 2/1 ve mail 2/2 elektronik mektuba eklenmiş resim dosyalarını lütfen açıverin ve projeye ait olan bu esas resimlere de tümüne ulaşıverin.

Ayrıca ve kısa bir tanıtım acıklaması:
kendimden fazla bahsetmeden, bu maile eklediğim bazı linkler incelediğinde, benim dag ve kayak merkezleri projeleri konusunda uzmanlasmıs olduğum ve onceki Igdır Sn Valisi Dr Mustafa Tamer döneminde Igdır ili Agrı dagı 12 ay kayak ve cesitli dag sporları ve eğlenceleri projesinin de (http://www.igdirdogusgazetesi.tr.gg/sevdamizagridagi.htm) tarafıma ait olduğu ve keza bu kez de onceki İzmir Valisi Sn Kutlu Aktas doneminde realize edilen İzmir Odemis Bozdag kayak merkezi ( http://www.bozdagkayak.com ve aynı konuda detaylar hk ise: http://www.otelforum.com/showthread.php?t=343">http://www.otelforum.com/showthread.php?t=343 ) fikri ve projesinin de, yine tarafıma ait olduğu anlaşılacaktır. Aslında burada kendimden fazla bahsetmeye niyetli değilim, nasılsa ekli linlerde yer alan cesitli bilgilere, projelere ve resimlere bakıldığında, sadece ben değil, tum teknik ekibim hakkında da ve keza cok daha farklı pek cok calısma ve bilgiye de, dahası bu tip konulara hangi teknik ve ticari gozle bakmakta olduğumuz da, zaten ve yine acıkca anlasılacaktır. VE DAHASI; 2 FARKLI İLAVE ORNEK ACIKLAMA:
Ornek - 1: ULUDAG’I; ARTIK BİR DUNYA MARKASI HALİNE GETİREBİLMEK İLE İLGİLİ:
(Uludağ'ı Bir Dünya Markası Yapabilmek)http://www.skiciyiz.biz/uludagi-bir-dunya-markasi-yapabilmek-4647.html Ornek - 2: Ancak bu son ilave ornek; yalnızca bilgilendirme amaclıdır ve sadece Avusturya Tirol bolgesini tanıtan bir linktir.
AVUSTURYA İNNSBRUCK VE YAKINLARDAKİ KAYAK MERKEZLERİ, YANİ KISACA TUM TİROL BOLGESİ İLE İLGİLİ
(Innsbruck ve Yakınındaki Kayak Merkezleri) (Innsbruck ve Yakınındaki Kayak Merkezleri)http://www.skiciyiz.biz/innsbruck-ve-yakinindaki-kayak-merkezleri-4498.html

 

Selamlar: Bakanlıga bu konudaki ilk mail 1 agustos'ta gitti, Bakan adına ilk cevap 26 agustos'ta geldi, 8 eyluldeyse ardarda toplam 3 mail olarak L.M. on proje ve fizibilite metni ve resimleri gitti.

 

Merhaba dostlar ,

ben halen yazlıktayım Alaçatı'da kışın yine Antalya'da olacağım... yazıları okudum Antalya bölgesi için önemli projede bende size yardım etmek isterim . İşlerim gereği Kültür ve Turizm Bakanlığında haftada bir gün oluyorum ve Ankara'da ofisimde var.

Fikri beyden gelen yazıyı okudum . Şuanda hangi aşamadasınız ? dosya elden verilmesi gerekmekte neler hazırlandı ? ben takip edebilirim işler biraz daja kısa sürebilir.

Fikri Bey eski görevinden Yatırım İşletmeler Gn Mdç yrdcılığına terfi etti .

www.globalistr.com web sayfamızdan biraz hakkımızda bilgide alabilirsiniz . Cuma günü Ankara'da olacağım bana tarih ve dosyano verebilirseniz bilgi verebilirim .

 

Selamlar: Bakanlıga bu konudaki ( hatırlatma ve bir on bilgilendirme seklndeki ) ilk mail 1 agustos'ta gitti, Fikri beyden ve Bakan adına ilk cevap 26 agustos'ta geldi, 8 eyluldeyse ardarda toplam 3 mail halinde ve ilkinde uzun bir acıklama yazısıyla da birlikte, Lord Mountains on proje ve fizibilitesi orijinal ve tam metni ( 133'er sayfalık İngilizce ve Turkce nushaları olarak ) ve ilgili proje resimleriyle de birlikte, toplam 3 mail olarak ve ekli word dosyaları sekliyle gitti. Neticede ve bu ard arda gonderilen toplam 3 mail de, herhalde ve dilerim onlara ulasmıs olsunlar.

Aslında Antalya icin toplam 3 buyuk bolge ve 3 buyuk projeden bahsetmistim, bunlardan sadece ilki olan Lord Mountains tam olarak bitmisti ve bunu da zaten Bakanlıga istek uzerine ve suan icin gondermis bulunmaktayım, ama diger 2 buyuk bolge ve projenin sadece biri, benim beynimin icinde suan tam olarak sekillenmis ve bitmis durumdadır, suan icin bunun yalnızca planlama ve fizibilite sekliyle kagıda dokulme islemi kalmıstır diyebilirim. Diger son proje ise, cok buyuk ve dagınık bir bolgede yer alıyor, bu bolgedeki proje su sıralar giderek de sekillenmekte ve biraz zaman da almaktadır ama ve belli bir sure sonra sanırım o da ve tamamen sekillenmis de olacaktır, yalnız buranın 1 / 25.000 olcekli haritalarına ihtiyacım var tabiki de. Velhasıl suanki durum bu: acıkcası Bakanlık, bizim suan ve kagıda da dokulmus ve bitmis de olan elimizdeki bu bilgileri, sayet bizden alıp da, ama ve hemen sonrasında da muhtemelen bizleri ve tamamen de ekarte edecek gibi bir durum sayet soz konusu olursa, O zaman ve olası boyle bir durumda, Bakanlıga bu konuda zaten yardım edemeyiz, hatta ve dahası, zaten asla yardım etmek de istemeyiz. Acıkcası bizler buralarda yeni Uludag'lar, yeni Kartalkaya'lar vs turunde ve ulkemizdeki bilinen ve yeni benzer yerlerden yaratmayı asla dusunmuyoruz, bizler cok farklı ve oncelikle de uluslararası kriter ve boyutlarda dunya markaları yaratmayı tasarlamaktayız. Oyle ya, buralara kimler gelecek ve niye gelecekler, yani buraların insanları kendine ceken cok guclu, cok da farklı ve yuksek bir cazibeye de sahip olması gerekiyor, yoksa o kisiler ve yine her zamanki gibi zaten Alp'lere giderler ve buralara da asla gelmezler, yani tarafımıza ait bu fikir ve projeler de, o zaman zaten ve asla esas amacına ulasamaz. Neticede ve suan icin bizden arzu edilenleri ve elimizdekileri de Bakanlıga gonderdik; simdi biraz bekleyecegiz ve esas niyetleri gorecek ve acıkcası ona gore de davranacagız. Sayet ve bundan sonra muhtemel ayak oyunlarıyla bu konularda ve tumuyle de saf dısı bırakılacak isek, o zaman herkes kendi yoluna gitsin, kendi gobegini ve sadece kendi bildigi gibi de ve yine yalnızca kendisi kessin ve bizden de, elbeteki bir yardım yada ciddi bir teknik destek de asla talep etmesin. Zaten bunu ve munasip bir lisanla Resmi kisi ve kurumlara yazıyla da ilettik ve bu durum bizim icin bir on sart dedik. Velhasıl bizim niyetimiz cok acık, cok da net ve tamamen de ortada, yani bizim niyetin gizli kapaklı hic bir yanı da yok, bakalım acaba karsı tarafın niyeti ne olacak. iste esas o niyet cok onemli ve bu da bizim icin cok belirleyici olacak. Biz bu projelerin ve olusumun, teknik yonden en tepesinde ve resmi bir gorevle yer alacagız, acıkcası esas arzumuz ve on sartımız bu dedik.

Sonucta suan bizden istenileni ve elimizde bitmis olanı da ( hatta ve bence gereginden bile fazlasıyla ) biz gonderdik, artık Bakanlıktan esaslı bir cevap da bekleyecegiz, ama bu cevap gelir mi yada hic mi gelmez, onu bilemem. Ancak ve bu yastan sonra ve bu konular icin, hicbir kisi veya kurumun pesinden kosmaya da, acıkcası asla ve asla niyetli degiliz. Lakin resmi bir davet gelir ve esaslı bir gorev de verilirse, bu konulara cok ciddi teknik destekleri ve cozumleri de ortaya koyabilmek icin, seve seve ve canla basla da yardımcı oluruz tabiki de ve buna da, teknik bazda ve zaten de tamemen hazırız, hatta ve muhtemelen suan icin Turkiye'de ve bu konuda ve bu derecede hazırlıklı bir baska teknik adam da ve teknik ekip de herhalde yoktur ( dahası bunu saglamak isteseler bile, yine de bu mumkun degil, cunku ve ozellkle de bu konuda ben, o muhtemel teknik gruptan ve en az 15 yıl ondeyim ), bu durumdan faydalanmak, tabiki de Bakanlıgın gorus ve tasarrufundadır. Ama bunun diger gerisi de, elbette ki bu kez benim kendi ve sahsi tasarrufum altındadır. Yani onlar ne isterlerse, acıkcası ben onu yaparım, sayet isin icinde ve basında ve resmen varsam, o zaman canla basla calısır ve buyuk bir fayda da saglarım, yoksam da, asla baska bir fikir de vermem tabiki de ve arkamı da doner, tumuyle yok olup ve tamamen de gozden kaybolurum.

Not: Ayrıca ve sayet bu tur yada benzer konularda benimle daha sıkı bir kontak arzunuz olusursa; bu sitede ve bu bolumde daha onceki yazılarımın icinde, mail adresim ve telefonlarım da zaten bulunuyor, acıkcası ve sayet dilerseniz onları kullanabilir ve bizleri de onurlandırabilirsiniz.

Sonuc olarak; basta ilginiz ve yardım arzunuz icin de size cok tesekkur ediyorum, ayrıca size, saygı ve sevgiyle en icten basarı dileklerimi de sunuyorum.

Oner Govsa

 

Öner Abi aklıma takılan bir konu var aslında. Proje aşaması tamamlanmış, genel olarak kafada soru işareti bırakmayan bu planlamalar düşünceler gerçekten güzel ötesi hatta mükemmel birşey bizim için. Konu şu ki; yanlış anlamadıysam eğer kayak bölgesinde konaklama imkanı bulunmayacak olması işi biraz sıkıntıya sokmazmı? Neden derseniz, sonuçta ortada hala iç pazar ve dış pazarlar arasında konaklama ücretleri arasındaki yıkıcı bir fiyat farkı var. Proje yapımının tamamlandıgını işletmeye geçildigini farzedersek böyle bir sorunla karşı karşıya kalınabilir bence, acentalar/otelciler/müşteri potansiyeli arasında ve kime göre, neye göre, nasıl hizmet verileceği hakkında.. Tabi bunlar birer teori şimdi düşünülmesi saçma gelebilir ama konu pozitif olarak sonuçlanırsa bunlarında tartışmaya açık olması gerekir.

Şeklinde düşünüyorum.

 

Evet ve genel olarak yuksek bir sezon icinde; yataklarda bir ic pazar fiyatı ve bir de dıs pazar fiyatı var ve bunlar arasında da cogu kez buyuk fiyat farkları da oluyor maalesef, yani bir dısarı pazarlanan fiyat ve bir de icte resmi tatillerde de baya azan ic fiyatlar var tabi, ama aslında boylesi bir durum esasında Alp'in kendi icinde de zaten var yani. Bunlar nasıl bir dengeye oturur bilemem ama, herhalde ve bir muddet sonra kendi saglıklı dengesini bulacaktır, simdi ve ornegin ulkemizdeki sahil otelleri icin, acıkcası kapı fiyatlarından cok farklı ve dısarısıyla da yakın cok guzel vede uygun ic tur fiyatları da artık olusmus durumda bence, herhalde kıs sezonu icin de boylesi bir makul durum ve fiyatlar olusacaktır. Gercek su ki; sayet bir otelin sezonu kısaysa, bu kısalık yatak fiyatlarına fiyat yuksekligi olarak yansımaktadır, cunku baska turlu geri donusum suresi uzamaktadır. mevcut otellerin yuksek sezonunun uzaması, bence fiyat dususune olumlu etkiler yapacaktır. Kaldı ki, aslında kıs sezonuna, yaza gore cok daha buyuk bir yatak arzıyla ( yani yaklasık 450.000 yataga karsılık, en cok 100.000 kisilik bir dag potansiyeli sekliyle, kısaca denize oranla daha dusuk bir kapasiteyle ) girilecektir ve bu da, yaza oranla cok daha buyuk bir rekabet yaratacak ve bu durum fiyatları daha da asagıya cekebilecektir dusuncesindeyim. Zaten otelcilerin buyuk kısmı; kısın mecburen otelini kapatmak zorunda kalmaktaydı ve simdiyse ve en azından eskiye oranla cok daha fazla musteri temin edebilmek ve otelini biraz kar ederek calıstırabilmek imkanını da bulmus olabilecektir. Velhasıl otelciler herhalde boyle bir fırsatı tepmez ve sanırım bundan yararlanır, hatta bence dag musterisi bulmak adına ve tabi kendi otelinin doluluk oranını da arttırmak adına, yani esasında sırf kendisi adına dunyaya musteri avına cıkacak ve dolaylı yoldan dag isletmesine de para kazadırabilecektir dusuncesindeyim. Yani bunda bir sıkıntı yasanabilecegini dusunmuyorum, yeter ki uygun surelerde o musterileri gunubirlik olarak, konforlu ve guvenli bir sekilde daga tasıyabilelim. Ayrıca ( cunku ucak firmalarının asla isine gelmese de; maalesef kısın bir kısmı hangar masrafıyla zaten hangarlarda yatmakta ) kısın ucaklar da zaten daha ucuz, yani bunda da bir ilave avantaj daha var. tum avantajlı durumlar birlestiginde, herhalde ortaya musteriye de avantaj saglar bir farklı durum yada fiyat cıkabilecektir dusuncesindeyim acıkcası. Bence ortaya bir sorun degil, avantajlar cıkacak ve bu durumdan ulkemiz dahil herkes de kazanacaktır, yeter ki sistemi dogu ve duzgun projelendirip kuralım vede iyi isletelim. Sonucta otelci; sadece yatak, kahvaltı ve aksam yemegi verecek, buna belki bir ulasım da eklenebilir. Ama oglen yemekleri de dagdaki sosyal tesislerde karsılanacak, neticede sistem bu sekilde dengelenerek isleyecek, bu durum zaten ve neredeyse tum Alp'lerde de aynen boyle. Yani bu konuda ve bir butun olarak bir sıkıntı yasanacagını sanmıyorum, yalnız dedim ya ve yeter ki gunubirlik bu ulasım sistemi, iyi projelendirilmis vede iyi isliyor olsun. Alp'lerde bu sistem skibus'larla mukemmel isliyor, bizde ki tek fark, ulasım zamanının sadece biraz daha fazla olması, belki ve yalnızca tek yonde 20 yada 30 dakika daha fazlası gibi, yani hepsi bu

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Hep olumlu yönden bakıyoruz çok güzel birşey, ama bir yandan da büyük zaaflarımızdan bir tanesi Umarım dediğimiz gibi olur, iyi reklamların sağlayacağı talepler belki 2-3 sezonluk bir dönem için indirimli fyatlar getirebilir, bu zahmete girilmezse eğer bireysel ulaşım ve konaklama arayışına düşmek kötü olur. Ayrıca,
1- Otelcilerin bu bu taleplerin üzerinden az zamanda çok kar avına cıkıp sezon fiyatlarını etiketleme cabasına girmemeleri,
2- Yaz turizmi gibi güzel reklamlarla uzun vadeli düşünerek, bir süre indirimli olarak sonrasında makul fiyatlarla devam etmeleri hem iç hem dış pazar için büyük bir adım olur. Sorun teşkil edebilecek maddelerden birkaçı bunlar sadece..

 

Aslında dunya turizm pastasının esas buyuk bolumlerinden bir tanesi; deniz, gunes ve kumdur, bunu da zaten hepimiz biliyoruz. Antalya da zaten ve yıllardır esasta yada basta bu mamulu yada hizmeti sunmakta ve satmakta. Hemde ve artık gunumuzde 450.000 den fazla bir yatak sayısıyla, oysa kıs turizminin dilimi, esasta genel turizm pastasının biraz ufak bir bolumunuu olusturmakta, yani ve bir baska ifadeyle bu kıs turizmi musteri potansiyeli, aslında sayısal olarak zaten yaz turizminin oldukca da gerisindedir. Neticede yaz turizminin deprestigi simdiki o yuksek sezonda ve hem de 450.000 den fazla bir yatak sayısıyla hizmet sunan Antalya'da yatak fiyatları musteri bollugunun yasandıgı o donemde tavan yapmıyorda ( ama toplam yatak sayet 225.000 olsaydı, iste o zaman ve muhtemelen o donemdeki bu yuksek talep karısında Antalya yatagı fiyatları mutlaka tavan yapardı ), yine aynı sabit binlerce yatakla, ama bu kez ve kısın daha kucuk bir musteri sayısına hizmet sunmaya calısacak o aynı Antalya yatakları, o kıs sezonunda mı tavan yapacak yani ? Bence bu mumkun degil, bu durum arz talep dengesi yada kanununa tumuyle de ters bir durum olur. Bir defa bu durum da; zaten yaz mevsimine gore ayarlanmıs ve yuksek bir yatak arzına sahip Antalya'da, kayak sezonunda daha da dusuk bir talep karsısında yatak fiyatlarını asla yukseltmez, hatta tam tersine oteller arasında yasanacak cok daha buyuk cekisme ve rekabet karsısında yatak fiyatlarını bilhassa dusurur. Kaldı ki; zaten daha buyuk bir dilime sahip deniz, gunes ve kum turizmine, 450.000 yatakla hizmet veren Antalya'nın, bu kez de dag ve kıs sporları turistik toplam kapasitesi zaten ve en cok 100.000 olacaktır ve toplam bu rakamın asılabilmesi de, mevcut toplam kayak alanları acısından zaten mumkun degildir, malum bu alanlar, denizler veya Antalya denizi kadar genis degildir. Ayrıca ve sn İsmet Ulker hocamızın ve kendince de ulkemize uyarladıgı, dag'daki her 2 kisiden, yalnızca biri kayak yapacaktır ongorusunden hareket etsek bile, yine de bu sayı ve bu kez da asla 200.000 kisilik bir toplam yatak talebini asla asamayacaktır, oysa Antalya'da hizmete yonelmis 450.000 den fazla bir yatak sayısı var. O zaman ve acaba nasıl olacak da; kıs sezonunda ve talebin daha dusuk oldugu bir donemde, Antalya'daki yatak fiyatları, acaba nasıl tavan yapacak olsun ki ? Malum talep yuksek ve yatak arzı da dusukse, o zaman yatak fiyatları zaten tavan yapar, ama durum tam tersiyse, bu kez de ve tam ters bir sekilde yatak fiyatları dusus trendine girer.

Ustelik ve bu ilave dag turizmiyle Antalya yataklarına zaten daha uzun bir yuksek sezon sunuluyor, bence oteller bununla yetinecekler, buna sukredip cok sevinecekler ve bundan da yeterince memnun olacaklarıdır, dahası bu ilave dag ve kıs turizmi sayesinde Antalya'nın turistik tanıtımı muhtemelen ve zaten muthis bir tavan yapacak ve bu durum, yine muhtemelen yaz turizmine de ve bir olcude daha yuksek bir talep sekliyle yansıyabilecektir. Zaten cok akıllı olan su anki Antalya otelcileri, bu olusumun sonucunda ortaya cıkacak olan, boyle ilave potansiyel varlıgın muhtemelen ve tamamen de farkındadırlar. Ayrıca esasında sezonu en kısa olanlar, zaten dag otelleridir, yani daglarda ve sadece bu ise yonelik yeni oteller imal etsek, muhtemelen ve sezon kısalıgı sebebiyle, o dag otellerinin yatakları cok daha pahallı olacaktır ve velhasıl o dag otelleri bu yuksek fiyata zaten mecburdurlar, ama burada onların yerini alacak olan sahil otellerinde zaten durum cok cok farklıdır. Bence Antalya'daki yatak ve yatak fiyatları konusunda ve ozellike de kayak sezonu icinde, hicbir bir sıkıntı ve fahis bir durum asla yasanmaz.

Saygı, sevgi ve basarı dileklerimle, ayrıca ilginize de cok tesekkur ediyorum.
Oner Govsa

 

Antalya'lılar; size, 18 aralık 1995 tarihli ve tamamen de kar konusunu iceren, yasanmıs ve bence cok da onemli bir olayı anlatmak istiyorum. Ve tabi bu olay, aslında Antalya ile de cok alakalı.

 

Antalya'lılar; size, 18 aralık 1995 tarihli ve tamamen de kar konusunu iceren, yasanmıs ve bence cok da onemli bir olayı anlatmak istiyorum. Ve tabi bu olay, aslında Antalya ile de cok alakalı, soyle ki; 1995 yılıının 24 aralık tarihli pazar gunu Turkiye genel secimleri olacaktı, bu tarihlerde İzmir Bozdag kayak merkezinin henuz temelleri atılmamıstı ve o donemin İzmir Valisi de, cok deger verdigim sayın Kutlu Aktas'tı. Kısaca 24 aralık 1995 tarihli o donemin genel seciminden 6 gun once, yani 18 aralık 1995 pazartesi gunu, donemin İzmir Valisi sayın Kutlu Aktas beni telefonla aradı ve bana; "Oner bey, ben ( 17 aralık 1995 tarihli pazar gunu ) dun İTO baskanı ve Ege Universitesi Rektoruyle de birliikte ve ozel bir ucakla Antalya'ya gittim, tum yolculugum boyunca ( hatta ucagın rotasını da ve bizzat buna gore ayarlatarak ) etraftaki ve yolumun uzerindeki tum dagları vede cok dikkatlice inceledim, Bozdag'da hic kar yoktu, ama Antalya'daki daglar ise ve oldukca da yogun karlarla kaplıydılar. Ben Bozdag'a yatırım yapmak istiyorum ama, bu durumda oraya acaba nasıl yatırım yapabilirim ki, lutfen ve hemen Bozdag'a gidiverin ve bana da durumu hemen bildiriverin" dedi ve benden bunu rica etti.

Ben de ve bunun uzerine kendisine sunları soyledim, "sayın Valim, siz muhtemelen dun Bozdag'ın yalnızca guney yamacını gormussunuzdur, ama muhtemelen suan Bozdag'ın sadece kuzey yamaclarının ancak cok yukseklerinde belki 20 yada 30 cm kalınlıgında bir kar mevcut olmalı. Fakat siz emrettiginize gore ben yarın Bozdag'a gider ve kuzey yamacının resmini de ceker ve durumu da size hemen iletirim dedim, ancak sizin belirttiginiz Antalya tekeli yarımadasındaki o bazı devasa daglar 3000 m'lik bir yuksekligi de geciyor ve ustelik de, gelen ilk yagıs sistemlerinin ilk karsılastıgı devasa yukseklikler bunlar ve o sebeple de, aslında buraları cok kar alıyorlar, yani bu devasa daglarla; acıkcası hem konum ve hem de yukseklik olarak, bizim 2159 m'lik zirveli bucur Bozdag'ı asla mukayese etmemek gerekiyor. Ama ayrıca ve bunun yanısıra; size yine bu konuda ve cok daha da onemli bir sey daha soylemeliyim ve o da su ki; dun, yani 17 aralık 1995 gunu Erzurum Palandoken'de de kayak yaplacak bir kar kalınlıgı yoktu ve kayak da yapılamadı, yani orada bile henuz kayak sezonu acılmadı ve sayet Erzurum Palandoken'de kayak yapılamıyorsa, ben size Bozdag'da kayak yapılmasını asla garanti edemem ve devamla da sayın Valim, isterseniz Erzurum Palandoken'e telefon ettirtip sorun, acaba dun orada kayak yapılabildi mi ve acaba orada kayaga yetecek bir kar kalınlıgı varmıydı diye", ayrıca ve tekrar devamla da; "kaldı ki, aslında Bozdag kayak merkezinin acılsına daha biraz zaman var, ama ben ve emriniz uzerine yarın yine de Bozdag'a gidecegim" dedim. Vali bey bu acıklamama cok sasırdı ve sanırım hemen Erzurum Palandoken'i telefonla da aratarak dunku esas durumu da ve tabi benim haklılıgımı da ogrendi.

Herneyse ve neticede ben; ertesi gun hemen Bozdag'a gittim, tum kuzey yamacı en yakından gordum ve inceledim, ayrıca ve o gunun gazetesiyle de birlikte tum kuzey yamacın resmini de cektim. 19 aralık 1995 tarihli o gun Bozdag kuzey yamacının, ancak 1850 m'lik bir yuksekliginin ustunde ( Bozdag KM'nin en alt taban kotu yuksekligi 1528 m'dir ) yer alan tum alanlarında ve yaklasık 25 cm kalınlıgında bir kar kalınlıgı mevcuttu. Ama ben yine bu aynı gun Uludag kayak merkezinin 1878 m'lik yuksekte ve DMİ tarafından yapılmıs kar kalınlıgı olcusunu de ( o sıra Uludag'ın bu rakımında 36 cm'lik bir kar kalınlıgı olcumlenmis vede vardı ) ve yine DMİ Uludag rasat istasyonundan bizzat aldım ve resimli Bozdag raporuma da, bu karsılastırmalı resmi veriyi de ekledim ve hemen ertesi gun Vilayete gidip bizzat Vali beye de kendim verdim ve tabi bu konuyu da aramızda yine biraz daha konustuk. Neyse o sene kayak sezonunun gelisi biraz gecikti, ama ve bu tarihten yalnızca 2 hafta sonra Bozdag'a oyle bir kar yagdı ki; kar en asagılardaki Birgi'ye kadar bile indi ve hatta tum yollar da kapandı. Sonra beni İTO baskanı aradı ve Oner'cim sayın Vali Kutlu Aktas ikna olmus ve Bozdag yatırımını da artık ve hemen yapacakmıs, acıkcası sana bu durumu iletmemi de bana soyledi dedi.

Simdi bu durumdan; esasında cok ciddi bir baska mesaj daha cıkıyor, soyle ki; Uludag'da sadece 36 lik bir kar kalınlıgı varken ve Palandoken'de de aslında kayaga yetecek bir kar kalınlıgı da asla mevcut degilken; Antalya'nın 3000 kusur m'lik zirvelere sahip o devasa daglarının yukseklerinde kayak icin bol miktarda kar ( ama ben burada; 2547 m zirveli Bakırlıdag Saklıkent'i kastetmiyorum ) olabiliyor. Yani bu su anlama da geliyor, Turkiye'de ilk ciddi boyutlu kar yagısları, genelde Antalya'nın ve keza tum Toros'ların yukseklerinde baslıyor, cunku bunlar zaten yeterince yuksek ve ayrıca orta akdeniz gelislerinde, yine bunlar ilk en ciddi yukseltiler ve tabi ilk once bu devasa yukseklikler ciddi boyutlu kar'ları hemen kapabiliyorlar ( yani bu daglar; esas ve en zengin yagıs koridoru olan orta akdeniz yagıs sisteminin giris kordorunun en basında ve en sanslı konumda yer alıyorlar ), geriye kalan diger tum yagıslar ise, ancak ve tabiki de giderek azalıp icerlere ancak yansıyabiliyor ( fakat burada ve sadece devasa yukseklige sahip ve en basta Kackar vs gibi birkac ve yalnızca dogu karadeniz bolge dagları haric, acıkcası ve sadece bu bolgedeki birkac devasa yuksek dag, genelde bu sistemden cok farklı besleniyor vede calısıyorlar ).

Not: Kaldi ki ve o 1995 yılıdan bu yana da; atmosferin ust tabakalarındaki global sıcaklık artısları sonucunda ve maalesef artık ulkemize kayak sezonları biraz daha gecikerek geliyor, yani simdilerde ve bir de boyle bir ilave ters durum daha var, ne yazık ki. Dahası ve ayrıca tum iklim uzmanları da, zaten ve maalesef artık bu konuda bir fikir birligi icindeler.

Saygı ve sevgiyle, bu konuyu ilgi ve bilginize sunuyorum.
Oner Govsa

 

13 kasım 2011 tarihli bu yeni resim icin; sana cok tesekkurler Nadir Ayberk kardesim; Saygı ve sevgiyle. Oner Govsa

 

 

Once yagıs olacak ki; yeterli yukseklikteki daglar da bol miktarda kar alabilsin. Yagıs yoksa, kar da yok, yagıs az ise, kar da az yagar.

 

Lodos güneyden gelse de kayak sezonunun katilidir Türkiye'de (Sarıkamış ve Palandöken gibi Sibirya Y.B. etkisinden faydalanan merkezler dışında)... Özellikle batıdaki merkezler, başta Uludağ, bu durumdan çok çeker. Lodos güney yamaçtan gelir, ancak yamaçta yükselirken nemini bırakır ve kuzey yamaca alçalırken Alman Alplerinde de olduğu gibi bir fön etkisi yaratır. Uludağ'da genelde Mart sonu uygun kar kalınlığı varken Nisan başında sezonun bir anda bitmesinin nedeni budur: Isınan havadan ziyade sezonu gelen lodosun fön etkisi ve tabi aşırı nem yüklü olduğu anlarda bıraktığı yağmur...

 

Ama yurdumuzun denize yakın batı yarısı dagları cok da yagıs alır. Ornegin Bursa'nın 12 aylık toplam yagıs ortalaması 694 mm, İzmir'inki 682 mm, Antalya'nın ki 1046 mm ve Mugla'nınki de 1050 mm'dir. Mesela Antalya'nın aralık, ocak ve subat ayları olarak ve sadece kıs mevsimindeki uzun yıllar ortalama yagıs toplamı 666 mm'dir ( Antalya'nın devasa yuksek daglarındaki asırı kar miktarları da, iste zaten buradan geliyor ) ve bu rakam neredeyse Bursa ve İzmir'in yıllık yagıs toplam ortalamasına son derece yakındır. Zaten bizim ulkeyi esas besleyen sistem orta Akdeniz kaynaklı olan sistemdir ve bu sistemde herhangi bir tıkanıklık, yalnızca dogu karadeniz bolgesi haric olmak kaydıyla, tum Turkiye'de cok ciddi bir kuraklık tehdidi de yaratır. O sebeple bence Lodos'a kızmamak lazım, cunku esas yagısı zaten o getiriyor, malum yagıs olmazsa, zaten kar da yok demek. Yeterki atmosferin ust tabakaları yeterince serin olsun ve daglar da yine yeterince yuksek olsun, iste o zaman mesele yok. Ayrıca ve zaten de asırı lodos fırtınaları en cok 1 gun suruyor, sonra siddetini kaybediyor. Sayet o asırı lodos fırtınalı saatlerde yeterli bir kar stoku varsa, bu kısa surede yine hic sorun yok demektir, dahası zaten arkadan yagıs gelir, ardından genelde serinleme ve sonrasında da soguma gelecektir. Sistemin genel calısma prensibi zaten bellidir, genelde once yeterli bir sıcaklık artısı, yogusma, sislenme, bulutlanma, yagıs, serinleme ve soguma sekliyle surmekte. Acıkcası sayet yeterli sıcaklık artısı yoksa, yeterli yogusma ve yagıs da olmayacaktır ( Erzurum ve Kars gibi mesela ). Ornegin ve o sebeple de, mesela asırı soguk yerlerdeki yagıs miktarları da hep dusuk olmaktadır. Halbuki kar miktarları icin, elbette ki yagıs miktarları da aynı derecede onem kazanıyor ve daglar sayet yeterince yuksekse, bence oncelik yagıs toplam mm'leri olarak esas yagıs miktarlarında gizlidir. Neticede Lodos'a kızma, bize esas kar'ıda ve hayatı da zaten ve oncelikle de o getiriyor. Evet; Lodos ve normal olarak kar tabakası uzerine nemli bir fon etkisi yapsa da, sonradan ve ardından gelen kar bunu zaten izale ediyor veya isletmeci bunu ve yine sonradan yeniden snowtrackla duzeltiyor ve duzenliyor, yani bu kadarcık bir sorun da olsun bence, zaten faydası daha cok. Dahası ve neredeyse Alp'lerdeki tum kayak merkezleri; herhangi bir kayak sezonu icinde, genelde ve asla sadece kar almazlar, bazen karla karısık yagmur ve hatta bazen yagmur da alabilirler, ama cogunlukla kar alırlar ve bu durum da zaten yeterlidir. Keza ve bunun yanısıra; normal bir kayak sezonu dısında ( yani buzul kayak merkezi esas yuksek sezonu icinde ), buzul kayak merkezlerindeki durum da yine benzerdir, oraları bile bazen karla karısık yagmur, hatta bazen de yagmur alırlar, ama cogunlukla da yine kar alırlar.

Not: Suan icin; Rize Kacgar dısında; Antalya'nın ve sırasıyla Geyik dagları, Beydag zirve platosu ( Lord mountains ) ve Isparta Dedegol dagı, neredeyse Turkiye kar rekorlarını elinde bulunduruyor gibiler. Ustelik; daha ardından kar gelmeye de devam etmekte.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

Olympos Teleferik Genel Müdürü Haydar Gümrükçü, yaptığı açıklamada, 2 bin 365 metre yüksekliğindeki Tahtalı zirvesine mevsimin ilk karının düştüğünü belirtti. Teleferiğe gelenler kartopu oynadı. Dün Antalya dışında Uludağ ve Ilgaz Dağı’na da kar yağdı.Uludağ’da kar kalınlığının 10 santimetreye ulaştığı ve hava sıcaklığının sıfırın altında 1 derece olarak ölçüldü.

( Kaldı ki; 2365 m zirveli bu Tahtalı dagı da, 3070 m zirveli Lord Mountains, yani Beydaglarının Akdag Guney ve en Yuksek platosu degil ve bunu da ben ilave ettim. Tekrar Saygılar. Oner Govsa )

 

Manavgat’ İlçesi’nde oturan Ramazan Doğru, Ömer Doğru, Mustafa Denizci ve Hüseyin Sevcan, geçen cumartesi günü Akseki’nin Göktepe Yaylası’ndaki dağ evine bakım yapmak için gitti. Bugün tekrar Manavgat’taki evlerine dönmek isteyen 4 arkadaş, kar yağışı ve tipi nedeniyle yolda mahsur kaldı. Araçları karda kalan 4 kişi, tekrar yayla evine dönerek cep telefonuyla ulaştıkları yakınlarından yardım istedi.

Durumun jandarmaya haber verilmesi üzerine, Akseki’nin Cevizli Beldesi’nde bulunan Cevizli Arama Kurtarma Derneği (CAKUT), Akseki Jandarma Karakol Komutanlığı’na bağlı ekipler ve İl Özel İdaresi ekipleri mahsur kalanları kurtarmak için çalışma başlattı. Ancak ekipler, kar yağışı ve tipi nedeniyle Göktepe Yaylası’na ulaşamadı. Havanın kararması üzerine kurtarma çalışmalarına ara verildi. Bölgede kar kalınlığının 15 santimetreye ulaştığını belirten ekipler, kurtarma çalışmalarının yarın sabah devam edeceğini kaydetti.

( Bir de ve aynı anlarda; 2878 m'lik zirveli Geyik daglarının 2000 kusur metre yukseklikteki Egrigol yaylasındaki kar durumunu bir hayal ediverin isterseniz ve tabi, parantez ici bu son metin benim ilavem )

 

Oner Bey, bu bahsettiginiz projeye €100m luk yatırımı bir anda yapmak yerine parça parça ayrılmış farklı yatırımcıların üstlenebileceği bir planı da düşünmüşsünüzdür diye tahmin ediyorum. Etap etap pistlerin yıllar içerisinde tamamlanacağı şekilde de düşünülmesi olası. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? En azından bir hareketi başlatacak minimum yatırım tutarı nedir? Böyle bir yaklaşım düşünülebilir mi?

 

Cok ozur dilerim; bu yazınızı ve ne yazık ki ancak simdi gorebildim, o yuzden bu cevabım da cok gecikti maalesef ve tabi ilginize de cok tesekkurler ayrıca; sorunuza gelince ve soyle ki; Burada farklı yatırımcılar yer alabilir tabiki de ama, bu bir karmasa ve ayrı skipasslar da asla yaratmamalı, bence ve bu cok cok onemli, cunku ben burayı ve tıpkı Alp'lerdeki isletmecisi tek olan bir buyuk kayak arenası olarak dusundum ve halen de zaten boyle dusunuyorum.

Fakat sanırım sadece bir yatırımcı olsa ve buraya da ilk etapta 80 milyon dolar gibi bir parayı da gommesi gerekecek ve boylece de tesis faaliyete gececek, ama sonrası da 9 yıllık bir buyume ve yatırım periyodu daha var ve bu periyodun ilk 4 yılında buraya hala yatırım yapmaya da devam edecek ki, iste tam o zamanda, yani tesis faaliyete gectikten tam dort yıl sonra, o zaman kadar buraya yatırdıgı tum bedelleri de artık geri almıs olacak, fakat buna ragmen de 5 yıl boyunca hala buyumek adına yatırıma yine devam edecek, ancak bu son 5 yıllık yatırımlar da artık ve sadece kazanclardan elde edilmis de olacak. Yani bu yatırımın esas sekli de buydu, lakin burada ayrıca Devletin yapması gereken ciddi bir alt yapı yatırımı da var maalesef, o da dagın dibine ve telegondol alt istasyonuna kadar gelecek olan karayolu ve elektirfikasyon yatırımlarıdır ve bunların tum bedelleri de, 3 veya 4 yıl icinde, yani tesis faaliyete gecinceye kadar da mutlaka bitmesi gerekiyor, fakat devlet de, bu yatırdıgını tesis faaliyete gectikten itibaren ve sadece 4,6 yıl sonra tumuyle de geri almıs olacak. Tabi bu sadece Lord Mountains proje yatırımıyla ilgili olan bir acıklamaydı.

Saygı ve sevgilerimle.
Oner Govsa

 

Dikkat: Yalnızca Turkiye'den ve bir yılda da sadece tum Alp'lere ait toplam geceleme sayısı 2003'te 2.500.000 ama, simdiyse 4.000.000 adet olarak telaffuz ediliyor.

 

Yalnızca Turkiye'den ve bir yılda da sadece tum Alp'lere ait toplam geceleme sayısı 2003'te 2.500.000 ama, simdiyse 4.000.000 adet olarak telaffuz ediliyor ve bu toplam sayı da, Avsuturya Ernsnt & Young Viyana'dan. Herneyse ama; sadece kıs turizminden ve yalnızca da Avusturya, yılda toplam 12 milyar dolarlık bir girdi saglıyor ve bunun sadece 4 milyar doları da yalnızca İnnsbruck'a ait benim bildigim, tabi ve sayet yanlıs da hatırlamıyorsam. Dahası Avrupalı'lar istatiksel verilerde cok da ciddidirler, yani oralarda bu turde ufurmeler de genelde ve asla olmaz. Ayrıca; bunun yanısıra ve bu defa da ulkemiz kıs turizmiyle ilgili olarak hemen alttaki linke bir bakıverin isterseniz.

http://www.turizmdebusabah.com/haber...lir-63628.html

Avusturya Büyükelçisi Dr.Klaus Wölfer Türkiye'nin kış turizmi potansiyelinden yılda 10 milyar dolar gelir sağlayabileceğini söyledi.

Avusturya Büyükelçisi Dr.Klaus Wölfer Avusturya'nın kış turizmi sayesinde 10 milyar doların üzerinde gelir sağladığını, Türkiye'nin de kış turizminde bu seviyeye ulaşabilecek potansiyel taşıdığını söyledi.

Dünya Gazetesi'ne konuşan Avusturya Büyükelçisi Dr.Klaus Wölfer, Avusturya'nın kış turizmi ekipmanı alanında da teknolojik olarak ileride olduğunu vurgularken, bu alanda da iki ülke arasında kazan-kazan politikasıyla hareket edilip çok ciddi işbirlikleri sağlanabileceğini kaydetti.

Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımlarda Avusturyalı yatırımcıların üst sıralarda yer aldığını ifade eden Wölfer, gelecek dönemde daha büyük yatırımların geleceğine dikkat çekerek, "Türkiye ve Avusturya arasında yakınlık daha da artacak. Avusturyalı iş hayatı liderleri Türkiye'yi anlıyorlar, biliyorlar" diye konuştu.

"Ankara Sohbetleri" dizisi kapsamında Dünya Gazetesi'nin Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve Filiz Coşkun'a konuşan Wölfer, Türkiye'de özellikle kış turizmi konusunda önemli gelişmeler yaşanabileceğini söyledi.

Wölfer, "Avusturya dünyanın en eski kış turizmi ülkesi. Her sene onlarca milyon turist geliyor Avusturya'ya. Bu turistlerden 10 milyar doların üzerinde gelir sağlanıyor. Hatta iki gün önce Schladming'de Dünya Kayak Kupası Şampiyonası'nın açılışı yapıldı. İnnsbruck'ta şimdiye kadar iki kere Kış Olimpiyatları düzenlendi. Ama aynı zamanda, aynı yerlerde, güçlü bir yaz sezonu turizmimiz de var. Bu herkes için çok iyi bir şey, hem turizm endüstrisi için, hem o civarlardaki tarım endüstrisi ve tarım ürünleri için. Dolayısıyla Avusturyalı şirketler ve Avusturya'nın birikimi Kayseri'de Erciyes, Bursa'da Uludağ, Bolu'da Kartalkaya, Erzurum gibi yerlere ihraç edilebilir. Çok mantıklı bir 'kazan-kazan' ilkesi mevcut her taraf için. Siz de kış turizminde 10 milyar doları aşabilirsiniz. Türkiye'nin kış turizmini geliştirme potansiyeli muazzam, şahane manzaralarıyla ve mevcut altyapısıyla her şey hazır. Buna ek olarak sadece donanım ve bilim gerekiyor. Avusturya'nın senerlerdir biriktirdiği bilgiler, ki burada bakın hazırda bir irtibat noktası var, herkesin faydalanacağı. Çünkü, eğer, kış turizmi Türkiye de popülerite kazanırsa, sadece Türk ekonomisine faydalı olmaz, Türkiye'nin sağlığına da faydası olur. Kış sporları düşünebildiğiniz en sağlıklı aktivitelerden biridir. Ve tabi ki cari açığını önleme noktasında milyarlarca dolarlık ek katkı yapabilir" diye konuştu. (Kaynak: Dünya Gazetesi)


Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle de.
Oner Govsa

 

 

DAHA ONCE UNUTULMUS YADA ATLANMIS OLAN ONEMLİ SORULARA CEVAPLAR

 

Havaalanı oteller arası tursitik ulasımının; biliyoruz ki ve en cok 1.5 saat olması gerekiyor, zaten Antalya'da bu genelde ve buyuk oranda var, yani ulasımın bu bolumunde sıkıntı olmadıgı gibi, zaten de ve neredeyse saat gibi de calısan bir sistemi de var Antalya'nın. Biz, mevcut otellerle, kayak merkezi arasındaki ulasıma odaklandık ve bunun da, 30 ile ve bazı ender yerlerde, en cok 70 yada 80 dakikayı asmamasına calıstık, ama geneli ortalamasına gore, insanlar otelden cıktıktan 1 saat sonra, kayaklarını ayaklarına takmıs ve kayaga da baslıyor olabilecekler.

Gelelim diger cok onemli konu ve cok da haklı istege; Ben sizleri buraya en erken ve ancak Nisan ortası gibi goturebilirim, daha once musait olamayacagım. Fakat buranın hem havadan ve hemde yerden, hatta panoramik sekilde cekilmis pekcok resimlerini, bu siteye ve bu bolume yuklemeye calısacagım, ama bu resimler dijital degil, analog, o sebeple bunların scan edilip buraya aktarılması gerekiyor ve ben de, bunun icin biraz zaman istiyorum, yani teknik bir destek de alarak bunun ustunde biraz calısıp hazırlanmam da gerekiyor. Buraya koyacagım reimler, tarihleri de belli ve karlı resimler olacak ve hatta belki de, bu resimlerin hemen altına google earth'tan ilgili dag bu bolumunu de ilave edip ustunu de isaretlemis olacagım. Acıkcası bu durum, sizlerin ve bensiz olarak da oraya gidebilmenize ve neredeyse de, hani elinizle koymus gibi, istediginizi rahatca bulabilmenize olanak verecek. Ancak dedim ya; bana bu konu icin biraz zaman tanımanız gerekiyor.

Ayrıca bu dagın; hem guney, hem de ve daha da cok olarak kuzey platosunun yukseklerinde de ve muazzam genislige sahip ve cok buyuk kayak alanlarının, bazı ve cok asırı genis bolumlerinde, acıkcası snowkite icin ( bunlar; cok yukseklerde ve km'lerce, tamamen de acık ve agacsız alanlar ) mukemmel alanlar da var. Aslında snowkite yapmıyorum ama, bir kayakcı ve uzman bir plancı olarak, acıkcası ve genelde istediginiz topografik turdeki alanları ve sanırım tumuyle de kavramıs durumdayım. O sebeple bunu soyluyorum, zaten panoramik karlı hava fotograflarını bu siteye koyunca, bunu sizler de ve hemen goreceksiniz. Dahası o yuksek bolgeye gidip de, oralarda sayet snowkite yaparsanız, emin olun ki ve herhalde, bu daga, bu devasa alanlara ve hatta bu porjeye de sanırım asık olacaksınız. Artık ondan sonrası da, zaten sizlere vede yuksek katkılarınıza ait olacak.

Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle, ayrıca ilginize de cok tesekkurler.
Oner Govsa

 

Antalya Alanya'nn Dibinde; Geyik dagları Muhtemel Kayak Merkezi Dibi Egrigol Yaylası Karayolu Haberi, Ama İste Su Akıyor ve Maalesef Turk de Bakıyor Lakin, Hatta ve Ustelik Sanki Hic Gormuyor Gibi Bile Gorunuyor.


 http://gundem.milliyet.com.tr/antalya-da-iki-mevsim-bir-arada/gundem/detay/1703988/default.htm

 

 

Akdağ kayak merkezi yol ihalesi tamamlanmış eğer yol eylül de hizmete açılsa acaba Ocak ayında Akdağ faaliyete geçer mi? http://www.haberalanya.com.tr/root.v...age&nid=547201

 

Evet Altap baskanı ve Alanya Belediye baskanı Sn Sipahioglu'nun, Akdag adına belirttigi bu gunubirlik bir sistem, aslında zaten benim onerdigim sistemin tam da tıpa tıp aynısı. Fakat Alanya icin benim dusundugum esas yer, bu Akdag'ın hemen kuzey arkasındaki komsusu 2877 m'lik zirveli Geyik daglarıydı ve taban kotları olarak da bu sıra daglarının 2050 m'lik yukseklikli Egrigol yaylası bolumleriydi, ama Akdag'da benim esas hedefimin sadece bir bolumu icinde yer alabilecekti sadece. Aslında yıllar once Turizm bakanlıgı Alanya Akdag'ı ve sanki 2'nci bir Uludag turunde planlamıs ve ihaleye de cıkartmıstı, ancak bu sekil o zaman hic ilgi ceklmemis vede olmamıstı, bence o sekliyle Akdag iyi ki olmamıs ve iyiki de talibini bulamamıs, simdiyse; bu Akdag tamemen de benim dusunceme uygun olarak ve yeniden planlanmıs olarak ortaya cıkmıs oluyor, yani benim onerdigim gunubirlik seklindeki dusunceme nihayet onlar da geldiler veya uydular ve tabi bu cok daha da iyidir, boylece yukarısı gereksiz otellerle dolmaz ve de bozulmaz, ustelik bu sekilde bizzat Alanya'nın kendi yuksek turistik sezonu uzar. Ancak ve sayet bu sistemi duzgun kurup ve iyi de isletebilirlerse, o zaman bu gunubirlik sistem, bence ve asla sadece Alanya ile sınırlı kalmayacak ve gerisi de gelecektir. Hayrılısı olsun, lakin bu tur tum Daglar, mutlaka Alp'in kriter ve boyutlarına uygun vede cok dogru olarak planlanmalı ve ayrıca cok da iyi isletilmeli, acıkcası bu durumlar hayati derecede onemlidir, yoksa dısarıdan beklenen pek kimse de ve maalesef gelmez.

Saygılar, sevgiler ve basarılar, ayrıca sana da cok tesekkurler verdigin bu haber linki icin.
Oner Govsa

 

Degerli kar sever kayakcı arkadaslar; Gerek Turizm Bakanlıgının Turkiye 2023 Turizm starejisi planlamasında, gerek Tusiad'ın Turkiye 2050 Turizm Stratejisi planlamasında ve gerekse de BAKA'nın (Batı Antalya Kalkınma Vakfı) Kuzey Antalya Turizm Statejisi Planlamasında, her nedense Antalya'nın o bir kac devasa daglarının, kıs turizmine kazandırılması ve devreye sokulmasıyla da alakalı olan tek bir satır bile yer almıyor benim anladıgım kadarıyla. Acaba bu nedendir ? Acaba Antalya'nın bu bazı devasa daglarını hic mi gormuyorlar ? Gormek mi istemiyorlar yada hic mi devreye sokmak istemiyorlar ? Veya acaba Antalya turizmi bu gunku haliyle kalsın, ama kendi daglarına hic bulasmasın mı ve daha ileri gitmesin mi, Antalya'nın kendi yuksek turizm sezonunun 11 aya cıkmaması durumu acaba ve bilhassa mı isteniyor ? Evet BAKA'ya ait bir kuzey batı Antalya statejik Turizm planı var, ama burası da sahilden uzakta yeni bir yerlesim yerini kapsıyor ve tum yıl boyunca kullanılacak deniyor, fakat bu yeni bolgenin kıs turizmi de, sadece Isparta Davraz'a odaklı ve baglı olarak dusunulmus ve Antalya'nın devasa daglarından acıkcası zerre kadar bile bahis yok nedense ? Kıs ve Dag turizmi olarak da, en cok veya neredeyse tamamen de sadece dogu Anadolu bolge dagları dusunulmus. Hata ve bu statejik planların bir bolumu icinde; Turkiye'de kayak yapan sayısı artmadıkca, kayak merkezi yapımına pek sıcak bakılmayacagı da, cok acık ve imalı bir sekilde belirtilmis, yani ve bir baska ifadeyle de; bu ulkedeki suanki kayak merkezlerine, oncelikle baska rakip yaratılmamasının da, ozellikle amaclanmıs oldugu acıkca goruluyor ve anlasılıyor diyebilirim. Esasında ulkemizin suanki kayak merkezlerinin; yurt dısından kayda deger kayakcı cekmesi gercekten de cok zor, fakat Alp'in kriter ve boyutlarına sahip cok da iyi isletilen devasa birkac kayak merkezlerinin ve hele de denizin yanıbasındaki Antalya'da yer alıyor olması, ciddi bir kıs sezonu dıs turstik akımı da kesinlikle saglayacaktır, bu gelenler Antalya'da aralık, ocak ve subat aylarında bile ustelik denize de gireceklerdir, zaten de bu kisiler; ozellikle de bu aylarda ve tabi sayet Antalya'da iseler, zaten denize de hep giriyorlar genelde, ornegin Almanlar'da ve Ruslar'da bu aylarda Antalya'da zaten ve kolayca da hep denize girerler, ustune bir de devasa dagarında kayak da yaparlar, yani ve bu kisilere; Alp'lerde var olanın yanına, bir de ilave olmayan urunu de vermis olacagız neticede, yani ve bu kisilere; sadece baklava degil, kaymaklı baklava verecegiz diyebilirim, bunu niye yemesinler ki ? Velhasıl bu katmerli turistik urunu afiyetle ve istahla da yiyecekler.

Velhasıl 2050 yılını bile kapsayacak turde yapılmıs olan ortalıktaki tum turizm stratejik planlarında; Antalya'nın dagları hic mi hic yer almıyor ve tabi bu durumda bu is cok cok zor, cunku basta devletin, hukumetin ve tum resmi erkanın, Antalya daglarıyla ilgili olan genel bakıs acısı ve genel politikası da, maalesef bu yonde ve cok ters bir sekilde kemiklesmis gibi gorunuyor. Acıkcası; Acaba Bunun esas Sebebi de Nedir ? Niye Antalya'nın o bazı muthis ve devasa daglarını, bol kar alısını ve bu muthis potansiyeli de acaba neden gormek istemiyorlar ? Acıkcası; Antalya ili; sayet cok parlak fikirli bir gelismis batı avrupa ulkesine ait bir sehir olsaydı, bu devasa bazı daglarının nasıl muhtesem planlandıgına, nasıl da devreye sokulup muthis bir sekilde degerlendirildigine, hepimiz de saskınlıkla tanık olurduk ve ustelik bundan da adım gibi eminim, bakın ve isterseniz bu son cumleyi bir kez daha tekrar edeyim, bu durumdan adım gibi eminim diyorum ve bunu da tartısmaya her zaman hazır ve nazırım. Ama burası da maalesef Turkiye iste ve ulkemizin genel bakıs acısı da bu ve tabi ne yazık ki.

Saygı ve sevgiyle bu konuyu ilginize, gorusunuze ve katkılarınıza da sunuyorum.
Oner Govsa İns. Muh.

 

http://www.alanya.bel.tr/bbultenDTL.asp?bID=2689 Yukarıdaki linke Akdağ yolunun ihalesi yapılmış eğer yol 120 günde biterse Şubat gibi Akdağ açılır mı? Yoksa bir dahaki seneye kalır mı

 

Antalya Daglarından sadece ve bir tek Alanya Akdag Kıs turizmine hazırlanıyor, bunun da ve yıllar oncesinden Turizm Bakanlıgı tarafından hazırlanmıs bir mevcut projesi de zaten vardı, iste o aynı Bakanlıgın ve vaktiye de hazılamıs oldugu o mevcut proje; simdi ve yine aynı Bakanlık tarafından artık ve tumuyle de zaten yok farz edilemedigi icin, simdi biraz revize edillerek uygulunacak gibi gorunuyor. Yani ve bence Antalya dagları icin baskaca bir dag ve kıs projesine de asla sıcak bakılmadıgı gibi, sanki izin de asla verilmek bile istenmiyor gibi gorunuyor, zaten mevcut tum statejik turizm planlarında da, bu gorus acıkca da belli edilmis veya bir baska ifadeyle Turkiye'de mevcut kıs turizmi merkezlerine baska rakip yaratılmaması da ozellikle dusunuluyor gibi ve boylece, ulkemizdeki bu simdiki mevcut diger tum kayak merkezleri de bilhassa kollanmıs oluyor yada Antalya Turizminin dag ve kıs sporları turizmi olarak da, digerlerine rakip haline getirilmesi de asla istenmiyor, benim tum okuduklarımdan ve gidisattan da anladıgım bu.

Acıkcası Antalya; yuksek turistik sezonunu 7 aydan 11 aya yukseltebilcecek, bu bazı cok yuksek birkac devasa dag ve kıs sporları merkezlerinin yapılmasına da kesin engel olunacak bu turde, kendisinin boynuna gecirilmeye calısılan bu ters boyunduruga veya bu haksız mahkumiyete sayet razı olur ve goz de yumarsa, olacagı da zaten budur.

Bu ters ve yanlıs durum da; kesinlkle Turkiye ve Antalya turizmi adında; ciddi ve ilave bir turistik doviz girdisi kaybı da yaratacagı gibi, istihdam acısından da buyuk kayıplar yaratacaktır ve dahası da, esasında bu ters kararlar ve uygulamalar da, sadece ve sadece Turkiye'deki diger rakip kayak merkezlerine yarayacaktır, belki de bu kararın perde arkasında esas bu rakipler de var olabilir.

Ancak bu tersligi ve yanlıslıgı savunanlar, ulkemizde yeterli kayakcı olmadıgından ve bu sayı da artmadıkca, yalnızca dogu Anadolu bolge daglar haric, baska kayak merkezleri yapılmasına da asla sıcak bakmayacaklarından acıkca bahsetmektedirler, esasında ulkemizde kayak yapan sayının dusuklugu dogrudur, ama bu gercege ragmen de; esasında ulkemizde Alp ulkelerinden cok da farklı olarak, nufusun yarısından fazlası cok da genc vardır, acıkcası bu gencler kayaga ozendirilip tesvik edilse, cok kısa bir sure icinde, yerli kayakcı musteri sayısında muthis bir patlama da yasanabilecektir.

Ayrıca ve ulkemizin suanki Alp'in kriter ve boyutları dısındaki pek cok kıytırık kayak merkezlerine, maalesef yabancı kayakcı musteri de pek gelmez ve zaten de gelmiyor, dolayısıyla da tum bunlar, bu durumda ve haklı olarak yerli kayakcı musteriyi de pek kacırmak ve kendilerine de baska yerli rakip yaratmak da istemiyorlar ve sadece agırlıklı olarak yerli kayakcıyla idare etmek zorunda da kalıyorlar ve bu yerli musteriyi de baska rakiplerle asla paylasmak da istemiyorlar.

Ama Antalya cok farklı olacak; Antalya sayet Alp'in kriter ve boyutlarına sahip 3 devasa kayak merkezine ve arenasına sahip olursa, ki bu da; zaten klimatolojik, topografik ve tum teknik planlama acısından da zaten cok fazla mumkun ve tabi Antalya bu merkezleri de sayet yeterince iyi isletirse, binlerce yabancı kayakcı musteriler Antalya'ya akın edeceklerdir, yani Antalya cok buyuk bir agırlık olarak; esasta yabancı kayakcı musteriye hizmet verecektir ve yerlilerle idare etmek zorunda kalan diger tum yerli kayak merkezleri de, aslında cok da yerli musteri kaybetmis de olmayacaklardır, dahası ve zaten tum bu mevcut yerli kayak merkezlerinin de; esasında muhtemel yerli rakiplerine ve dolaylı yoldan engel olmaya calısmak yerine, kendilerini revize edip, gelistirmesi ve buyutmesi de zaten gerekiyordu ve boylece onların da, muhtemelen bu yabancı kıs turizmi pastasından musteri kapabilir bir hale gelebilmesi de zaten kolayca da mumkun olabilecektir. Velhasıl; bu konuda Turkiye'nin İlgili Bakanlıgının ve diger tum mevcut yerli kayak merkezlerinin de esas izlemesi gereken rasyonel ve en akılcı asıl yol da bu bence, diger muhtemel yerli bazı rakip merkezlere dolaylı yoldan engel olmak ve engel cıkartmak, tekerlere takoz koymak degildir, zira bu tutum; aslında tum ulke turizmine de zaten zarar verir. Bana gore, bu konuda artık aklılların da basa alınması gerekiyor.

Yani; ulkemizdeki suan mevcut olan tum kayak merkezlerinin, dolaylı yoldan muhtemel rakiplere engel olması yerine; kendilerine ceki duzen verip gelistirmesi ve buyutmesi ve yabacı kıs turizmi pastasından musteri kapmaya calısması da, cok daha da uygun ve cok daha da ilkeli ve cok daha da dogru olurdu ve tabi, mevcut Hukumetin, Bakanlıgın ve tum ilgili resmi erkanın da, acıkcası esas bu akılcı ve ilkeli gidisata destek vermesi de gerekirdi, fakat ve maalesef bunun tam tersinin oldugu da acıkca gorunuyor. Dahası da, suan ortadaki tum stratejik kıs turizmi planlamalarının temelinde; ulkemizin suanki mevcut kayak merkezlerinin ve onların uzantısı olan bazı resmi kurumların goruslerinin yer almaması da, zaten ve asla dusunulemez bile, yani tum bu stratejik turizm planlarını yapan uzmanların veya tum bu teknik kadronun, kıs ve dag sporları bolumunde, bilerek yada bilmeyerek de olsa yanıldıklarına veya ozellikle de yanıltıldıklarına, rahatlıkla da kaniyim diyebilirim.

Saygı ve sevgiyle; bu cok onemli konuyu ilginize, gorusunuze ve yuksek katkılarınıza da sunuyorum.
Oner Govsa

 

Dahası Yerli kayak musteri sayısı az deniyor ama;

 

Dahası Yerli kayak musteri sayısı az deniyor ama; bakalım acaba bu durum tam olarak boyle mi ?

Esasında, Alp ulkeleri resmi istatiksel verilerine gore, ozellikle de son yıllarda ve her yıl Turkiye'den 4 milyon kıs turistinin Alp daglarını ziyaret ettigi de, (2000'li yılların baslarında; bu sayı 2,5 milyon olarak ifade edilmekteydi) o Ulkelerin kendi yetkili kisilerince yazılı ve resmi olarak da ifade edilmektedir, ama bu toplam rakamda; belki yılda 3 veya 4 defalık mukerrer durumlar ve belki de, gidenlerin %50'sinin kayak yapmıyor ve sadece gezmeye odaklı oldugu da dusunulebilir, fakat verilen toplam rakam da bu. Yani ve bir baska ifadeyle de ve bence, demek; aslında baya bir yerli kayak musterisi de varmıs, ama bunlar da; bizim Alp'in kriter ve boyutları dısındaki kıytırık ve plansız kayak merkezlerine gelmek yerine, belki de mecburen Alp'leri tercih ediyorlar ve her yıl da, hep oralara gidiyorlar ve tabi bu durumdan; elbetteki bizim mevcut kayak merkezlerimiz de sorumludur, hatta onların gorusleri dogrultusunda devasa baska rakip muhtemel kayak merkezlerinin yaratılmasına engel olanlar da, zaten ve kesin olarak da sorumludur.

Acıkcası Antalya; sayet istedigim ve planladıgım ve planlamaya calıstıgım gibi olsa ve iyi de isletilse, bence bu toplam 4 milyonluk sayıdaki yerli kayakcı musterisi kisiler de, muhtemelen Alp'lere ve artık belki pek gitmezler veya cok daha az giderler, ama Antalya'ya hep ve daha da cok akın ederler, tabi ve bu arada diger mevcut yerli kayak merkezleri de, planlama, yatırım ve isletme bazında Alp'in kriter ve boyutlarını sayet ve biraz tuturabilseler, onlar da bu aynı kitleden baya bir ilave ziyaretci de alırlar, hatta ve belli bir yabancı turist sayısını da rahatca alırlar.

Saygı ve sevgiyle.
Oner Govsa

 

BU YAZI; ASLINDA BENİM ESKİDEN YAZDIGIM BİR YAZIYDI, BUNU FAYDA İCİN ALTTA TEKRAR KOPYALAYIP YAPISTIRDIM. Dahası bu alttaki konu da, bir ustte yazdıgımın da devamıydı zaten.

 

Dikkat: Yalnızca Turkiye'den ve bir yılda da sadece tum Alp'lere ait toplam geceleme sayısı 2003'te 2.500.000 ama, simdiyse 4.000.000 adet olarak telaffuz ediliyor. Yalnızca Turkiye'den ve bir yılda da sadece tum Alp'lere ait toplam geceleme sayısı 2003'te 2.500.000 ama, simdiyse 4.000.000 adet olarak telaffuz ediliyor ve bu toplam sayı da, Avsuturya Ernsnt & Young Viyana'dan. Herneyse ama; sadece kıs turizminden ve yalnızca da Avusturya, yılda toplam 12 milyar dolarlık bir girdi saglıyor ve bunun sadece 4 milyar doları da yalnızca İnnsbruck'a ait benim bildigim, tabi ve sayet yanlıs da hatırlamıyorsam. Dahası Avrupalı'lar istatiksel verilerde cok da ciddidirler, yani oralarda bu turde ufurmeler de genelde ve asla olmaz. Ayrıca; bunun yanısıra ve bu defa da ulkemiz kıs turizmiyle ilgili olarak hemen alttaki linke bir bakıverin isterseniz.

http://www.turizmdebusabah.com/haber...lir-63628.html

Saygı, sevgi ve en iyi dileklerimle de.
Oner Govsa

 

Öner abi, bence Akdağ ın açılması bir başlangıç eğer tesis Alp dağları kriterlerinde düzenlenip bir miktar yabancı tursitte çekilirse başta Alanya daki oteller olmak üzere diğer bütün sahildeki otellerde (Side, Manavgat, Sorgun vs...) diğer dağların turizme açılması için hükümete baskı yaparlar hatta bu forum da Antalya nın diğer dağlarının da turizme açılması için kampanya yapalım. Bu vesile ile Antalya nın makus talihini yeneceğine inanıyorum.

 

Selamlar cok degerli Snowkite kardesim; bence bu tahmininde kesinlikle de haklı olabilirsin, zaten Antalya'nın bu bazı belli dagları, bir gun ve mutlaka kıs turizmine de kazandırılıp acılacak, yani bundan adım gibi de eminim, lakin isin onu hep tıkanıyor ve hep yokusa suruluyor ve tabi cok da fazla zaman kaybettiriliyor ve bence bunda bir kasıt da var.

Ama benim esas ustunde durdugum; bu cok fazla olan zaman kaybı, ben 65 yasıma girdim ve cok fazla istememe de ragmen, acaba ben bu isin icinde olabilirmiyim, hatta ve acaba ben bunu gorebilir miyim ? Yani benim icin esas mesele bu, dahası ve yıllardır da hep bu yokusa surmeler; Turkiye ve Antalya turizmine de surekli kan ve dolar kaybettiriyor diger yanıyla da, ustelik ilave isdihdam olanaklarını da hep baltalayıp engelliyor ayrıca, oysa ulkemizin ilave dolarlara ve isdihdama da cok asırı ihtiyacı var, hem de simdiler de yani. Bu yapılanlar sayet bir hainlik degilse; acaba nedir ? Zira bunları sadece cahillikle izzah etmek de cok zor. Belki bu yazdıklarıma bazıları kızacak ama, o zaman da bu yapılanların adını; lutfedip bizzat kendileri koysunlar.

Saygılarım ve sevgilerimle de.
Oner Govsa

 

Öner Abi görüşlerinde sana %100 hak veriyorum. İnş bu dağlar planlanırken senden de görüş alırlar. Alanya Akdağ kayak merkezi Uludağ kadar mı yoksa Kartepe kadar mı olur? Tabii Alp disiplininde planlanırsa

 

Bence; Alanya Akdag'ın, ancak ve bu konuda sayet tam olarak da hakkı verilirse, (suan ki 1 ve 2'nci bolge toplamı olarak) o zaman suan ki Uludag'ı da sollar (Uludag'ın zaten suan esas hakkı da asla verilmis degil maalesef), ama yine de oyle devasa bir kayak merkezi de olmaz o Akdag, lakin oyle kıytırık bir merkez de olmaz. Fakat o Akdag'a da; soyle global olarak ve dikkatlice baktıgım zaman da, sanırım bu dagda maksimum 60 veya 70 km'lik toplam boya sahip kayak pisti toplam uzunlugu ve gunluk maksimum 10.000 veya 12.000 kisilik maksimum bir kayakcı kapasitesi de cıkabilir bu dagdan, tabi kayakcı kapasitesi icinde snowboardcularda yer alıyor bana gore. O sebeple de ve aslında Alanya Akdag, tek basına Alanya ve yakın cevresindeki mevcut yuksek yatak kapasitesine de asla yetmeyecektir ve o nedenle de buna daha yuksek kapasiteye sahip Geyik daglarının uygun yerleri de hemen ilave olmalı yada edilmelidir. Herneyse ama, bunun dısında tum buraları da; sadece kayak merkezine ve yalnızca da kayak sezonuna odaklı olarak planlanmamalı, 4 mevsim boyunca ve yazın da burası cok guzel bir sekilde, degisik dag sporları ve eglenceleri konseptleriyle de kulanılmalıdır. Keza kısın ve kayak sezonu icinde de, ayrıca ve bu defa da kayak yapmayanlara da yonelik olarak, yine cesitli dag sporları ve eglenceleri sekilleriyle de kullanılacaktır veya kullanılmalıdır ve tabi mutlaka buna uygun sekillerde planlanmalıdır.

Saygı ve sevgiler.
Oner Govsa

 

Yuksek Turizm Sezonunu ve Turistik kazancı baya artıracak ve genelinde Antalya'nın dag ve kıs turizminin onu, maalesef artık ve baya kapatılmıstır. Bu konudaki acıklama ve cevaplarım da hemen altta.

 

Daha Dune Kadar, Ulkemizde ve bu yönde bağlayıcı bir mevcut plan yokken, simdi ve Antalya aleyhine ve böyle bağlayıcı bir plan da, artık ve maalesef var ve bunu asabilmek de, artık eskisinden cok daha da zor bir hale getirilmiş durumda. Dahası; Ankara ve yandaşlarındaki genel dusunce tarzı, Antalya Turizm olarak zaten yeterince gelişmiş, o sebeple de; bu ise kıs turizmini katmasına ve kendi bazı devasa dağlarını da devreye sokmasına hic gerek yok ve hatta su anki Antalya turizminin daha fazla gelişmemesi, cok daha da iyi olur düşüncesi, maalesef yine hakim durumdadır yada ve sayet gelişecekse, bu durum ve ozellikle de dag turizmi acısından Isparta ağırlıklı olmalı ve bilhassa da orayı kapsamalı. Aslında (Batı Antalya Kalkınma Ajansı) BAKA’ya ait bazı turizm statejik planları var ama, bunların hepsi de, nedense ve tümüyle de, o devasa bazı Antalya daglarını hep es geçmiştir. Hatta ve ayrıca yine bu konuda; Antalya kadar güney enlemlerde kayağa uygun bir kar kalitesi olmaz diyen pek cok resmi agız bile vardır. Her neyse ama; bu olumsuz goruslerin sadece cehaletten kaynaklanmadığını, hatta ve bilhassa da kasıtlı olabilecegini sizlere anlatmaya calısacagım ve tabi bu konuda da, ayrıca ve ilave olarak bazı onemli ornekler de vereceğim, Velhasıl bu konu kısaca soyle;

Ankara'da, ilgili Turizm Bakanlıgın en son yaptıgı ve ilan da ettigi resmi Turkiye 2023 turizm starejik planında acıkca da belirttigi sekliyle, kayak merkezlerinin imali, tesvigi ve tabi izni konusunun da, daha cok dogu anadolu bolgesine yonunde olacagı ve kayakcı sayısı artmadıkca da, ulkede ve baska bolgelerde kayak merkezi imaline asla sıcak bakılmayacagı ifade edilmektedir, yani dolaylı yoldan dogu anadolu dısındaki kayak merkezlerinin yapımına ve gelisimine esasında Ankara da karsıdır ve bunu da zaten bu son turizm statejik planında acıkca da belirtmiştir.

Aslında Ankara'nın son 2023 turizm stratejik planında ortaya koydugu ve kayakcı sayısı artmadıkca yeni kayak merkezlerinin acılmasına asla sıcak bakılmayacagı seklindeki bu muhalif gorusu, kayak yapmayanlara ve ilk anda mantıklı gibi gelebilir, ama bu gorus asla samimi ve gercekci de degildir, soyle ki; esasında ve zaten nufusun yarıdan fazlası genc olan ulkemizdeki gencler, sadece 1 yıllık bir sure icinde kayaga tesvik edilseler, kayakcı sayısı ve yalnızca da bir yıl sonrasında muhtemelen ve en az 4 veya 5 katına birden cıkıverecek ve yukselecektir. Cunku bu is ve mesela bu konuda gunumuzun populeri snowboardu ornek alalım ve sadece 1 sezon snowboardu deneyen ve yapan bir kayakcı, muhtemelen 1 sezon sonunda zaten zevk alacak boyutta ve kolaylıkla da kayıyor ve kayakcı durumuna da gelmis olacaktır, ustelik bu kayak sporu cok virutiktir ve bir virus gibi bulasınca da, artık o kisi pek iflah olmaz bir kayak hastası oluverir ve hem de hemen, yani bu is ve hic gecmeyen bir tur grip hastalıgı gibidir bile diyebiliriz mesela.

O sebeple de; isin bu en hayati oneme haiz asıl ve temel kısmını asla gormeyen ve yok farz eden bu genel muhalif Ankara'nın ve tum resmi yandaslarının gorusu, acıkcası ve sadece kendilerine rakip yaratılmasını asla istemeyen su anki bazı rakip kayak merkezlerine yaramaktadır vede yarayacaktır ve bu muhalif gorusu, eminin bu rakip kayak merkezleri ve mutlaka buyuk bir sevincle de alkıslıyorlardır, hatta ve muhtemelen de, bu muhalif goruste onların dahli de mutlaka vardır, zaten ve en azından bu plan yapılırken zaten onların goruslerine de mutlaka baş vuruluyordur ve bu planlara da, bu rakip kayak merkezlerinin ve yandaşlarının bu gorusleri de mutlaka yansıyordur, yani bu tur planlar; lobi faaliyetlerine ve her zaman da cok acıktır maalesef.

Simdi gelinen bu noktadan gorulen en son goruntuler soyle ozetlenebilir; Ankara, yeni kayak merkezleri yapımı konusunda sadece dogu Anadolu'ya sıcaktır, tum diger bolgelerde yeni kayak merkezleri imaline de muhaliftir, var olanların buyutulup gelistirilmesine de ve nedense sadece Erciyes haric olmak kaydıyla da yine karsıdır ve muhaliftir. Bu muhaliflik; Antalya’nın o bazı devasa ve muhteşem dağlarını da maalesef kapsamaktadır.

Sehirlerin turistik degeri ve yıldızı da, tıpkı otel yıldız sayıları gibidir ve bunu da Ankara zaten cok iyi bilir. Mesela 5 yıldızlı bir otelde, yatak sayısına oranla, bilmem kac kisilik ve en az 2 buyuk konferans salonu vs gibi pek cok aktivitenin de mutlaka olması gerekiyor, ornegin 2 yıldızlı bir otelde ozel bir otopark ve yuzme havuzu vs bulunması zaten sart degil ama, yani yıldız sayısı arttıkça; bu tur sartlar da kesintisiz sekilde artmaktadır ve tum bunlar da zaten uluslararası turizm kriterlerinin bir geregidir. Velhasıl turistik yıldızı fazla bir dunya sehrinde de, her turlu turistik aktivitenin ve turistik urun cesitlerinin olması da, aslında mutlak bir sarttır. Demek Antalya’yı yıllardır ve resmen de yonetenler ve tabi asıl patron Ankara da, dag ve kıs sporları konusunda Antalya’ya kasıtlı ve muhalif davranmıs veya cok ve hatta hep de yanlıs dusunmus ve yanlıs da yapmıs, zira bunu baska turlu izzah etmek de zaten mumkun degil. Acıkcası ben bu durumu; asla bir cehalete baglamıyorum ve bunda da kesin bir kasıt var diyorum, cunku boyle bir cehalet zaten olamaz, Ankara herturlu uluslar arası turizm kriterlerini de, zaten ve cok da iyi bilir, dolayısıyla da ve Ankara tayinli resmi Antalya Yoneticilerinin de bu bilincten yoksun olması, bana gore ve zaten de mumkun degildir, herhalde; sıradan ve kapıcı kılıklı biri de zaten Antalya’ya yonetici olarak tayin edilmez, yani Antalya Turizminde varılan bu nokta da, yüksek turizm sezonunun uzamasına yarayacak olan o bazı devasa dağlarının kıs turizmine kazandırılmaması konusundaki bu en son durum; aslında ve yıllardır surdurulen kasıtlı bir stratejinin de urunudur bence.

Velhasıl ve suan icin bile; Antalya’nın tum resmi erkanın buyuk cogunluguna gore, Antalya’ya kıs sporları ve kayak merkezine ne gerek var ki, gorusu hakimdir ve bu gorus helan de gecerlidir. Ayrıca Ankara'nın da bu konudaki en son gorusu de zaten malumdur, son 2023 turizm statejik planıyla da acıklanmıstır ve ustelik bu bakıs, Antalya’ya tayinle goreve yolladıklarıyla da zaten ortusmektedir, yani Antalya’nın resmi yoneticileri, hep Ankara'nın istedigi yonde gitmislerdir ve gitmeyenler de; zaten ve en kısa surede Antalya’dan yollanmıştır ve maalesef buna, Saklıkent kayak merkezinin yaratıcısı ve kurucusu, o cok eski ve pek de sayın cok değerli Antalya valisi Sn merhum Huseyin Ogutcen bile maalesef dahildir.

Dolayısıyla ve yıllar boyunca da; Antalya o bazı muhteşem dağlarını kıs turizmine katabilmeyi asla başaramamış ve bu yönüyle yüksek turizm sezonunu uzatamamış, neticede uluslararası arenada aslında cok hak etttigi bir oranda turistik yıldız sayısını arttıramamış, bu tur turistik urunlerini de biraz daha cogaltmayı basaramamıs ve tabi dunya turizmine de sunamamıs ve neticede, kişisel turistik gelirini de daha da fazla arttıramamıs ve bu konularda da maalesef hep engellenmiştir. Tum bu engellemelerle ilgili olarak da, iste ve ornegin Antalya’ya kıs turizmine ve kayak merlezine ne gerek var, zaten bu kadar güney enlemlerde kayağa uygun bir kar kalitesi de olmaz veya ulkede zaten kayakcı sayısı az, bu yüzden mevcut kayak merkezleri zor ayakta duruyor tarzı; kasıtlı, yanıltıcı, asıl gerceklerden de uzak ve tumuyle de hep yapay sebeplerin arkasına gizlenilmistir.

Oysa ve bir zamanların Ortadogunun Paris'i dedikleri Lubnan'ın o unlu sehri Beyrut'un ve ustelik, daha o cok eski yllardan beri de, yani 20'nci yuz yılın ilk yarısı icinde, cok ciddi bir kayak merkezi de vardı ve islemekteydi mesela (ve zaten halen de var), Dahası ve aslında bize gore cok daha guney enlemlerde ve cok daha sıcak bir iklim kusagı icinde yer alan ve ustelik de sadece 2460 m'lik bir zirveyle asırı yuksek de sayılmayan, Suriye sınır bolgesindeki Beyrut'un bu unlu kayak merkezi, yıllardır ve savas sebebiyle bir yatırım almadıgı halde, bu gun ve boyut olarak bizim Uludag'ın en az 3 misli bir buyukluge de sahiptir, velhasıl o adamlar ve o 20'nci yuz yılın baslarında bile; kardesim boyle bir sıcak iklime ve Arap'lara bir kayak merkezi yapılmasına ne gerek var dememisler ve yapmıslar, boylece ve yılarca turistik urunlerini de gelistire gelistire, arttıra arttıra ve nihayet dunya'da Beyrut'un turistik yıldız sayısı da artmıs, turistik urunleri cogalmıs ve neticede Beyrut, ortadogunun bir Paris'i haline de gelmis ve iyi ki bizim tip bir yonetici oralarda pek yokmus, yoksa o dag orada ve halen de kupkuru bir dag olarak durmaktaydı. Hatta Lubnan'da; aslında bundan baska 3 adet daha kayak merkezi bile var (ve bunlardan biri de, ustelik cok daha alcakta yer alıyor), yani toplam 4 kayak merkezi var ve begenmedigimiz bu adamlar, kardesim zaten sıcak kusaktaki bu iklime ve bu araplara kayak merkezine ne luzum var dememisler ve ustelik de 20'nci yuz yılının ilk yarısı icinde bile.

http://www.snow-forecast.com/resorts/Faraya

http://www.snow-forecast.com/resorts/Faraya/pistemap

Oysa Bizim Ankara ve onun en ust İzmir yoneticileri de, degil 20'nci yuz yıl basları, suanki 21'inci yuzyılda bile; ornegin Antalya ili icin bunu asla ve hala dusunemiyor ve suanki Antalya Boyle kalsın, bizzat Antalya için kıs ve kayak turizmine ne gerek var bile diyebiliyor ve bu hayali gerekcelerin de arkasına gizlenerek, sonucta rakip kayak merkezlerini de korumus ve kollamıs da oluyorlar, ama bu arada ve maalesef Antalya’ya da buyuk kotuluk yapılmıs olmaktadır.

Dahası; ornegin bu tur de bir kayak merkezi de İsrail'de var ve o da Hermon dagının zirvesinde ve bu cok daha da alcak, sadece kar oldugunda kayak yapılabiliyor, ama ve gunluk maksimum 10.000 kayakcı kapasiteli bir yer yine de. Demek bu adamlar bile kardesim bu iklim kusagında ve bu kadar alcak bir dagda kayak merkezine ne gerek var dememisler anlasılan, ama bizim yoneticilerimiz sayet orada olsaydı, zaten burası da yine ve sadece kuru bir dag olarak kalırdı.

http://www.snow-forecast.com/resorts/mounthermon

http://www.snow-forecast.com/resorts...ermon/pistemap

Keza bu ture bir baska misali ve bu kez de İtalya'dan verelim; Ornegin kuzey italya İsvicre ve Avusturya sınır bolgeleri ve onların az guneyindeki Sud Tirol ve guney Alp'ler ve Dolomiti bolgelerinde İtalyan'ların zaten birkac yuz bin yataklı ve belki de 100'den fazla sayıda ve bazıları da dunya markası olan pek cok muhtesem ve devasa kayak merkezleri de var. ama İtalya'nın cok daha guneyine ve zimenin ortalarına dogru inildiginde ve mesela Roma sehrine cok yakınlasıldıgında, orada ciddi bir maiella ve monte sirente dagları var ki, bunlardan biri cok yuksek ve o da yaklasık 2900 m zirveli gibi ve bu her 2'si de Roma sehrine cok cok yakın bir durumda ve herhalde bu kayak merkezlerinden, basta Roma ve cok yakın baska sehirler de yararlanıyor olmalı, yani İtalya'lar; kardesim kuzey bolgelerimizde belki 100 den fazla ve birkac yuzbin yatagı da olan devasa kayak merkezlerimiz var zaten, o takdirde buraya fazladan bir kayak merkezine ne gerek var dememisler anlasılan. İyi ki bizim yoneticiler orada isin basında degillermis, yoksa o dag da ve halen orada kupkuru duruyor da olacaktı. Ustelik de adamlar; ya kardesim zaten Roma'da dunya kadar turistik urun ve bir o kadar da, muhtesem tarihi zenginlikler de var, Roma zaten turizmde hala bir dünya kenti, bos ver buraya yakın bir kayak merkezi de olmayıversin ve bu Roma da, artık ve sadece boyle kalsın bile de demiyorlar ayrıca.

http://www.snow-forecast.com/resorts/Roccaraso

http://www.snow-forecast.com/resorts/Roccaraso/pistemap

Hatta ve yine Roma’ya cok yakın; Farklı ve ilave bir kayak merkezi daha: http://www.snow-forecast.com/resorts/CampoFelice

Herneyse ve maalesef bu yazım cok uzun oldu ama, bu yazımın icerigi; merak edeni, okuyanı ve anlamak isteyeni de, acıkcası yeterince tatmin edici bir doygunlukta ve son derece de gercekcidir netice olarak ve umarım bizim yoneticiler bu yazımı da dikkatlice okurlar ve dilerim oyle de olsun diyelim isterseniz.

Saygı ve sevgiyle ilginize sunuyorum.
Oner Govsa

 

Ustune Ustluk ve en son olarak ve tabi yine bu konuyla ilgili, su alttaki linki bir kez daha ilave etmis olayım.

http://www.turizmdebusabah.com/haber...lir-63628.html

Saygı ve sevgiler.
Oner Govsa

 

Öner abi, bu olumsuz haberlere her ne kadar üzülsem de Akdağ turizme açılıp oteller para kazanınca işlerin değişeceğine inanıyorum. Ayrıca burada bir kampanya yapıp imzalı dilekçe ile hükümete gidilirse bence hükümet kanadı bunu dinelyecektir olumsuz bürokratlara rağmen. Antalya uçak pahalı olduğu için (çok erken rezervasyonlar hariç) buradaki bence en önemli altın anahtar hızlı trenin açılmasıdır (Antalya Havalimanını da kapsamalıdır böylece yerli ve yabancı kayak turistini en kısa sürede kayak merkezine ulaştırırız).

 

Ah Degerli Snowkite kardesim, moral bozmak istemem ama, lakin burası Turkiye ve bak o Akdag'ın basına, bundan sonra daha ne dertler acılacak, dilerim yanılırım ama, bu isler bu ulkede maalesef boyle oluyor veya boyle olusturuluyor. Ben o Akdag Kayak Merkezini ve maalesef belki de gormemem bile, zira burası Turkiye.

Saygı ve sevgiyle sana herdaim sans acıklıgı ve gonul ferahlıgı da diliyorum.
Oner Govsa



Aubey rumuzlu kisiden bir alıntı: Bu sezon cok kotu patladı, ocak sonu sömestre tatili de zaten cok pahallı, üstelik tatil oncesi de malesef kar yok.


Dikkat: Bu alttaki; sadece kısa bir bilgilendirmeye yonelik ve bana de gore onemli bir acıklamadır ve acıkcası bu gun ulkede Igdır Agrı dagı projesi gibi, Antalya Lord Mountains, Alanya Geyik projeleri bitmis, tumuyle revize de olmus ve isler durumda da olsaydı mesela, zaten ve en azından buralarda yıl sonundan itibaren de sorunsuz kayak yapıyor da olacaktık. Her neyse, bu konuyla ilgili detaylı kısa acıklama da zaten hemen altta, tabi okumanız dilegiyle de;

Su anki gidisata bakılırsa; maalesef bu yıl, sanki 2001 yılı kıs mevsimine de baya benziyor gibi gorunuyor. Ornegin 2001 yılı kıs mevsiminde ve 6 subat tarihinde mesela; DMİ olcumlemelerine ve ilanına da gore, Uludag'da 94 cm, Kartalkaya'da 35 cm, Palandoken'de 29 cm, Erciyes'te 30 cm ve Ilgaz'da da sadece 32 cm kar kalınlıgı var idi, ama tam olarak ve yine aynı tarihte ise, bizim Lord Mountains platosunda yaklasık ve en az minimum 150 cm ile 200 cm arasında kar bulunmaktaydı (Geri sayfalarda yer alan ve o ilgili aynı tarihe de ait Lord Mountains hava fotograflarına ve resimlerine de sayet dikkatlice bakar ve okursanız, bu gercegi sizler de zaten ve hemen de fark edecesiniz, ayrıca ve yine bu konu icin; http://www.dagprojeleri.com adlı web sitesinin Antalya dag projeleri kısmındaki detaylı bilgiler bolumunde bulunan resimlerini de inceleyebilirsiniz). İste bu yıl da; sanki ve yine benzer bir durum yasanıyor gibi gorunuyor, nitekim suan Turkiye kar rekoru da Antalya Saklıkent kayak merkezinde bulunuyor, esasında Saklıkent, Bey daglarının en az kar alan ve en az sureli kar saklayan bir yeridir, acıkcası ve mevsiminde Lord Moutains platosunda bulunan kar kalınlıgı Saklıken'in en az 4 katı olcusundedir diyebilirim, nitekim Saklıkent'teki kar tamamen de bittigi zaman, Lord Mountains platosu kayak bolgesinde 1,5 ay daha kayak yapılabilecek bir kar kalınlıgı ve stoku da genelde hep var olmustur. Kısaca ve bu onemli acıklamalardan da sonra ve Antalya Lord Mountains platosunda bulunan ve suan ki mevcut kar kalınlıgının da, ne kadar ciddi boyutta olabilecegini isterseniz sizler tahmin ediverin. Aslında Lord mountains kayak platosunun, genelde ve fazla kar yagısı almasının nedeni sudur; gercekte Balkanlar, Karadeniz ve orta Akdeniz koridorları olarak ulkemiz 3 yonden yagıs almaktadır, ancak ulkemizi esas besleyen ana koridor orta Akdeniz koridorudur (bu koridor girisinin de en basında, yani ana kapısında yer alan ilk en ciddi yukselti de Lord Mountains platosudur ve gelen ilk ciddi yuklu yagıs da once buraya bırakılır, gerisi de hep eksilerek doguya kayar) ve bu orta Akdeniz koridoru da sayet kurursa, ulke cok ciddi bir kuraklık da yasamaya baslar, yani bu ifadeyi baska turlu yazarsak, Antalya'nın yeterli yukseklikteki (orta Toroslar da dahil) Toros dagları sayet ciddi bir kar sıkıntısı yasarsa, neredeyse ulkemizin tamamı da kuraklıga mahkum duruma duser. İste bu sebeple de; Antalya'nın orta Akdeniz koridorundan kar kapabilen yeterli yukseklikteki dagları, aslında en yuksek kar garantisine de sahip olan ve bu yonuyle, ulkemizde ilk sıralarda yer alan daglarıdır denilebilir. Ornegin Bursa'nın 12 aylık toplam yagıs ortalaması 694 mm'dir, İzmir'in mesela yine toplam 12 aylık yagıs ortalaması 682 mm'dir, ama Antalya'nın 12 aylık toplam yagıs ortalaması 1046 mm'dir ve bunun da sadece, Aralık, ocak ve subat ayları kıs mevsimi 3 aylık toplam yagıs ortalaması ise 666 mm'dir ve bu sadece kıs mevsimi toplamı olan rakam da, neredeyse Bursa'nın yıllık yagısına da esdeger gibidir, hal boyle oldugunda da ve yeterli yukseklikteki daglar da bulunduguna gore, o yuksek dagların kar alısı hem cok daha garantili ve hem de cok daha fazla olabiliyor neticede. (ama bu iddia da; Rize ve Artvin Kackar'lar haric de diyebiliriz) Ama Balkan koridoru girislerindeyse, İlk sıradaki en sanslı dag ise Uludag'dır, cunlu bu koridor girisideki ilk ciddi yukselti de zaten Uludag'dır, fakat Balkan koridoru sayet kurursa, iste o zaman da Uludag'ın isi zorlasıyor maalesef.

Not: Yurdumuzu esas besleyen ana sistemlerin; besleme onem sırası soyledir; ilk sırada ve acık ara da en onde olan Orta Akdeniz koridoru, sonra Balkanlar koridoru ve cok az da Karadeniz koridoru (bu daha ziyade Karadeniz kıyı seridini besler) seklindedir.

Saygı ve sevgiyle de, bu onemli konuyu ilgi ve katkılarınıza da sunuyorum.
Oner Govsa